Alaz aldığı telefon görüşmesiyle hazırlanmamı söylemişti. Şuan yoldaydık. Benim içimdeki duygulara anlam veremezken Alaz durgundu. Sessizce arabayı sürüyordu. Yola baktığımda Hancı Konağına giriş yapmıştık. Arabadan inip avluya girdiğimizde yüzlerce insan akın etmişti.
Kötü haber tez yayılır !
Aşiretin ileri gelenleri Alaz'a baş sağlığı dilerken yanında öylece duruyordum. Birden bana dönüp fısıltı şeklinde konuştu.
' İçeri geç annemler İran'dan gelene kadar odadan çıkma '
Emrine uyup merdivenlerden yukarı çıkmaya başladım. Tamamen iyileşmiştim. Yaralarım beni zorlamıyordu. Odam yerine Aras'ı görmek için adımlarımı Aras'ın Meryemle arada kaldığı odasına attım.
Kapıyı açıp tam gireceğim sırada gözlerime inanamadım.
Hızlıca odayı terkedip kendi odama adımlarımı attım. Tuhaftı. Odama girdiğimde Aras yatağımın yanında duran beşikte yatıyordu. Oğlumu çok özlemiştim. Üstümdekilerini çıkartıp pijamalarımı giyip beşikte olan Arası kollarıma alıp beraber yatağa girdim. Kokusunu içime çekip yüreğimdeki özlemi giderdim.' Söz veriyorum oğlum annen bir daha seni bırakmayacak , özür dilerim bebeğim '
Bir kaç yastık alıp kenarlara bıraktım. Düşmesini engellesin diye. Biraz daha kollarımı sardım küçük bedenine.
Huzur dolu bir uykuya gözlerimi kapattım.~
Kollarımda bir ağırlık hissediyordum. Gözlerimi açtığımda tek koluyla bizi saran Alaz'ı yanımızda beklemiyordum.
Çok masumdu. Ellerimi kaldırıp tıraş olmuş yanağında gezdirdim. İlk evlendiğimiz zaman uzak kaldığım adama şuan tek bir nefesle yanındaydım. Ama bu lanet intikam bir türlü peşimizi bırakmıyordu. Sadece annemin babamla evlenmesinden dolayı diye iki aile düşman olamazdı ? Benim bilmediğim bir durum vardı ama ne ?
Cevabını hayatta olsaydı annem verebilirdi. Kimden yardım alabilirdim ki ?
Her ne kadar beni sorup saymasalarda hazar hanesindekiler benim ailemdi. Onları seçemezdim ama ebediyete kadar hayatımdan çıkaramazdım.Aras'ın hafif kıpırdayarak uyanıyordu. Gözlerini açtığında beni görmesiyle yüzünde gülücükler açmaya başladı.
Yüzüne bir öpücük koyup çekildim.' Günaydın oğlum ' diye fısıldadım. Alaz'ın kollarından yavaşça Aras'ı alıp odadan çıktım. Merdivenlerden aşağı inerken konağın sessiz olduğunu farkettim.
Yas evine göre suskundu konak !
Tuhaftı olanlar. Galiba baş sağlığına gelenler gitmiş olmalıydı.
' Ayşa Hanım ' diye seslenen Yakup kahyanın eşi avluda bana bakıyordu.
' Efendim ? '
' Birsey mi istediniz hanımım saat epey geç oldu '
Saatin kaç olduğundan haberim yoktu. Zamana ayak uyduramıyordum.
' Saat kaç ki ? '
' Gece yarısını geçti hanımım '
' Tamam sen bana mama hazırla birde bana ve Al- Ağama da getir yemek odaya ' deyip yarıladığım merdivenleri geri cıktım. Alışkın değildim kocamın ismini başkaların yanında söylemek. Yasaktı.
Sanki yasakları dikkate alıyorsun !İçimdeki cüretkar sese kulak verirsem ölüm fermanım yazılmış olurdu. Düşüncelerime ara verip koridordan geçmek üzere karşıdan gelen kişiyi görünce gözlerime inanamadım. Koridorda onu görmeyi beklemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazar&Hancı: LAVİNİA
General FictionBir ezgi yükseldi , uçları kırık bir saç savruldu. Her bir melodiye bir sevda bırakan kadın kendini merhametsiz bir derde kurban etti. ' Sana gitme demeyeceğim Ama gitme LAVİNİA ...'