Yeni bir bölüm daha inşaAllah beğenirsiniz. Vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen ...
İyi okumalar*****†*******
Kader belirlenmiş ve iki insanın hayatını birleştirmişti. Yüreklerinde başka acılar taşıyan iki beden bütünleşmiş bir beden haline gelmişti. Artık bütün aşiretlere duyrulmuş Hancı ve Hazar hanelerinde oluşan soğuk savaş sona ermişti. Yine bir kadın feda edilmiş , hayallerinden vazgeçilmişti. Alaz Ağa eve gidip haberi verdiğinde herkes hazırlığa başlamış , yarın için bütün Aşiret Ağaları çağrılmıştı. Hancılarda sevinç hakim iken Hazarlar cenaze evi gibi yas tutuyorlardı.
Reşat canından çok sevdiği kız kardeşi gibi kuzenini alıp arabaya bindirdi." Çabuk konağa sür Ahmet ! Sende doktoru ara Musa hemen konağa gelsin "
Reşat resmen kükremişti. Adamları sessizce kafalarını sallamıştı çünkü tek kelime edecek cesarete sabip değillerdi.Ağaların öfkesinden korktukları için hemen dediklerini yapmışlardı. Reşat vicdan azabı çekiyordu. Dayanamıyordu.Bugün bu düşmanlığın nedenini öğrenmeli başka bir yol bulmalıydı. Kollarındaki kardeşi her geçen gün çöküyordu. Güzel yüzü uykusuzluktan solmuştu. Kırılgandı , yaralıydı , çaresizdi , sevdalıydı...
Sevdalıydı.
Reşat bu kelimeyle geçmişe gitmişti.
" Kardeşim gidiyorum senden tek isteğim onu koru , sevdam sana emanet "
Reşat karşısındaki genç adama güven verircesine sağ kolunu kaldırıp omzunu sıktı.
"Sen merak etme sen geldiğinde emanetimi kendi ellerimle teslim edecegım sana "
Sonunda sarılmış vedalaşmışlardı. Reşat , genç adamın arkasından 'canımı feda etmem gerekirse feda edeceğim bu sevdaya ' demişti.
Bir an geçmişteki anı ile pişmanlık oluştu gözlerinde. Hayat ne garipti o feda edecekti canını ama kader bir oyun oynamış oyuncular değişmişti. Canı kurtulsun diye emaneti , kardeşinin sevdası feda ediliyordu. Neden kendi canı ile Ayşa bir tutulmuştu ? Bir türlu cevap bulamıyordu.
"Ağam geldik "
Musanın dedikleriyle düşüncelerinden sıyrıldı. Kafasını aşağı yukarı sallayıp arabadan indi. Canını yakmak istemezce nazik bir şekilde Ayşa'yı kollarına aldı. Konağa girdiği anda çardakta babası Mehmet Ağa ve Melda Hanımla karşılaştı. Melda Hanım oğlunun kollarında kızı gibi sevdiği Ayşa'yı görünce çığlık atmıştı. Mehmet Ağa hemen kalkıp oğlunun yanına gitti. Arkasından da karısı Melda Hanım gidiyordu.
" Ne oldu oğul Ayşa'ya ? "
" Bilmiyorum , birden bayıldı , doktor gelir şimdi heber verdim "
Reşat merdivenlerden yukarı çıkıp Ayşa'yı odasına götürdü. Yatağa bırakacağı sırada odaya annesi , babası ile doktor da girmişti. Doktor Ayşa'yı muayne edip bir kaç ilaç yazmıştı. Reçeteyı Reşat alıp
"Nedir doktor sürekli bayılmasının nedeni ? "
" Aşırı stres ve yorgunluktan bünye zayıf düşmüş bunun için bir kaç ilac yazdım duzenli içmesi lazım ve stresten uzak durması gerekli "
Reşat başını 'tamam' anlamında başını sallamış doktoru yolcu etmişti. Odaya gireceği sırada Gülfemle karşılaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazar&Hancı: LAVİNİA
General FictionBir ezgi yükseldi , uçları kırık bir saç savruldu. Her bir melodiye bir sevda bırakan kadın kendini merhametsiz bir derde kurban etti. ' Sana gitme demeyeceğim Ama gitme LAVİNİA ...'