Takvimlerden üç hafta daha eksilmişti. Çınar, Esin ile buluştuğu o gün Esin'i taksiyle takip edip evini öğrenmişti. Ertesi gün annesini tek yakalayamamıştı ama bir sonraki gün babasından önce evden çıkan annesiyle konuşmayı başarmış, kadıncağızın yıkılışına şahit olmuştu. Bir kızını kaybetmiş olan bu kadın bir kızını daha kaybetmek istemiyordu haklı olarak ve ondan Esin'e anlayışlı davranmasını istemiş, ona yaptıklarını öğrendiğini söyleyemeyeceğini söylerse Esin'i de kaybetmekten korktuğunu söylemişti.
Evlat acısını bir kez yaşamış ve bu acıyı geride kalan tek evladıyla atlatan, dışarıdan bakıldığında mükemmel bir hayata sahip bu öğretim görevlisi, zavallı anne ona adeta yalvarmış kızını reddetmemesini istemişti. Sonra da ona akıl vererek birlikte yaşadıklarının zor şeyler olduğunu söyleyip birlikte bir psikiyatra gitmeleri gerektiğini söyleyebileceğini söylemişti.
Esin'i nasıl tedavi olmaya ikna edebileceğini düşünen Çınar, bunu nasıl daha düşünemediği için başlarda kendine kızsa da kendisinin de kafasının karışık olduğuna kanaat getirip kendisine kızma işini uzatmamıştı ve karşısında ezilen kadının kırmayıp peki demişti ama, Esin'i doktora gitmeye ikna etmek yine de kolay olmamıştı. Üstelik Esin, ona iyice bağlanmış artık, onu daha sık arar daha sık buluşmak ister olmuştu. Bir yandan Dilek'in sitemleri bir yandan Esin'in aşırı ilgisi karşısında bunalan Çınar sonunda Esin'in annesine verdiği sözü bir kenara bırakıp bu seferde Esin'in babasıyla konuşmaya karar vermişti ki Esin sonunda tedaviyi kabul edince bundan vazgeçmişti. Çünkü Nermin Hanım, Esin'in babasının kızını gözünü kırpmadan zorla hastaneye kapatacağından korktuğunu söylemişti. Nermin Hanım'ın dediğine göre zaten sert bir mizaca sahip olan eşi, kızının ölümünden sonra iyice kuralcı bir adam olup çıkmış. Ve Esin'in böyle bir şey yaptığı öğrendiğinde ne yapacağını bilemese de hiç de anlayışlı davranmayacağından emin olduğunu söylemişti ve bunun Esin'i daha kötü yapmasından korktuğunu söylemişti. Zaten Çınar, bir babanın bir anne kadar anlayışlı olamayacağını tahmin ettiğinden ilk önce Nermin Hanım ile konuşmayı tercih etmişti ama, Esin'i tedaviye ikna etmeyi başaramasaydı her şeyi göze alıp konuşacaktı İbrahim Bey'le.
Öyle ya da böyle Esin ile iki haftadır doktora gidiyorlardı ama, doktorun dediğine göre Esin kendini tedaviye kapatmış. Onun doktora daha önceden anlattığı konulara yüzeysel cevaplar veren Esin, ona olan aşkının büyüklüğüyle gurur duyuyormuş ve ilaç tedavisini kesinlikle reddediyormuş.
Doktor, bu durumda Çınar'a Esin ile sevgiliymiş gibi davranmasının doğru olmadığını, Esin'in ailesini de çağırıp Esin'e hakikati anlatmanın çözümü hızlandıracağını söylemişti. Bu doktoru Nermin hanım tavsiye etmişti. Gerçekten de başarılı bir doktora benziyordu Tuba Hanım ve Çınar Tuba Hanım'a güveniyordu. İlk görüştüğü doktor da tedavinin gerekliliğini söylemişti ama Esin'i ikna edene kadar Esin'i idare etmeye devam edip etmeme konusunu Çınar'a bırakmakla birlikte ona saplantılı bir şekilde bağlanan birini kesin bir dille reddetmenin ters tepebileceğini söylemişti. Başlar da Esin'in yaptıklarının yanlışlığını anlatmaya ve Çınar'dan ayrılmanın dünyanın sonu olmadığını, birini zorla kendine aşık etmenin imkansızlığını anlatmaya çalışan Tuba Hanım, Esin'in tedaviyi reddetmesi üzerine en doğrusunun bu olacağını söylemişti. Ama sorun şuydu ki Esin, artık doktora gitmek istemiyordu.
Ve şimdi, karşılıklı oturup yedikleri akşam yemeğinde Esin'i son kez tedaviye dönmeye ikna etmeye çalışacaktı. Eğer ikna olmazsa daha fazla devam etmeyecek Esin'in babasına her şeyi anlatıp kenara çekilecekti. Evet, her erkek güzel bir kadın tarafından sevilmek isterdi. Ama sevilmek kadar sevmek de mühimdi. İstese herhangi birinin yapabileceği gibi Esin'in kendisine karşı duyduğu zaafı kullanıp Esin ile vakit geçirip keyfine bakardı. Hatta onun yerinde başkası olsa Esin ile evlenip zengin bir hayatı tercih edebilirdi. Esin gibi biri sevdiği adama her şeyini sorgusuz sualsiz verirdi. Ama Çınar böyle biri değildi. Bir başkasını severken başka biriyle birlikte olamazdı. Arada Esin'in tutkulu aşkı karşısında Dilek'in aşkından şüpheye düşmüş olsa da nihayetinde Dilek'in de onu sevdiğine emin olmuştu. Onu sevmese sana güveniyorum deyip onunla birlikte olmazdı. Çalışkan bir öğrenci olmak sevmeye engel değildi. Dilek de seviyordu onu. Belki Esin gibi kendinden geçercesine sevmiyordu ama, Esin'in tepkileri de normal değildi ki. Hastalıklı bir aşktı onunki ve Çınar Esin'i tercih etmenin ona yarardan çok zarar getireceğine emindi. O yüzden karşısındaki siyah elbisesiyle göz dolduran bu güzel kızdan biran önce kurtulmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (TAMAMLANDI)
Mystery / Thriller"Konuşmanın ona bir faydası olmayacağını anlamıştı Çınar. Patlamış bir kaş, yüzüyle vücudundaki morluklar ona konuşmanın burada bir işe yaramadığını öğretmişti." "Söyle adi pislik." Adamın gözleri Çınar'ın bu sözlerinden sonra büyüdükçe büyüdü ve h...