VİSAL

152 21 17
                                    

Kurdele kesilirken bakışlarımı Yusuf'a çevirdim. Yakalandım! O da bana bakıyordu. Hemen başka bir yöne baktım. Acaba biz de İkra'yla Aslan gibi olabilir miydik? Neden olmasın? Onlar seneler sonra birlikte olduysa biz de olabilirdik.

Onlar gider gitmez hemen ortalığı toplamaya koyulduk. Elindeki tepsiyle fincanları topluyordu.

"Visal gördün mü ya, kahveyi bi dikişte bitirdi."dedi

Ya ne demezsin?

"O değil; Yusuf içmedi. Acaba beğenmedi mi?"dedi

"Cık. Senin tuzlu kahveni Yusuf aldı canım. Tabi o sıra Aslan'a baktığın içi farketmedin."dedim.

"Aaa valla mı?"dedi. Kahveden bir yudum aldı. Sonra geri püskürttü.
"Anaaaa. Hakkaten o almış. Offf nasıl farkedemedim ya? Halbuki ne kadar uğraşmıştım. İçine; karabiber, Kimyon, nane, tuz, isot, pul biber... hepsini atmıştım."

Dik dik gözünün içine baktım.
"Kız bunları ne ara yaptın sen? Ama bak gör; etme bulma dünyası. Kendi kazdığın kuyuya yine kendin düştün."

Omuzlarını düşürdü.
"Öyle oldu demi?"

"Hıhı"dedim kafamı sallayarak.

Samet girdi salona.
"Biz gidiyoruz kızlar."dedi.

"Tamam hadi güle güle."dedim.

Dik dik suratıma baktı. Farkındayım kovar gibi söyledim.

"Dur, yolcu edelim sizi."dedi İkra.

Çıkışa doğru ilerledik.
İkra Ahmet amcanın elini öptü.
"Çok teşekkür ederim Ahmet amca. İyi ki geldiniz"dedi.

"Ne demek kızım. Sen de benim kızım sayılırsın."dedi.

"Visal gel seni de eve bırakayım."dedi Samet.

"Tamam çantamı alıp geliyorum"

İkra odasına girip çantamı aldım.
"Hadi Allah'a emanet olun."dedim. Önce Saliha teyzeye sarıldım.
"Sen de kızım"dedi. Sonra İkra'ya sarıldım.
"Bu arada lensleri çıkarmayı unutma!"dedim.

Gözlükle çıkmak istemediğinden saydam lens takmıştık gözlerine.

Ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Samet arkasını döndü.
"Ha bu arada salı öğlen imam gelecek. Nikahınız kıyılacak."dedi.

"Tamam."dedi.

Biraz ilerledikten sonra
"Samet sen Visal'i bırak gel."dedi Ahmet amca.

"Tamam."dedi.

"Hadi kendine iyi bak kızım"dedi bana.

"Sen de Ahmet amca"dedim. Elini öpüp alnıma koydum.

Onunla ayrıldıktan sonra Samet'le bizim eve doğru yol aldık.
"Yusuf sana bakıyodu yine"dedi.

"Hı?"

"Anlamamış gibi yapma Visal. Gayet de anladın."
Cevap vermedim.
Ciddi bir şekilde
"Bak Visal; bu çocuğun sana bakışlarını gördüm. Seni seviyo belli."dedi.

Yanaklarımın kızarmaya başladığını hissedebiliyordum. Biz ne zaman bu konuları konuşacak kadar büyümüştük?

"Artık hepimiz de büyüdük. Kendimize gelelim artık. Kabul etmesemde evlenme çağımız yaklaştı."

"Senin dediğin gibi evlilik çağımız yaklaştı. Abi olarak evlensen de sıra bize gelse artık."
Ne, ne dedim ben?

"Yani sen de onu... Ben sıramı sana bırakıyorum."

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin