Bu şehirle ilgili sorunlarım var
Bu şehir kül ve
Sokakları duman doğuruyor güneş yerine
Yanık izmarit kokusu deliyor gövdemi
Bir yanık kokusu solumda
Soluyorum kesif tadı solumda
Bu şehir onun gözleri gibi bakıyor
Sahtekar...
Ve bencil adımlar yürüyor kalbimin yollarında
Beni ben yapan şeyleri ardımda bırakarak bu
Şehri terkedeceğim
Yoluma bensiz devam edeceğim
Mestane bu şehir kendinde değil
Hiç değil...Yüreğim kış mevsiminde
Herkes yazla kucaklaşırken
Ayaklarımdan alıyorum soğuğu
O iyi bilir önce ayaklarım üşür benim
Ayaklarım üşür önce
Sonra kalbim buz keser
Keser bu şehir ayaza
Bu kalp kışın ayazında
Bu şehirde kaldı bir başına
Düşman şehrin avuçlarında...Miş-li geçmiş zaman ekine hapsettim tüm sevmelerimi
Ve kendimi usulca bıraktım gözleri kör rüzgara
Bu şehrin kimsesiz karanlık sokaklarına
Hırlayan köpeklerin dişlerine terkettim bedenimi
Ne kadar zaman geçti burada..?
Bu dağlarının sırtına kasvet kuşu konmuş şehrin...
Ne kadardır ben bu şehirdeyim..?
Sorarım elleri nerede ellerine hasretliğimin..?
Cevabı yok bilirim...
Ne diyordu Ahmet Kaya
"Yaşamak ağrısı asıldı boynuma"
Ağrıyorum bilirim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
PoetryOkyanuslardan rıhtımlara doğru, son sürat gelen bir kasırgaya tutulmuştum.. O rıhtımlar da değersiz bir mal gibi unutulmuştum.. Yitik ve yıkık bir yoldu varmaya çalıştığım ,bir kalp yarasıydı sarmaya çalıştığım... Ne çare unutulmuştum.... En kötüsü...