Fırından taze çıkmış köy ekmeği kokardı seni sevmelerim
Sıcacık, ellerimi yakan...
Ekerdim tarlaya tohumları özenle
Sonra toplardım domatesleri bir bir
Böyleydi sevgim...
Bilirsin çok severim böyle işleri..
Köyüm gibiydin,
Köyümün kokusu gibiydi seni sevmelerim...
Güller bülbülleriyle sohbet ederdi ara sıra
Ben dinlerdim..
Tavukları yemlerdim..
Ne bileyim böyle samimi,
Böyle masum
Böyle çocukcaydı hislerim..
Her şey de seni aramak,
Her gördüğüm şey de sana anlam çıkarmak gibi
Garip bir hastalıktı histerim
Ama gömmek isterim artık
Masum sevmeleri..
Görmek isterim artık seni ellerin..
Biraz da sen ağla benim yerime
Biraz da sen ağla bana verdiğin değere
Ve geriye artık bir af kalır benden Rabb'e
Çünkü seninle çok günah işledim..
Çok hata yaptım,
Hatalarım arşı titretir..
Çok yalnış yaptım kendime
Kalbimi kırdım,
Kendimden özür dilerim önce,
Sonra Allah'tan,
Sonra seni sevdim diyen herkesten
Sonra da sevdim dediğim herkesten
Çok üzüldüm kendime
Acınacak haldeydim..
Halbuki üzülmeliydim önce;
Soğukta mendil satan o küçük çocuğa,
Sonra haketmediği şeyler yasayan,
On yaşındaki masum kıza,
Sonra ülkeme ,askerime, kardeşime..
Sonra da sıcak evimde,
Rahat rahat oturduğum koltuğumda, Tevizyonda izlemeye alıştığım savaş sahnelerine..
Unuttum hepinizi özür dilerim....
Boş şeylere üzülmüşüm
En çok da kendime
Boş yere...
Bir deprem vardı kalbimde
Fazlaca hasar vardı bende
Yıkıktım...
Şimdi vicdanım beni getirdi kendime
Şimdi iyiyim
Daha iyi gibiyim sanki
Bir aşk acısı,bir kederdi
Değmezdi üzülmeye...
Geldim şimdi kendime,
Unuttum hepinizi özür dilerim..
Beni affedin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIZI
PoesíaOkyanuslardan rıhtımlara doğru, son sürat gelen bir kasırgaya tutulmuştum.. O rıhtımlar da değersiz bir mal gibi unutulmuştum.. Yitik ve yıkık bir yoldu varmaya çalıştığım ,bir kalp yarasıydı sarmaya çalıştığım... Ne çare unutulmuştum.... En kötüsü...