-Özel Bölüm 2-

44.3K 3.4K 1.5K
                                    

"O kızın transfer öğrenci olduğunu söylediler. Zaten kızın yabancı olduğu hemen belli oluyor." dedi İnci umursamaz bir tavırla. Kızı umursamamasına rağmen yine de her zamanki gibi öğrenmek istediklerini en önce öğrenen de o olmuştu. Zafer kolejinde hiçbir olay onun gözünden kaçamazdı. Bu konuda annesinin ününü bile geride bırakacak bir yeteneği vardı.

Deniz elindeki kitabın üzerinden kısa, kızıl saçlara sahip olan kıza baktı. "Sana boşuna magazin kraliçesi demiyorlarmış." dedi. Yine her zaman olduğu gibi memnuniyetsiz bir ifade ile konuşuyordu. Deniz Yıldırım'ı memnun etmek herkesin harcı değildi. İnci bazen onun aileler tarafından tanıdıkları olmasa onlarla konuşma zahmetinde bulunmayacağını düşünürdü. Zaten onların arkadaşlıkları okul sıralarına değil beşikteki hallerine dayanıyordu. Kutsal, İnci'nin kuzeni, Deniz ise Ulaş amcası ve Yeliz teyzesinin iki çocuğundan biriydi. Babalarının arkadaşı olan Görkem ve Zehra çiftinin oğulları ise onlardan büyük olduğu için okuldan mezun olmuştu.

Ve tabi ki çocuklarda aileleri gibi Zafer Kolejine gidiyorlardı.

"Lise son sınıfta yabancı bir okula transfer olmak onun için zor olmalı." Kutsal, yeşil çimenlere rahat bir tavırla uzanmış. Elinde ki tenis topunu yukarı atıp ardından hemen yakalıyordu. Kutsal'ın havalı olma saati gelmişti anlaşılan. İnci gözlerini devirmeden edemedi. Daha önce halasının kocası olan Kutlu eniştesinin gençlik fotoğraflarını görmüştü. Bu yüzden de Kutsal ile aralarında benzerlikleri rahat bir şekilde görebiliyordu. Kutsal, -her ne kadar genç kız kabul etmek istemese de- babasından bile daha yakışıklıydı. Babasının kahverengi dağınık saçlarını, annesi Seren'in ise mavi gözlerini miras almıştı. Ayrıca uzun ve kalıplıydı. Hangi spor dalını yaparsa  yapsın başarılı olmak gibi de bir yeteneği vardı. İşte bu yetenek ne yazık ki spor alanında kalmıştı. Derslerde oldukça berbattı. İnci sinsice gülümsemeden edemedi.

İnci bazen onu kıskanmadan edemiyordu ama çoğu zaman da kuzenden çok kardeş gibiydiler. İnci'nin her zaman söylediği gibi genç kız, Kutsal'ın iç sesiydi. Saçma sapan bir hareket yapmadan önce kız genellikle ona engel olurdu. Ve genellikle Kutsal düşüncesiz hareket etmeye bayılırdı. Adam düşünce insanından çok hareket insanıydı.

İşte onun saçma sapan hareketlerinin sonuçlarını ortadan kaldırmak için Deniz devreye giriyordu. Deniz ise grubun en aklı başında olgun olan kişisiydi. Ne de olsa babası ve annesinin beynini miras almıştı. Üstelik okulun en başarılı öğrencisiydi ve annesi Asel ne zaman Deniz'i görse küçük Ulaş diye çağırırdı.

İnci çoğu zaman annesinin ve diğerlerinin nasıl arkadaş olduklarını düşünmeden edemezdi. Ne de olsa birbirlerinden oldukça farklı insanlardı ve annesinden ne eniştesi ne de Ulaş amcası haz ederdi. Ne zaman bir araya gelseler her zaman tartışırlardı. İnci güneşin altında, çimenlerin üzerinde yanında olan iki adam baktı. İkisi de yakışıklı ve oldukça havalıydı. Onlardan bir alt sınıfta olmasına rağmen her zaman yanlarında olurdu ve bu yüzden okulda oldukça popülerdi. Tabi kızların çoğuda ondan nefret ediyordu. Eh iki yakışıklı adamla olmanın da dezavantajı vardı.

"Öğleden sonra derse girmeyecek misiniz?" diye sordu İnci elindeki telefonun saatine bakarken. Beş dakika sonra ders başlayacaktı.

Kutsal bıkkın bir şekilde nefes alırken Deniz kitabını sesli bir şekilde kapatmıştı. "Kutsal Sözer, seni sürüklemem gerekirse bile sınıfa götüreceğimi biliyorsun. Beni zorlama." Dedi kesin bir tavırla.

Genç adam arkadaşının boşa tehdit etmediğini biliyordu. Onlarda tıpkı babaları gibi yakın arkadaşlardı. Her ne kadar fiziksel bir karşılaşmada Deniz'i hemen yenebileceğini bilse de ne olursa olsun ona şiddet göstermeyeceğini biliyordu. Kendisini çekmek kolay değildi ve hem zeki hemde ödevlerinde yardımcı olan arkadaşından vazgeçmek istemiyordu.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin