YUSUF
5 AY SONRA
Bugün doğum günümdü. Yavaş yavaş mezarlığa girdim. Önceden mezarlıklar bemi korkuturken Visal sayesinde ikinci huzurum olmuştu.
"Su döküyüm mü abi?"dedi küçük çocuk.
"Dök bakalım koçum."dedim.
Elindeki şişeyle toprağa su serpmeye başladı. Şişeyi bitirdiğinde elimde hazır tuttuğum 25 lirayı uzattım.
"Sağol abi!"dedi ve gitti.
Ellerimi açıp 3İhlas 1Fatiha okuduktan sonra yüzüme sürdüm.
Hiç bir şekilde mezarda yatan karımla konuşmadım. Gerek te yoktu zaten. Ben onunla konuşmayı değil susmayı özlemiştim.
"Allah'ı ve Hz. Muhammed (s.a.v)'i senden daha çok ve hep seviyorum karıcım. Kıskanmazsın değil mi?"dedim göz yaşlarımın arasından.
"Ama seni de çok seviyorum. Eminim kıskanmazsın. Hatta sevinirsin."Ezan okundu. Gözlerimi kapatıp dinledim. Bittikten sonra açtım. Yerimden kalktım. Son kez sevdiğim kadının mezarına baktım.
"Namaz kılmaya gidiyorum. Hoş çakal."dedim.
Yakında bulunan Cami'ye gidip öğle namazı için niyet ettim.
Namazımı kıldıktan sonra sahile doğru yol aldım. Boş bulduğum banklardan birine oturdum. Anlamlandıramadığım bir şekilde göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı. Şuraya uzansam güzel olurdu aslında. Ağırlaşmaya başlayan vûcudum düşüncemi onayladı ve kendini uykunun kollarına bıraktı.
Sağ tarafımdan biraz ileride geliyordu. Oturduğum banktan kalktım. Ona döndüm.
Ama nasıl olabilirdi ki bu?
Bana doğru gelemezdi.Bankta yatan bedenime baktım.
Az önce üzerimde toprak rengi pantolon siyahta bir gömlek vardı.
Oysa şu an beyaz gömlek ve beyaz pantolon...
Onunsa bembeyaz gelinliği vardı. Tıpkı masallardan, hikayelerden çıkan prensesler gibi. Gibi değil fazlası bence.Nasıl olabilirdi ki bu?
Hayal ürünü mü, rüya mı?Yanıma yaklaştı, iyice yaklaştı ve gülümsedi. İçimi ısıtan kahverengi gözleriyle gözlerime bakarak elimi tuttu.
Offf! Sıcacıktı.
Oysa yüzü soğuktan kızarmış gibiydi.Kalbim hızlandı. Yürümeye başladık.
Allah'ım neydi bu? Ölüm mü, diriliş mi?
Yoksa öldüm de cennete mi gidiyorum?Bir anda durdu ve aniden yüzüme baktı.
Söylediklerimi duymuşmuydu acaba?
Halbuki içimden söylemiştim.
"Nereye gidiyoruz?"dedim.Gülümseyerek "Ait olduğumuz yere..."dedi.
Ben ne söylediğini anlamaya çalışırken yan tarafımdaki topluluğa baktım. Sanırım doktor diye tahmin ettiğim kişi bedenime kalp masajı yapıyordu. Galiba beni geri döndürmeye çalışıyordu.
Allah'ım lütfen geri dönmek istemiyorum!
Visal'e döndüğümde anlamlandıramadığım bir bakışla karşılaştım.
Sonra tekrar bedenime baktım. Doktor vazgeçmişti. Kafasını geri döndüremeyeceğinin habercisi gibi sağa sola salladı.
Visal'e dönüp gülümsedim. Bu sefer o da gülümsüyordu."Burası son durak! Burdan çıkış yok! Hadi ait olduğumuz yere gidelim."dedim ve elini tuttum.
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VisYu [TAMAMLANDI]
General FictionBir kişinin dilinden HAYAT Bir kişinin dilinden SEVGİ Beş kişinin dilinden ÖLÜM ... İlk yayımlanma tarihi:16.02.2018 Son yayımlanma tarihi: 26.04.2018 ... Kitap kapağı @kumsalesmira ---- Telif hakkı yazara aittir!© (Ç)alıntı yapılamaz! ... Wattpadd...