Bölüm 58: Küçük Bir Buluşma

46.8K 4.2K 891
                                    

 Seren yemeklerle bezenmiş sofraya şaşkın gözlerle baktı.

"Abilerim beni şaşırtıyorsunuz. Şimdi siz hiç üşenmediniz ve yemek mi hazırlandınız?" Masada yer alan yemeklere baktığında ağzının suyu akmıştı. Bu evde uzun zaman sonra ilk defa hazır bir masaya oturuyordu. En son annesi evdeyken böyle hissetmişti. Genç kızın annesi aklına düştüğünde içi karardı. Abileri ve babası da masa da olduğuna göre şu an Seren'in anlatacakları için uygun bir ortamdı. Üstelik bu konuyu uzun uzun düşünmüştü ve bunun sonucunda onlara gerçeği anlatmamanın tamamen bencilce bir davranış olduğuna karar vermişti. Söylediklerinden sonra diğerlerinin kötü hissedeceğini bilse de bunu onlara anlatmalıydı.

"Size söylemem gereken bir şey var."

Sedat hemen başını kaldırıp şaşkın gözlerle ona baktı. Ne yapmaya çalışıyordu bu kız? Olan biteni anlatacak kadar aptal olamazdı değil mi? Hem anlatsa bile kimse ona inanmazdı. Masanın altından kıza vurmak için uzandı ama abisi inleyince yanlış kişiye isabet ettiğini anladı.

Seren ise Sedat'ın huzursuz kıpırdanmalarından ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Genç adamın yüzünde 'Sen ne yaptığını sanıyorsun aptal' ifadesi açıkça okunuyordu. Genç kız onu umursamamaya karar verdi. Bunu bir çırpıda söylemekten başka bir seçenek aklına gelmiyordu. Derin bir nefes alarak ona bakan aile üyelerine döndü.

"Annem yaşıyor." Bu cümle yemek masasında bomba etkisi yaratmıştı.

Ailesinden nasıl bir tepki alacağından emin değildi ama kesinlikle babasının vereceği tepkiyi beklemiyordu. Adam elinde ki çatalı gürültüyle tabağına düşürdü. Ardından hızla sandalyesinden kalktı. Yaptığı ani hareketle sandalye gürültüyle mutfak zemine devrildi.

"Nerede?" Sesi öyle boğuk geliyordu ki genç kız onun ağlamak üzere olduğunu düşündü. Babası ağlamak üzere miydi?

Genç kız, ona hastanenin adını söylediğinde çocuklarına bile bakmadan mutfaktan çıktı. Çok geçmeden kapanan sokak kapısının sesini duydular.

En büyük abisi sandalyesinde arkasına yaslanıp Seren'e dikkatle baktı. Yüzünden ne düşündüğüne dair herhangi bir ifade yoktu. Bu durum genç kızın daha çok gerilmesine neden oldu.

"Bunu sen nereden biliyorsun?" diye sorduğunda genç kız titreyen ellerini birbirine bastırarak masanın altına çekti. Sorguya çekileceğini biliyordu. Asel'den duyduklarını kendi yaşıyormuş gibi kekelemeden anlatmalıydı. Bu yüzden kafasında ne konuşacağını çoktan kurgulamıştı. Onlara hastaneye ziyaret ettiğini ve orada tesadüfen annesini gördüğünü söyledi. Aynı zamanda annesiyle kaçmak isteyen adamın söylediklerini de konuşmasına eklemişti. Bunları anlatmak onun için zor olsa da abilerinin karar vermesi için her şeyi bilmeleri gerekiyordu. Sustuğunda masada ki yemeklerin artık diğerleri için bir önemi kalmamıştı. Hepsi duydukları gerçeğin altında eziliyordu. Yine de Seren abilerine bakarken doğru olanı yaptığını biliyordu.

************************

"Onun hemen Orkun ile görüştüğüne inanamıyorum." Kutlu, Ulaş ile paylaştıkları odanın içerisinde durmadan ileri geri yürüyordu. Orkun'un Seren'in yüzüne dokunduğu anıyı aklından bir türlü çıkartamamıştı. Eğer tam o anda kızı masadan kaldırmasaydı kesinlikle öpüşeceklerdi.

O piç, Seren'i öpecekti!

Damarlarından kan yerine öfke geziniyordu. Yumruklarını eklemlerini acıtacak kadar sıktı. Bir şeyleri yumruklamalıydı. Mesela Orkun'un suratını.

"Neden Orkun ile görüşmesi seni sinirlendiriyor anlam veremiyorum." Ulaş koltukta yarı yatar vaziyette tarih kitabını karıştırıyordu. Kutlu ne kadar öfkeli görünüyorsa o da tam tersi sakindi.

Misafir Ruh -2- MuammaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin