Esin için su gibi akıp giden zaman Çınar içinse geçmek bilmiyordu. Çınar elindeki kumandanın tuşlarıyla oynamaya devam ederken Esin'in "İyi misin?" diye sormasıyla kumandayla oynamayı bırakıp Esin'e baktı.
"İyiyim." dedi neredeyse ağzını hiç oynatmadan.
"Emin misin?"
Çınar, Esin'in gözlerine uzun uzun baktı.
"Çınar."
"Ben de hoşnut değilim bulunduğumuz durumdan. Ama psikolojimi korumak için düşünmemeye çalışıyorum.
Çınar, Esin'in gözlerine bakarken Esin Çınar'ı anladığını zannederek "Haklısın." diyerek devam etti.
"Ama yapma böyle."
"Ne yapmayım? " dedi Çınar sesindeki gizemle.
"Kurtulacağız buradan, buna inan."
"Bilmiyorum." dedi Çınar gözlerini önüne indirerek.
"Buna inanıyorum." dedi Esin elini Çınar'ın elinin üzerine koyarak.
Çınar önce elinin üstündeki ele, sonra da Esin'in gözlerine baktı. Tam zamanıydı.
"Sen." dedi.
Esin'in soran gözlerine daha hüzünlü şekilde bakmaya özen göstererek.
"Gerçekten benim için en çok sen mi ağladın?"
Esin'in dudaklarının kenarında bir hareketlenme oldu, ama o hareketlilik kaşla göz arasında kaybolmuștu.
Esin "Bilmem." dediğinde Çınar bakışlarını yere indirip yeniden baktı Esin'in gözlerine sinirlendiğini belli etmemeye çalışarak.
"O... O belki de yalan söylemiyordur. "
"Bilmem." dedi Esin tekrar.
Çınar yüzünde gerilen sinirlerinin etkisiyle oluşan gülümsemeyi engelleyemeyerek devam etti.
Gözlerini boşluğa dikerek,
"Niye yalan söylesin ki?" diye sordu kendi kendine ve tekrar Esin'e bakıp
"Teşekkür ederim Esin." dedi Esin'in çoktan çektiği elini tutarak.
"Bana bu kadar değer verdiğini bilmiyordum."
"Veriyordum." dedi Esin titreyen sesiyle.
"O" diye devam etti Çınar.
"Gerçekten de notları düşmesin diye..."
"Sence gerçekten de beni unutmuş mudur?" dedi Çınar Esin'e olan yakınlığının şüphe çekmemesini sağlamak için.
"Bilemem." dedi Esin sesine oturan hüzünle. Çınar'ın hala Dilek'i düşünüyor olması onu delirtiyor, yaralı kalbinin acımasına sebep oluyordu.
"Bence doğru."
Esin Çınar'ın söylediği sözle parlayan gözlerini yumup bir şeyler mırıldandı. Tekrar Çınar'a baktığında gözleri sulanmıştı.
Çınar, Esin'in Allah'a şükrettiğini anlayarak gözlerini yere indirdi.Parmaklarıyla oynamaya başlamıştı. Sinirlerine hakim olması lazımdı. Kırgın bir aşığı oynamalıydı ki aslında bir yanı gerçekten de Dilek'e kırgındı. Dilek onu arasaydı belki de polisler onu çoktan bulup kurtarabilirdi. Ama o muhtemelen bunu yapmamıştı ki hala buradaydı. Dilek onu tanıyamamıştı. Ona bir şey demeden ortadan kaybolmayacağını bilmesi gerekirken belki de gerçekten onun hayatında sadece bir hayat tecrübesi olarak kalmıştı. Erkeklere güven olmayacağını öğreten bir hayat tecrübesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM (TAMAMLANDI)
Mystère / Thriller"Konuşmanın ona bir faydası olmayacağını anlamıştı Çınar. Patlamış bir kaş, yüzüyle vücudundaki morluklar ona konuşmanın burada bir işe yaramadığını öğretmişti." "Söyle adi pislik." Adamın gözleri Çınar'ın bu sözlerinden sonra büyüdükçe büyüdü ve h...