Bölüm IV

17.1K 688 184
                                    

Şarkı : Sertap erener unutursun için yana yana ...

Yepyeni bir bölüm daha sizlwre
Keyifli okumalar.....
Vote ve yorumlarnızı bekliyorummm....

Hala kulaklarında çınlıyordu kocasının dedikleri. Unutamıyordu kalbindeki adamı. Bir suçu yoktu ki.

Sadece sevmişti ...

Alaz'ın sesiyle başını ona çevirmişti.

" İn hadi geldik " soğuk sesi genç kızın korkmasına sebep olmuştu.

Kocasının onu öpmesi aklına geldiğinde utanmıştı.

'Tamam' deyip inmişti arabadan.

Başı önde eğik konagın avlusuna girdi. İçeri girmesiyle sesler yükselmeye başlamıştı. Tanımadığı onlarca insan vardı karşısında. İstemsizce ayakları geri geri gitti. Birden sırtı sert birşeye çarpmasıyla durdu. Belini saran kollarla hafifçe kim olduğuna baktı.

Azraili ...

Katili ...

Ve kabullenemediği kocası ...

" Yürü " dedi Alaz.

Çatık kaşlarla en sert ifadesiyle karısına baktı. Kalbi başkasına ait karısı. Bu acımasız gerçekler canını yakıyordu. Kim olduğunu bulacak canını alacaktı. Karısı ebedi yanında kalacaktı.

"Kesin sesinizi , herkes dağılsın ! " dedi hiddetle.

Duşunceler beynini istila etmiş , hıncını kalabalığı kabullenmese de bahane etmek istiyordu.
Ayşa istemeden kocasına baktı. Göz göze geldiğinde hemen gözlerini kaçırmıştı.
Kayınvalidesi Mihri hanımın sesiyle bakışlarını ona çevirdi.

" Oğlum bu senin düğunun nasıl ..."

Sözleri kesilmişti. Devam edemedi. Çünkü Alaz Ağa karısının kolundan tuttuğu gibi odasına sürüklemişti. Ayşa korku içinde olacakları bekledi. Biliyordu ki onu sürükleyen adam hesap soracaktı. Aniden odaya itilmesiyle dizlerin önüne çökmüştü. Bedeni tir tir titriyordu.

' Aciz , korkak bir kız değilim ' diye içinden geçirdi.

Güç toplamaya ihtiyacı vardı. Dolan göz pınarlarını akıtmamak için direndi. Ama saçlarına dolan elle birer birer süzülmüştü yanaklarından yaşlar.

"Kim o piç  ? " dedi. Karısına zarar vermek istemiyordu.

Tutuşu sert değildi ama Ayşa bunu farkedemeyeck kadar çaresizdi.

Ses vermedi. Çığlıklarını içinde tuttu. Dudaklarını mühürledi belki dili bu acılara dayanamayıp itiraf ederdi. Sustu. Saçlarını tutup yatağa sürükleyip yatağa atıldı. Kocası acımasızca şiddet uyguluyordu. Bu şiddet ruhuna işlenen korkuydu.
Bir de saçlarına dolanan parmaklardı. Ama genç kız direniyordu.
Sanki bir saat önce onu kırılmasından korkarcasına şefkatle öpen bu adam değildi.
Şuan dibindeki adam azrailiydi. Sevdasının , kalbindeki adamın cellatıydı.
Yüzüne inen bir tokat ile kızarmış gözlerle sözde kocası olan adama baktı.

Hazar&Hancı: LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin