II. KİŞİ

124 19 2
                                    

İKRA

"Hadi biz de gidelim artık"dedi Samet.

"Tamam. Önce şu çiçeği verip geliyim. Belki saklamak ister."dedim.

Başıyla onayladı.

Nikah masasında duran çiçeği alıp Visal'in odasına doğru yol aldım.

Koridorda bir topluluk vardı.

Visal'in odasına doğru yaklaştım. Kimse yoktu. Nerdeydiler acaba? Yusuf'ta ortalıkta yoktu.

Koridorda duran, sanırım hasta,
"Bu-Burda nir hasta vardı. Nerde olduğunu biliyor musunuz?"dedim endişeyle.

"O... O..."diyemeden ağlamaya başladı.

Biraz ilerleyip hemşireye
"Burdaki hasta nerde?"dedim.
"Hanımefendi... o.... öldü"dedi zorlukla.

Seslice yutkundum.
Ne diyordu bu kadın?
"Nerdeler?"diye bağırdım endişeyle.

"Mo.. Morgta."dedi.

"Morg nerde?"dedim.

Olanlara inanamıyordum. Hepsi bir rüya olmalıydı. Anlamlandıramadığım bu hadiseden bir an önce kurtulmak istiyordum.

"Zemin katta."dedi.

Hızla merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladım. Elimde duran çiçeği kenara fırlattım. Hızlı koşmamaı engelleyen, topuklu ayakkabılarımı çıkarıp kenara attım. Uzun elbisemin eteğini kaldırıp hızımı iyice arttırdım. Ağlayarak ilerliyordum.

Zemin kata indiğimde Yusuf bir kapını kenarında çökmüş öylece elindeki duvağa bakıyordu. Ne yani söyledikleri doğru muydu? Visal gerçekten ölmüş müydü?

Onu görünce donup kaldım. Yavaş adımlarla yanına gittim.
"Yusuf!"diye fısıldadım varla yok arasında -ki eminim duymadı.
Kapısı açık olan odaya baktım. Ortdaki masada bir beden vardı.

Allah'ım lütfen o Visal olmasın!

Korkak adımlarla girdim. Yüzü örtülü bedenin örtüsünü yavaşça kaldırdım. O sırada gözlerimi kapatmıştım.
Yatan kişinin Visal olmaması umuduyla gözlerimi açtım.

Ama-Ama Visal'di!

Bedeni soğuk ve yüzü kızarmıştı.
"Aaa...."diye bağırdım. Ağlamaya başladım. Başını alıp  göğsümde sarmaladım.

"Aaaa...."
.
.
.
"Visal!... Visal aç gözlerini lütfen! Aç gözlerini Visal!... Daha çok erken!  Aç gözlerini kardeşim."diye bağırıyordum ağlayarak.
.
.
.
"Visal aç gözlerini Visal! Daha çok erken... yokluğuna dayanamam. Aç gözlerini lütfen. Ben Gül Melek'e ne diyeceğim?... Beni ablasız bırakma!"diye bağırmaya devam ediyordum.

Yerimde onu sarsarken elime bir miktar saçı geldi.
Onu görmem benim şokumu daha da arttırdı.
"Aaaa...."diye bağırmaya devam ediyordum.

Koluma sarılan el beni çekiştiriyordu. Ama ne kim olduğunu biliyordum ne de söylediklerini duyuyordum. Zaten umrumda da değildi.

Ağzımda sadece şu kelime vardı:
"Daha çok erken!"

Koluma sarılan el beni dışarı çıkardı. Kendimi soğuk mermer zemine atarken "Daha çok erken!" diye fısıldadım.

Daha çok erken!

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin