Hangi sorularımı
cevaplayabilirsin hayat..?
Hangisinden başlasam..?
Hep cevapsız kaldı
Ellerim boş kaldı
Kalbim pislik içinde
Susuz kaldım kızgın çöllere aşıkken
İstedim olmadı
olması gereken hiç bir şey
Niye olmadı ki cevaplayabilir misin..?
Bazen yarım kaldı bazen eksik
Bazen parça pinçik edildi gönlüm
Bazen sustu içimdeki o kırgın ses
Bazen konuştu sessizce
En çok hangi soruydu
kurcalayan zihnimi..?
Ve en çok hangisi yarım kalmıştı..?Sarılmaya ihtiyacım var
Biraz da sızlanmaya
Biraz da annemin güvenli omzuna
Ve melek yüzüne
Ağlamaya ihtiyacım var
Sessizliğe ihtiyacım var en kalabalık sokaklarda
Ağaçsız ormanlarda izleyesim var gökyüzünü
Çocukça biliyorum
Ağaçsız orman olmaz çünkü..Şimdi anlıyorum gerçekleri
Gerekçeleri
Boş kalan çekmeceleri
Boşalttığım ceplerimi
Hepsini şimdi anlıyorum
Değmez...!
Şimdi şimdi anlıyorum
Kafamı duvarlara vurduktan sonra yani
Yani şimdi anladım aslında dünyanın hırsını, öfkesini
Günahın en dibini
Bataklığın kirini...Yokluyor beni
Tıklıyor kapımı zalim bir el
Adı hayat..
Adı hayat
Heyhat..!
Gözlerimin çukurları dolu
Nehir dolu
Okyanus belki, taştı taşacak
Ha ağladı ha ağlayacak
Ha kapanacak acıyla
Hayat sevmedin beni
Benim seni sevmediğim gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
PoetryOkyanuslardan rıhtımlara doğru, son sürat gelen bir kasırgaya tutulmuştum.. O rıhtımlar da değersiz bir mal gibi unutulmuştum.. Yitik ve yıkık bir yoldu varmaya çalıştığım ,bir kalp yarasıydı sarmaya çalıştığım... Ne çare unutulmuştum.... En kötüsü...