Visal

204 45 0
                                    

Dersin ortasında kapı çalındı. İçeri sırayla Aslan, Yusuf ve Samet girdi. Yok artık! Samet'in ne işi vardı bunların yanında?

Ayhan hocanın sinirlendiği ta iki metre öteden belli oluyordu. Nefes alışları bile değişmişti. Dersine geç kalınmasını ve dersinin bölünmesine sinir olurdu.

Galiba bunlar kavga etmişti.
Aslan'nın sağ serçe parmağından kan damlıyordu.
Yusuf'un sol gözü mosmordu.
Samet'in de sol kaşı kanıyordu.

Acaba bunlar kavga mı etmişlerdi?
Yoksa başkasıyla mı?
Nerde kavga etmişlerdi?
Offff kafamda deli sorular.

Samet'e doğru baktım. "N'oldu?"diye fısıldadım.

Anlamış olacak ki "yok bir şey."dedi.

Sonra hoca bunları sınıftan attı.
Defteri imzaladı. "Az sonra gelicem. Kimse ses çıkarmasın!"dedi ve gitti.

Teneffüs olur olmaz biz de sınıftan çıktık. Hemen müdür yardımcısının yanına gittik. Müdür yardımcısı bugün gelmediği için müdürün yanına götürmüş olabileceğini düşündük.

Samet'le Aslan'nın odadan çıktığını gördük.
Koşarak yanlarına gittik.

"N'oldu n'oldu?"dedi İkra.

"Bi şey olmadı. Anlattım bütün olayı da sıkıntı şu ki Yusuf hala içerde. İnşaAllah ceza vermezler çocuğa bu durumla ilgili."dedi Samet.

"Olay ne? Durum ne? Offf Samet doğru düzgün anlatsana ne olduğunu ya!"

"Sonra anlatırım ben size. Benim kafam Yusuf'ta, bi çıksaydı."

İkra ile birlikte Yusuf çıkar çıkmaz "ooo"dedik. Şaşırdığımız sesimize yansımıştı.

Yusuf'un gözü mosmordu. En arka sırada oturduğumuz için uzaktan o kadar da belli olmuyordu.

"N'oldu?"dedi Samet.

"Önemli bi şey değil ya. Eski okuldan belgeler falan gelmiş."dedi

"Ha iyi bari. Hadi sınıfa gidelim de kendimize çeki düzen verelim."

Onlar sınıfa gittiler. Biz de revirden ilk yardım çantasını alıp sınıfa gittik.
Ben Samet'in yanına oturdum.

Tentürdiyotu pamuğa döküp "biraz acıyacak" dedim ve kaşına bastırdım.
"N'oldu ya böyle üçünüze birden."dedim.

"Ya işte hani uyuşturucu meselesi varya... "diye uzun uzadıya anlatmaya başladı.

Vay be! Görüyomusun sen şu yeni çocuğu?
Hiç beklemezdim valla. Neler yapmış Samet için. Gerçi en büyük hasar ondaydı ama olsun. Yağmasa da gürlemiş en azından.

İkra'ya baktım. Göz işaretiyle onları gösterdi bana.
İkiside bize bakıyordu. Sanki şey gibi "bi tek o yedi sanki dayağı, biz de yedik."der gibi bakıyorlardı.

"İkra çağır Aslan'ı. Onun da eli yaralıydı. Bi bak "dedim.

"Saçmalama kızım ya. Ben ne anlarım iyottan,oksijen suyundan."

"İyot değil. Tentürdiyot. Ayrıca hiç bi şey yapmıyosun ki bak. Sadece mikrop kapmaması için oraya bastırıyosun. Samet'inki bitmek üzere"

"Offf tamam"
Aslan'a bakıp
"Aslan"dedi. Eliyle gel işareti yaptı. Bi tane pamuk aldı.
"Böyle mi yapıyoruz?"dedi

"Hıhı"dedim.

O Aslan'la ilgilenirken ben de Samet'in kaşına bant yapıştırıp Yusuf'un yanına geçtim.

Gülümsedim. İşaret parmağımla elledim.

"Ufff"dedi.

Acıtmıştım galiba.
Çantamdan gülsuyuyla vikisi getirdim. Önce gülsuyuyla yavaş yavaş rahatlattım morluğunu. Üstüne vikisi sürdüm.

Annem küçükken hep vikis sürerdi. Acıyan, ağrıttığımız yerlerimize hatta kışın boğazımız şiştiğinde bile vikis sürerdi.

Vikisi yavaş yavaş sürerken bir anda kalbimde bir sızı hissettim. Neydi bu şimdi?

"N'oldu?"dedi meraklı bir sesle.

Galiba hissettiğim sızı yüzüme yansımıştı.
"Hiiiç, canını yaktım zannettim." dedim.
Yalan söylemiştim günah olduğunu bile bile. Ama şimdi "kalbimde sızı hissettim."desem kim bilir ne anlayacaktı?

"Anladım. Canım yanarsa söylerim."

Ama bu çocuk böyle duramazdı ki. Çok dikkat çekiyordu.

"Mine!"diye seslendim en önün bir arkasındaki pencere kenarında oturan kıza . Biraz süslüydü, hiç makyajsız halini görmemiştim.

"Efendim"dedi

"Yanında fondotenin var mı?"

"Var"dedi çıkarıp çantasından uzattı.

Aldığım fondeteni tam gözüne sürecekken elimden tuttu.
"Ya onu sürmesen mi? Öğle arası abdest alıcam çünkü"

Evet, doğru söylüyordu. Yüzeyde kaldığı için tene su değmiyordu. Sadece fondotene değiyordu. Ayrıca kurulandığında da silinir giderdi.

"Ama bu şekilde oturamazsın ki, sonra her hocaya hesap vermek zorunda kalırsın."

"Olsun"

"Bi dakika"dedim. Aklıma bi şey gelmişti. Kullanılmış gazlı bezlerden birinin ambalajını alıp içine bir miktar fondoten boşalttım.

"Bu şekilde silindiğinde de tekrar süreriz. Hem eve de bu şekilde gitmemiş olursun."

"Bu olabilir."dedi. Gülümsedi.

Yavaşça sürmeye başladım.

YAZAR dan

Sen çok değerlisin bunu söylememe gerek yok diye düşünüyorum.

Her zaman yazdığınız gibi soru ve görüşlerinizi yazmayı unutmayın.😁

Beğendiysen oylamayı unutma!
Beğenmediysen paylaş, belki bi beğenen çıkar.

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin