Bölüm 29

4.8K 215 7
                                    


Terasta gözlerim maviliğin günaha bulanmış grinin tonuyla ahenkle dans eden gökyüzüne çevirdim. Zaman durmuyordu. Hancı konağı suskundu. Mihri yengem ile Baran dayım sessizdi. Çok can vermişlerdi. Şimdi ise Haşim Hancı ...
Baran dayım , sessiz kalsa bile gözlerindeki katran acı buram buram ilişmekteydi gözlerime. Çaresizdi. Ölümlerin emrini veren adam iki aileyi kana bulayan adam şimdi dünyada hakimiyetini son vermişti. Toprak altında ölüme kucak açmıştı.

Rana teyzem ise tek kelime ile tanımlamak gerekirse ; perişan
Pişmanlık vardı gözlerinde. Kocası oglu gelmemişti. Haşim Hancı'nın bir vedayı hakettiğini düşünmüyordu Demir Endar !

Babamın en yakın dostu , Rana teyzemin eşiydi. Ama karısını bu zor günde yanlız bırakacak kadar umursamaz olmamalıydı. Ruhumuz kıvranıyordu geçmişte.

' Ayşa ? '

Yanımda ayakda durmuş ismimi söyleyen Havin'e çevirdim bakışlarımı. Hastalıklı düşüncelerime son verdim. Dermanı bende değildi.

' Ne hissediyorsun ? ' dedi.

Sahi ne hissediyordum yahut ne hissetmeliydim ? Bilmiyordum. Ölümü her zaman tadıyordum.

' Galiba boşluk ve acı  '

Derin bir nefes aldı. Yanıma oturdu. Gözlerini gökyüzüne çevirirken elleri karnını sardı.

Bir bebeği olacak ...

Bu sabah kahvaltı yaparken söylemişti Serdar mutlu bir şekilde.

Benim de bir bebeğim olacak -

Kader bir oyun oynamış onu benden almıştı. Varlığından haberim olmasa da ölümü işlenmişti yüreğime. Bir evlat kaybetmiştim.

' Ayşa , sana bir soru sormak istiyorum ' dedi izin ister bir tonda.

' Tabi buyur canım '

Bir kez daha derin bir nefes aldı. Gökyüzünden gözlerini çekip gözlerime sabitledi. Onun ışıldayan derin deniz gözleri benim hırçın okyanuslarımla buluştu. Diliyle dudağını ıslatıp dudaklarını açıp sorusunu dile getirdi.

' Abim canından bir can alırsa yine Alaz Abime sığınır mısın ? '

Sorusunu düşündüm. Benim canım şüphesiz Aras ve Alaz'dı. Canımı alsa sesim çıkmazdı ama kendine ya da oğluma zarar vermesine neden olursa sığınır mıydım ? Kimi kandırıyorum ki bu aptal kalbim bu adam icin attıkça isterse canımdan can alsa bile görmezden gelir yine ona sığınır.

Ben kimsesizdim ...

Bana büyük bir dikkatle bakan Havin'e cevirdim bakışlarımı.

' Şüphesiz canım abin iken canımın canı da Aras'dır. Alırsa ben diye bir varlık kalmaz ki yine ona gider canım ' dedim.

Acı bir tebessüm bahşetti. Tam konuşacağı sırada avluda Alaz'a ilişti bakışlarım. Kollarını birbirine bağlamış derince düşünüyordu. Havin de benim baktığım yöne bakınca seslice yutkunma sesi doldu kulağıma. Bakışları beni buldu. Acı icinde yanan deniz gözleriyle oturduğu yerden kalktı.
Tam gideceği sırada son sözleri kalbime ok gibi saplandı.

' Canından can almaya gelecek izin verme , lütfen ' dedi.
Arkasına bakmadan gitti. Söylediklerinden bir anlam cıkarmaya çalıştım ama bulamadım. Ne oluyordu ?

Okyanus gibi dalgalanan irislerimi avluda olan Alaz'a çevirdim. Bana çatık kaşlarla bakıyordu. Ne yapmıştım yine ? Hızlıca merdivenleri çıkmasını izledim. Kara gözleri , sert çehresi , omuzları , gülüşü herşeyiyle güzeldi vesselam.

Hazar&Hancı: LAVİNİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin