Serhat Çınar'ı bayılttıktan sonra Esin'e dönerek
-Hazır mısın hayatım? diye bu sefer de ona sorumuştu aynı soruyu.
Esinse ona gözlerini dikmiş öfkeyle bakıyordu.
-(...)
Esin'den cevap gelmeyince Çınar'ın yanından ayrılıp Esin'in başucuna kadar gidirek diz çöken Serhat, Esin'in hemen karşısında duruyordu. Esin'in gözlerinin içine bakarak konuşmaya başladı.
-Tamam, haklısın. Özür dilerim. Biraz abarttım, farkındayım.
-(...)
-Bak, gerçekten üzgünüm. Ama anlaman lazım. Bu işler böyle yürüyor...
Serhat ikna edici ses tonunu biraz düşürerek devam etti. Sesinde laf anlamaz bir çocuğa laf anlatmaya çalışan biri gibi bitkin bir tını vardı.
- Anla, lütfen. Tek yapmaya çalıştığım bu çocuk oyununa gerçek bir tiyatro oyunua çevirmekti. Yoo hayır, gerçek bir hikayeye çevirmek istedim bu saçmalığı.
-(...)
- Kızım, aklını kullan. Acı olmadan, kan olmadan... Nasıl bir psikopat olunur ki?
-(...)
- Ben Edebiyat okumadım. Edebiyat okuyan sensin. Yoksa tek yaptığın klasikleri mi okumak?
-(...)
Serhat ayağa kalkmıştı. Havlu atar gibi bir hali vardı.
- Sen bilirsin. Ben senin ne istediğini bilen bir kız olduğunu zannediyordum. Oysa ki değilmişsin. Yanılttın beni.
-Öyleyim.
-Nihayet konuşma zahmetinde bulundunuz hanımefendi.
Esin'in gözlerindeki nefret henüz gitmemişti. Ama biraz olsun şiddeti azalmaya başlamıştı.
-Bana neden bunu yaptın o zaman?
Serhat Esin'i şöyle bir süzdü. Dudakları kıvrılmıştı; ama yüzündeki çarpık gülümsemeyi hemen silip konuşmaya başladı.
- Sence Esin?
- Bence mi?
Bakışlarında öfkenin dozu daha da artmıştı.
- Beyin fırtınası yapalım Esin. Siz böyle diyordunuz değil mi? Tek işiniz kelimeleri süslemek. Bir de şu kafanızı biraz kullansanız fena olmayacak.
-Niye?
- Esin , Esin , Esin... Canım.
Canımı bastırarak söylemişti.
- Şunu iyi anlamanı istiyorum. Bir erkeği kaçırıp, yanında durarak onu kendine aşık etmeyi başaramazsın. Mağduru oynayacaksın. Onun için her fedakarlığı yapabileceğini göstereceksin.
- Daha ne yapabillrim?
Serhat şaşkınlığını belirtmek için kaşlarını havaya kaldırmıştı.
- Ne yaptın Allah aşkına. Ne yaptın söyler misin?
Esin'in bakışlarında bu sefer utanmanın verdiği sönüklük vardı. Tam ağzını açacaktı ki Serhat onu susturdu.
- Sen bu çocuğun özgürlüğünü çaldın. Sen gelmeden önce ona neler yaptım, tahmin bile edemezsin.
Esin'in gözleri büyümüştü.
-Ne yaptın ona çabuk söyle, çabuk!
-Esin!
Serhat öyle yüksek sesle bağırmıştı ki Esin olduğu yerde sinip kalmıştı. Ama sonra dikleşip Serhat'a güçlü kadın imajı vermek adına bakışlarını setleştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (TAMAMLANDI)
Mistério / Suspense"Konuşmanın ona bir faydası olmayacağını anlamıştı Çınar. Patlamış bir kaş, yüzüyle vücudundaki morluklar ona konuşmanın burada bir işe yaramadığını öğretmişti." "Söyle adi pislik." Adamın gözleri Çınar'ın bu sözlerinden sonra büyüdükçe büyüdü ve h...