Yepyeni bir bölüm ile karşınızdayım. Sınav haftam hala devam etnesine rağmen yine bölüm atmaya başladım . umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı , votelerinizi bekliyorum.
Keyifli okumalar ....Şarkı : Pera ; ya da yok
***********
Hayat bize hediyelerini bahşettiği zaman ya verilen hediyeler anlamsız oluyordu ya da değerini anlamak için geç ...
Bir yaşam vardı. Yeniden kaleme alınan iki yaşamın hikayesi. Kadın acılara gögüs gerdi. Kalbine aşalayan , döven , hakaret eden , bir yalan aşka inandıran adama mahkum etti.
Düşüncelere boğuldu , dileklerini kesti , ruhunu kötülükler sofrasına sattı.
Kadın sıfatından çok bedel ödeyen bir cisime büründü.
Birden hayat güneşi bu acılar içinde karanlığa mahkum kadına doğdu.
Kendi parçasından bir mucize bir armağan bahşetti.
Lanetlenen ruhuna bir nefes lütuf edildi.' Seni seviyorum '
Karısınının son söylediği cumleyi hatırlayınca yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadı. Karısı ona alışmıştı. Seviyordu onu ...
' Okyanusum seviyor beni , Ayşa'm seviyor beni ' diye geçirdi içinden.
Duramıyordu Alaz Ağa.
Koridorda bir sağa bir sola giden Alaz Ağa yerinde duramıyordu. Kimseye haber vermemişti. Zaten İstanbul'a gideceğini kimseye söylememişti.
Sahi Alaz Ağa kaçıyor muydu? Yoksa diğer gerçeklere boyun eğmemek için mi doğduğu topraklardan firar etmişti.
Kim bilir ... ?
İyice sabırsızlanan Alaz Ağa tam doğumhane yazan kapıya doğru gidecekken bir ses doldu kulağına. Deyim yerindeyse adeta yerine çivilenip kalmıştı.
Bu ses ...
İçindeki bir sevinç kalbinde naralar atıyordu. Bu ses kendi oğlunun sesiydi. Oğlunun ağlayışları kulağına dolduğunda şükürler etti.
Doğumhane kapısı açılıp kucağında oğluyla çıkan hemşireye odaklandı. Hemşirenin kucağında ağlayan oğluna tarifsiz bir duyguyla bakıyordu.
Onun oğluydu.
O bir Hancı'ydı.
Birden aklına karısının durumu geldi."Karım , nasıl durumu Ayşa'nın ?" diyerek sorusunu dile getirmişti.
"Durumu gayet iyi. Annemizi normal odaya alacağız , bebeğin kontrolü yapılıp odaya getirilecek efendim "
Hemşirenin sesiyle onaylar anlamında sallamıştı.
Mutlu olması gerekirken huzursuzdu Alaz Ağa. Zamansız gelen oğlu işleri zorlaştırıyordu. Aklına gelen gerçekle düşüncelere boğuldu.1 hafta önce ...
Çalışma masasında her zaman olduğu gibi dosyaları inceliyor , ihaleleri gözden geçiriyordu. Odanın kapısı açıldığında bakışlarını kimin geldiğine bakmak için kapıya çevirdi. Babasını görmesiyle ayağa kalkmıştı bile. Babasının ardından Romed'de odaya girmişti. Ardından kapıyı kapatmıştı.
Alaz Ağa tam masanın kenarından geçip babasına yer vereceği sırada oda bir ses yankılandı.
Klik , klik , klik ...
Romed kapıyı üç defa kilitlemişti. Konu her neyse önemliydi. Çalışma Masanın sol tarafında duran toplantı için kurulan masaya oturdular. Baş köşeye Baran Ağa , sağına Alaz'ı soluna ise Romed'i oturtmuştu.
İki oğlu da şaşkın ve merakla babalarına bakıyorlardı.
Alaz , karısını hastaneden getirdiğinden beri eve ölüm sessizliği çökmüştü. Herkes Ayşa'nın Aria ve Kenan'ın kızı olduğunu biliyordu. Ama bu anlaşmadan ve kayıp bebekten haberi yoktu.
Zaten Haşim Ağanın bile anlaşmadan haberi yoktu. Baran Ağa ile Karanlığın Efendisi Kenan Ağa arasında imzalanmıştı. Babasının sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.
" Biliyorsun ki bedel için alınan kararı değil mi oğul ? "
Neydi bu sesteki haykırış ? Sözcükler adeta acı dolu çıkmıştı. Alaz itaatçe davranıp başını sallamıştı.
Ve bildiklerini doğruluğunu dile getirdi.
"Ayşa ile evlenecektim baba ve bir evlat dünyaya getirecekti Ayşa , bir Hancı kanı ile "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazar&Hancı: LAVİNİA
General FictionBir ezgi yükseldi , uçları kırık bir saç savruldu. Her bir melodiye bir sevda bırakan kadın kendini merhametsiz bir derde kurban etti. ' Sana gitme demeyeceğim Ama gitme LAVİNİA ...'