VİSAL & YUSUF

178 36 8
                                    

Eve elimde ekmekle girdim. Bugün Zeliha hazırlamış masayı. Benimki kadar olmasa da yapmış bi şeyler.

"Nerdeydin?"dedi.

"Ekmek almaya gitmiştim."

"Dün geceden beri mi?"

He dün geceden beri. Manyak! Beni mi takip ediyo bu karı? Sevgilimleydim, oldu mu?
Tam bi şey diyecektim ki babam yavaş yavaş aşağıya indi. Bi şey demedim.

Kalkıp kendi bardağıma çay koydum.

"Bana da..."dedi babam tok sesiyle.
Ona da doldurdum.

○○○

Berk bey dükkanı erken açmış, yerleri viladayla siliyordu. Başımda koyuca bi şal gözümde kocaman güneş gözlükleri vardı. İçeri girdim.

"Buyrun hanımefendi. Size nasıl yardımcı olabilirim."dedi.

"Berk bey ben,.."

sesimden tanımış olacak ki
"Visal? Senin bu saatte burda ne işin var. Öğlen..."cümlesini bitirmeden gözlüklerimi yavaşça çıkardım.
"Visal! Bu ne hâl?"dedi.

Sorusunu cevapsız bıraktım.

"Geş gülüm gel. Otur şöyle!"dedi upuzun koltuğu göstererek. Kendi de yanıma oturdu.
"Tatlım ne oldu böyle sana?"

Bir anda gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Kendimi sıkmaya çalıştım. Kimsenin beni ağlarken görmesini istemiyordum.
"Ağla kuzum ağla. Rahatlarsın."dedi. Kollarını sardı sırtıma.
Olamaz!
Yine bi erkeğin omzunda ağlıyordum.
"Ama Visal böyle olmaz ki. Derdini anlatmayan derman bulamaz güzelim. Abin sayılırım hadi anlat!"

Anlatamazdım ki. İçeriye diğer çalışan kızlar girdi. Hemen gözlüğümü taktım.

"Biz içerdeyiz kızlar. Rahatsız etmeyin."

Kolumdan tutarak beni içeriye götürdü.

"Allah Allah, kızım ne oldu sana? İkra'yı arayım mı gelsin mi?"dedi.

Ağlarken başımı salladım. İkra'da yazın burda çalışıyordu. Ama okul başlayacak diye çıkmıştı. Çıkıp dışarıda konuştu.

"Konuştum geliyo"

○○○

"İçerde"dediğini duydum.

Hemen içeriye Samet ve İkra girdi.

"Hiii"dedi, bir anda irkildi İkra.

"Ne oldu?"dedi Samet şaşkınlığını gizleyemeden.

Hiç bir şey demedim. Nasıl söylerdim ki bunu hem de Samet'e?

Ağlamaya başladım. Samet beni kollarının arasına aldı.
"Şşşş. Ağlama. Ne oldu? Hadi söyle!"dedi.

"Söyleyemem."

"Söylemezsen söyleme"dedi gülerek.
"Bu arada mor çok yakışmış."dedi.

Gülümsedim. Zaten hiç bi zaman kahkaha atarak gülmemiştim.

"Şey vardıya İkra: Rimel, mor olanından hani; ondan çok güzel olmaz mı ya? Boş kalmış diğer gözü."dedi.

"Rimel değil far"dedi İkra gülerek.

Ben de ağlamayı bırakıp gülmeye başlamıştım.

"Hah şöyle ya, kendine gel! Zaten ağlarken çok çirkin oluyosun."

"Hadi kalk gidiyoruz"dedi İkra kolumdan tutarak.

"Ama iş..." Onların yanındayken 'nereye' diye sormazdım zaten.

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin