Bölüm 48

3K 209 5
                                    


Zaman ,
Geçip giden yıllar değil ruhumu da alıp gidiyordu. Saat akıp hayatı götürürken geriye koca bir geçmiş bırakıyordu.
Kırılan hayaller , silinen varlıklar , giden insanlar ...
Garipti.
Küçük bir kız çocuğuydum. Başka bir erkek daha ritimleriyle hanemize katılıyordu.
Üç erkegin bana ait olması beni kutsal bir kadın yapıyordu.
Alaz'ın karısıydım. Elleriyle sefkat barındıran dokunuşlariyla beni özel kadın yapıyordu.
Dudaklarıma kondurduğu öpücük , şakaklarımda hissettiğim dudakları beni sevgiye aç bir kız yapıyordu.
Ben Alaz'ın kızıydım.
Bu yüzdendi bir kız evlat istememem. Ondan gelen sevgiyi başka kızla paylasmak istemiyordum.
Hastaydım.
Kabullendim. Ben Alaz'ı başka hemcinsimle paylaşamazdım. Bencillik miydi ? Hayır , sadece kalbime boyun eğiyordu.
Alaz'ın ısrarla bir kız çocuğu istemesi beni başka duygulara itiyordu.

Kıskanıyorsun , her hücrenle.

Elimi şişmiş , kendini belli eden karnıma yasladım. Burda bir Alaz daha vardı. Görünüşü acaba yine Alaz'a benzer miydi ? Yoksa bakışları , siması babası ama gözleri benim gibi mavi bir erkek çocuğu mu olurdu ?
Lakin onunda gözleri Alaz'ın karanlık cenneti var eden kara gözlü olmasını istiyordum.
Aras gibi.
Kenan Aras Hancı.
Babası gibi sesi vardı. Bazen öyle bakıyordu ki bir an Alaz sanıyordum. Yüzüde onun gibiydi. Oğlum her zerresiyle babasıydı.

Yanağımda hissettiğim sıcak bir elle düşüncelerimden sıyrıldım. Araba sınırlı hızda gidiyordu. Direksiyonda Romed varken yanında Meryem oturuyordu. Sol tarafta Aras elinde oyuncağıyla otururken Alaz ortamızdaydı. Elini yüzümden çekip karnıma avuç içini bastırdı. Dudaklarını şakaklarıma bastırdığında ilahi sesini sundu yüreği yangın ruhuma.

' Ne düşünüyor benim kızım ? '

Kızım. Onun küçük kızıydım. Okyanus'uydum. Karısı'ydım. Hala ona ait bir kadındım. Kollarımı beline doladım. Başımı gögsüne yaslarken konuştum.

' Hayatıma giren erkekleri ' dedim tereddütsüz.

Ama ters giden birseyler vardı. Kolumu doladığım bedeni kasıldı. Karnımı oksayan eli durdu. Derin bir nefes aldı.

' Kim onlar ? ' dedi ani gelen bir öfkeyle.

Ah , her seferinde unutuyordum. Alaz Hancı , kıskanç bir erkekti.

' Sen ve oğulların '

Tekrardan eli karnımı okşarken diger elini sırtıma çıkardı. Parmakları sırtımdan enseme doğru daireler çizerek dolanıyordu. Bu uykumu getiriyordu. Bedenim mayışıyordu.

' Okyanus seni başka erkeklerle paylaşmak beni deli ederken bir tane daha geliyor. Ulan bir kız evlat veremedin bana ' dedi sesi yükselirken.

Bu sözlerine kıkırdadım. Romed'in söyledikleriyle artık kahkaha atmıştım.

' Abi yengemin abilerini de unutma , bir de doğacak yeğenimle beraber Aras birlik olunca artık ayda bir görürsün karını '

' Siktir , şerefsiz. Bende Meryem'e teslim ederim alır giderim karımla çocuklarımı bak bakalım sen Meryem'i görebiliyor musun ? ' dedi tehditkar bir sesle.

Meryem utançla başını cama cevirmişti. Romed ise kısık küfür ediyordu. Alaz ise memnun olmuş şekilde tekrardan kollarında bana yuva olurken bu sefer kulağıma fısıldadı.

' Sen sadece benimsin , benim gerisi yok kızım , anladın değil mi ?'

Bu haline tebessüm ettim. Olumlu , kabullenerek başımı salladım. Ben onundum. Alaz Hancı'nın okyanusu , küçük karısıydım. Yine dudaklarını şakaklarıma bastırdı. Kilis'e gidiyorduk. Kendi topraklarımızda geçmise bir sünger çekiyorduk. Hepsi bir yalan olan iftiradan sonra yıkılmıştı.
Nedense Hilda Saygın'ın kaderini yaşıyormuşum gibi hissediyordum.

Hazar&Hancı: LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin