Esin başını Çınar'ın omuzundan kaldırmadan belki de saatlerce oturdu. İkisi de konuşmuyordu. Sanki kelimelerin bir önemi kalmamıştı ve sessizlikleriyle birbirlerini avutuyorlardı. Ve sessizliklerini alışılmış bir şekilde bozan demir kapının gıcırtı sesiydi. Esin, Serhat'ı görünce Çınar'a iyice yanaştı ve çapraz tuttuğu elleriyle göğüslerinin görünen kısımlarını kapatmaya çalıştı. Serhat onu bir kez daha iç çamaşırlarıyla bırakmıştı ve Esin bundan nefret ediyordu. Serhat'ın dediğine göre sadece çalışmasını sergilemek istemişti ve bu Çınar'ın ona daha çok acımasını sağlayacaktı. Belki de haklıydı ama, Serhat denen adamın onu bu halde görmesini istemiyordu. Yine de sevdiği adam için buna katlanabilirdi.
Esin, Çınar'ı tarifi olmayan bir şekilde seviyordu ve belli sebepler yüzünden Çınar'a açılamamıştı. Çınar'ın başka bir kızla çıkmasından da öte bir sebebi vardı bunun için. Ettiği yemini, verdiği sözü çiğneyemezdi. Aşkı için, verdiği söz için bunlara katlanması gerekiyordu , başka çaresi yoktu.
"Acıkmışsınızdır diye düşündüm." dedi Serhat adımlarını onlara doğru atarken. Sol elindeki ekmeği tutup gösterdi.
"Şimdi, kendi ellerimle hazırladığım bu sandviçi birinize getirdim." dedi sırıtarak. Bir süre Çınar ile Esin'i süzüp "Eee." dedi.
"Hanginiz yemek ister?"
Çınar ne Serhat'a ne de Esin'e bakmadan "Esin yesin." dedi tok bir sesle.
Serhat elindeki ekmekle Esin'e yöneldiğinde "Hayır." dedi Esin.
"Çınar'a ver."
"Karar verin."
"Esin yesin dedim." dedi Çınar hala ikisine de bakmayarak.
"Çınar sen ye lütfen. Sen daha uzun süredir açsın."
Çınar burnundan nefes alıp gözlerini kapattı. Sakinleşmesi lazımdı. Esin o burada açbilaç beklerken yemeğini yemişti anlaşılan. Sakinleşince başını Esin'e çevirdi.
Sen ye Esin, sen dururken ben yiyemem."
"Ama..."
"Lütfen."
"Bölüşemez miyiz?" diye sordu Esin, Serhat'a bakarak.
Serhat kaşlarını havaya kaldırarak çık, dedi.
"Tamam bana ver." dedi Esin daha fazla üstelemesinin bir faydası olmayacağını anlayarak.
Serhat gülümseyerek Esin'e yaklaştı.
"Tamam. Bu sandviçin." dedi sandviçi Esin'e uzatarak. Esin çekinerek Serhat'ın elinden yemeğini alınca Serhat sesine gizem katarak "Ve verdiğiniz kararın bir sonucu daha var." dedi.
İçeri girdiğinden beri arkasına sakladığı sağ elini yavaşça havaya kaldırdı. Elinde siyah bir bez parçası vardı. Bez parçasını Esin'e fırlattığında Esin önüne düşenin ne olduğunu anlayıp elinden her an geri alınacak korkusuyla elindeki ekmeği yere bırakıp Serhat'ın verdiği elbiseyi kaptı ve üzerini biraz olsun örtsün diye üzerine tuttu.
"Şu hayatta en sevdiğim söz ne biliyor musunuz?"
"Her sonuç, bir nedene bağlıdır."
"İnsanlar bencildir Çınar. Sen Esin'i kendinden çok düşünerek ki bu neden oluyor Esin'in elbisesine kavuşmasını sağladın. Tahmin edeceğin üzere bu da sonuç oluyor."
"Hatırla Çınar. Hatırla. Yaptıklarının bedelini Esin ödeyecek demiştim. Bana saldırmaya kalktın. Kaçmaya çalıştın. Bu nedenin, Esin acı çekti. Bu da sonucun. Çınar... Bir daha sakın. Bir daha sakın bana elini kaldırmaya kalkma. Bunu yaparsan sonuçları çok daha ölümcül olur. Anladın mı beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (TAMAMLANDI)
Misterio / Suspenso"Konuşmanın ona bir faydası olmayacağını anlamıştı Çınar. Patlamış bir kaş, yüzüyle vücudundaki morluklar ona konuşmanın burada bir işe yaramadığını öğretmişti." "Söyle adi pislik." Adamın gözleri Çınar'ın bu sözlerinden sonra büyüdükçe büyüdü ve h...