' Okyanusum '
Sesi kısıktı ama yaşıyordu. Binlerce şükrettim. Bizi bırakmadı , tutundu hayata.
Hızlıca yanına gittim. Ellerimle yüzünü avuçladım. Gözlerimden akan yaşlara rağmen gülümsedim celladıma. Ben , beni yıkan adama sığındım. Hayallerimi yok eden düşmanımı hayallerime geleceğime adadım. Bedenime acı veren celladıma sevgimi verdim. Ben , cellat dediğim adamın masumiyetini gördüm.' Ya-şı...yor ..sun '
Konuşamadım. Ağlayışım hızlandı. Kafamı ğögsüne yasladım. İlahi bir mabed gibi sığındım. Belimde kolunu hissettiğimde ona daha çok sığındım. Dudaklarından kopan bir inlemeyle yarasına fazla baskı yaptığımı anlamıştım. Geri çekildim.
' Özür - '
' Şşşt ! Dileme okyanusum '
Sözümu kesip hafif tebessüm etti.
Ağlayaşım dinmişti.' Neden yaptın bunu hayatını tehlikeye attın ? '
Tam konuşacağı sırada odaya hemşire girmişti. Alaz'ın uyandığını gördüğünde tekrar gitmişti hızlı adımlarla.
' Ayşa 'm - '
Alaz tam cevap vereceği sırada içeriye doktorla beraber Romed , Reşat ve Baran Ağa da girmişti.
Doktorlar bizi çıkartığında koridorda Mihri Hanım'ın kollarında oğlumu gördüm. Onu kollarıma aldım. Nefesini içime çektim. Aç olduğu için kafasını sağa sola çeviriyordu.
' Açıkmış kızım kaç gündür mama veriyoruz emzir istersen onu 'diyerek hafif tebessüm etmişti Mihri Hanım.
Onu başımla onaylayıp emzirmek için boş bir oda istedim hemşirelerden.
Artık arkamızda dağ gibi Alaz vardı. Tek sığınamızdı. Bizi bırakıp gitmemişti. Oğlumu emzirirken kulağına fısıldadım.
' Mutlu günler bizi bekliyor oğlum '
Doyduğunu anladığımda onu göğsümden çekip kendimi düzelttim. Aras kollarımda uyuyuyordu. Onunla beraber odadan çıkacağım sırada Boran girmişti. Ardından da kapıyı kapatıp kilitledi.
Anlamaz bakışlarla ona baktım. İçimde oluşan korkuya engel olamadım. Bu kadar aciz olmaktan nefret ediyordum.
Daha fazla burda kalmak istemediğim için Aras'ı kollarımda daha fazla kendime çekip kapıya doğru yürümeye başladım.
Ama bir adım atmamla önüme geçti.'Çekil ! ' diye sessizce fısıldamıştım.
Bu sefer sağa bir adım atmaya kalkacağım sırada elini omzumda hissetmemle bir adım geriledim.
' Dokunma bana sakın ! '
' Ayşa'm , ruhum yapma '
Beni kendine sahiplenişi canımı sıkıyordu. Neydi bu sesleniş ? Boşuna uğraşıyordu. Geç kalınmıştı herşey için.
' Çekil önümden Boran Ağabey '
Bana Alaz'dan başkası haramdı. Kimseyi istemiyordum. Benim hayatım , nefesim , ailem , babam herşeyim Alaz 'dı. Abim vardı benim ama nerde olduğunu kimse bilmiyordu. Belki o da annem ile babamın yanındadır. Onun da öldüğünü düşünmem canımı acıtmıştı.
Birden odada bulunan dolaba tekme atmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Korku dolu gözlerle ona baktım. Deliye dönmüş gözleri ile bana doğru geldi. Ben geri geri gittikçe üstüme doğru geldi. Kollarımda uyuyan Aras'a baktım. Sırtım duvarla buluşunca korkuyla bakışlarımı Boran'a çevirdim.' Bana âğabey mi dedin sen ? '
Yüzüme doğru tıslamıştı. Gözlerimi gözlerine sabitledim. Ama ben her zaman baktığım gözler bu değildi. Yabancılaşmıştı bana. Alışkın olduğum gözler Kara gözlü adama aitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazar&Hancı: LAVİNİA
Genel KurguBir ezgi yükseldi , uçları kırık bir saç savruldu. Her bir melodiye bir sevda bırakan kadın kendini merhametsiz bir derde kurban etti. ' Sana gitme demeyeceğim Ama gitme LAVİNİA ...'