Burda yeniden sizinle olmak gerçekten çok güzel. Yeni bir bölüm ile Merhabalar ,
Uzun bir bölüm karşınızdayım.
Keyifli okumalar ...~
Takılıp kaldığım geçmişimde ince bir çizgi peydah olmuştu. Varlığın son bulduğu beden , yeniden doğmasıyla bir ihtimal bırakıyordu.
Olabilir mi ? diye içimden geçen sorunun cevabı tam karşımdaydı. Benden büyük ama her zaman yanımda olan çocukluğumun simgesi , dolu gözlerle bana bakıyordu. Yeşil gözleri , bicimli dudakları , küçük burnu ve güzel simsiyah saçlarıyla karşımdaydı. Yezda yaşıyordu.
Ama bunca sene neredeydi ? Ailesinin onun acısıyla harmalanmış ruhları acı çekerken neden yaşıyorum , burdayım dememişti ?
Bir tablonun eksik parçaları gittikçe tamamlanıyordu. Lakin benden de bazı parçalar yok oluyordu. Acı çekiyordum. Canım yanıyordu. Bir bedel vardı ve ben bunu tek başıma ödüyor , sevdiklerimin acılarıyla kahroluyordum.Dolan gözlerimle ona baktım.
' Yaşıyorsun ? '
Dogrulamak istiyordum. Yine yaşlar yüzüme firar ederken kimse şaşkın degildi. Herkes biliyordu. Yine en son ben öğreniyordum. Neden öldüğünü söylediler ki bize ? Anlamıyordum.
' Kardeşim , Ayşa gel sarıl ablana ' dedi Yezda.
Dayanamadım hızlıca doladım kollarımı boynuna. Derince kokladım. Tıpkı çocukluğumdaki gibiydi. Aynı koku hakimdi.
' Sen yaşıyorsun ' dedim tekrardan.
Yine bir kabus yahut rüya olmasını istemiyordum. Kollarını belime daha fazla sardı. Benim gibi ağlamaya başladı. Dayanamadım. Sesli sesli ağlayıslarım çoğaldı. Aklıma gelen ile bir olasılık düştü. Kucağımda bir umut yeşerdi. Ve dilime vuran cümleler bekledi , doğacak olan bir güneşi bekledi.
' Ya annem ve babam onlarda yaşıyor mu ? ' diye sordum.
Kaskatı kesildi bedeni. Geri çekildi. Bir adım gittiğinde gözlerinde gördüğüm nefret neden vardı ?
' Onlar öldü , yaşamıyorlar ' dedi buz gibi bir sesle.
Bedenim irkildi. Bir esinti geçti. Soguk ruhumu istila ederken bu sefer canımı yakan sözleri dile getirdi.
' Onlar bizim hayatımızı mahvettiler , ölme kucak açtıklarında bizi de ölüme götürdüler Ayşa '
Söyledikleri neydi Allah aşkına ? Annemi ve babamı mı suçluyordu ? Saçmalıktı. Onlar istemezdi değil mi böyle olmalarını? Tahmin edemezlerdi. Bunu yapmazlardı değil mi ?
' Sen ne diyorsun Yezda ? ' dedim haykırırcasına. Kasıklarıma yine inen sancılar ile yüzümü buruşturdum. Alaz hızlıca yanıma gelmiş , elini belime atmıştı.
' Bunları sonra konusalım , bebeğe ve kendine zarar verme güzelim , sizi kaybetmek istemiyorum o korkuyu yeniden yaşamak istemiyorum ' diyen Alaz'a başımı sallamakla onayladım.
' Sen hamile misin ? ' diye şaşkınca konuşan Yezda'ya cevirdim bakışlarımı.
' Evet , ikinci çocuğum ' dediğimde daha da sarsıldı. Gözlerinde aniden geçen öfkeden sonra hemen kendini toparladı. Çok ani olmuştu. Kimse farketmemişti. Dudakları düz bir çizgi halini almıştı.
' Hayırlı olsun ' dedi kuru bir isteksizlikle. Bu tanıdığım Yezda mıydı ? Sanki birşeyler saklıyor gibiydi ?
' Hadi odaya geçin siz Alaz Ağa sonra konuşuruz ' diye konusan Reşat kolunu Yezda'nın omzuna atmıştı. Onlar aşağı inerken bizde odaya doğru yol almaya başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazar&Hancı: LAVİNİA
General FictionBir ezgi yükseldi , uçları kırık bir saç savruldu. Her bir melodiye bir sevda bırakan kadın kendini merhametsiz bir derde kurban etti. ' Sana gitme demeyeceğim Ama gitme LAVİNİA ...'