Yürüdüm...
Durdum baktım önce yolun ucuna...
Sonra yürüdüm...
Aklımın çekmecelerini karıştırırken buldum kendimi...
Düşündüm... Yaptıklarımı,yapacaklarımı,yapmak istediklerimi...
Düşündüm ...
Olanları,olacakları ve olamayanları...
Pişmanlıklarım bırakmadı peşimi..
Her virajda selamladım arkamdaki takiptekileri...
Uzayıp giden yollarda dalıp gitti ruhum..
Aklımda sessiz anılar,dilimde ruhsuz susmalar...
İçimdeki savaşın askerlerine kulak verdim bir ara...
Bir kadınla bir adamın savaşı başlayan Ve barışa varamayan sonlar...
Kendimi dinlerken yine sende buldum kendimi..
Ellerimle zamanı durdurabilir miyim..?Yada akıp gitse mi hızlıca..?
Hangisi kabulum ,hangisi daha iyi..?
Cumartesiler geliyor hep aklıma..
Aklımda bir çok iz bırakan bir çok cumartesiler...
Bana düşman cumartesiler...
Hüzün bulutlarıyla kaplı cumartesiler..
Bana seni hatırlatan lanet cumartesiler..
Yürüdüm..
Hafif bir rüzgarla derinden sarsıldım bi ara..
Çiçeklerin güneşe ihtiyaç duyduğu gibi ölmemek için ihtiyacım var sana....
Son bir resim aklımda kalan...
Senden bana hatıra..
Bana bıraktığın...
Karanlık..
Bir gün dönersen belki yeniden yanar lambalar..
Ben ki ışığını kaybetmiş bir sokak lambası senden kalan..
Senden kalan umut kırıntısı kaybettiğim..
Evrenin güzelliği arasında biz , ikimiz kirli insanlar..
Kirli hissediyorum kendimi..
Ama sevdiğim için değil...
Pişmanlığımdan..
Kendimi temizleyebilir miyim lotus çiçeği gibi...?
Yürüdüm ...
8. caddeden geçtim...
Dalıp gittim yine uzaklardaki uzağa.
Bir kulak çınlaması hissettiğim...
Beni mi anıyorsun yoksa..?
Bir bir düştü herkes kalbimin balkonundan..
Sen ki yerle bir oldun...
Olsun ne çıkar ki , sen yokken güzelsin..
Yokken de sevebiliyorum..
Hiç bir şey eksilmeden..
Bir renktim ben sen varken şimdi soldum...
Ama olsun...
Az kalsın seni sevmekten ölüyordum...
Neyseki acı öldürmüyor...
Yaşıyorum...
Ama çınar misali döküyor yapraklarımı acın,acımız..Yürüdüm...
İçimde sen...
Yanımda değilsen
Şimdi nerdesin sen..?
Ben sana gelemem..
Ama sen bana gelsen....
Hastayım,hastalıklıyım..
Belkide bu bir kanser...
Tüm hücrelerime işleyen..
Hastalığım belli, doktorum belli,tedavim meçhul...
Ben senden mahrum...
Mahrumiyetlerin gölgesinde bir büyük aşk mı...?
Sesinin yankılanması kulaklarımda bir büyük aşk mı?...
Yürüdüm..
Aklımda ölüm...
Sessiz mezarlıklar ...
Günahkar ölüler...
Gömüldüm..
Sensiz mezarlıklara..
Ben bir günahkar..
Söyleyecek çok sözüm var fakat sukut- ahvalim...
Çünkü konuşmam bir işe yaramaz karşımda dağ gibi durana..
Yürüdüm işte ...
Ve bunların hepsini yürüken akıl çekmecemden bir bir attım senin adımladığın sokaklara...
Yürüdüm ağladım..
Ağladım yürüdüm..
Düşündüm...
İkimizi,
İki-miz mi?
Yürüdüm...
Aslında tek bir amaca
Caddelerde ,sokaklarda belki sen çıkarsın diye karşıma....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
PoetryOkyanuslardan rıhtımlara doğru, son sürat gelen bir kasırgaya tutulmuştum.. O rıhtımlar da değersiz bir mal gibi unutulmuştum.. Yitik ve yıkık bir yoldu varmaya çalıştığım ,bir kalp yarasıydı sarmaya çalıştığım... Ne çare unutulmuştum.... En kötüsü...