II. KİŞİ

119 20 3
                                    

İKRA

5 AY SONRA

Masamda kitap okurken çalan telefonuma baktım. Arayan Gül Melek'ti. Açtım.

"Ablamm!"dedi. Sesi neşeli geliyordu.

'Ablam'deyişi bana Visal'i hatırlattı. Gözlerim doldu.
"E..E..Efendim bitanem?"dedim kekeleyerek.

"Ablacım ben Saliha anneme geçiyorum. Haberin olsun."

"Tamam bir tanem. Geç kalma ama.!"

"Tamam merak etme!"dedi sevinçli sesiyle. Daha sonra telefonu kapattı.

Masamdan kalkıp boydan pencerenin önüne geçtim.

Ah be Visal! Çok erken gittin!

Visal'in ölümünün ardından Gül Melek bizimle yaşamaya başlamıştı. Ben aksime Visal'in ölümünü kabullenmiş hatta annesiyle buluştuğunu düşündüğünden daha çok sevinmişti.

40 gün sonra Aslan'la düğünümüz yapılmıştı. Ne kadar düğünün olmasını istemesem de her şey önceden belirlendiği için kabul etmiştim. Kırmızı kuşağımı bağlarken Samet en az 5 kere "Bunu kaç kere bağlıyorduk?"diye sormuştu. Yine o günü hatırlayıp ağlamıştım.
Şimdi mi?
Şimdi yine o günü hatırlayıp ağlıyorum. Evliliğimizden 40 gün geçtikten sonra Aslan Gül Melek'i yanımıza almayı teklif etmişti. Onun bu teklifine şaşırsamda annemin yanından alıp bize taşınmıştı. Ara ara da annemin yanında kalıyordu.

"Güzelim, yine ağlıyorsun! Olmaz böyle bak!"diyerek gelen Aslan'a yönümü döndüm.

Aslında ağladığımın ben bile farkında değildim. Elimin tersiyle yüzümdeki ıslaklığı sildim.

Yüzümü avuçlarının içerisine alıp dudağımdan tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu. Ağlamam durmuştu ama iç çekişlerim ara sıra oluyordu. Bana sarılıp başımı göğsüne yasladı.

"Ağlamak yok!"demesiyle tekrar ağlamaya başladım.
"Güzelim doktor ne dedi? Sinir stres yasak! Bebeğimizi üzmek istemezsin değil mi?"dedi.
Kafamı olumsuzca salladım.

Evet! Bebeğimiz!
On haftalık hamileyim.
Visal yaşasaydı ona 'teyze oluyorsun!' diye müjde vermeyi o kadar isterdim ki... istisnasız bu sahneyi hayal etmiştim.

"Tamam hadi artık!"deyip gözyaşlarımı sildi.
"Seni seviyorum."dedi ve alnımdan öptü.

"Seni seviyorum."dedim.

Saatine baktı.
"OOO geç kalıyorum."dedi.

"Nereye?"

"Bugün öğleden sonra dersim vardı. Seni böyle görünce unuttum."

"Hmm."

"Ben gidiyorum meleğim. Kızlarımıza iyi bak!"

"Kızlarımız?"dedim anlamaz bakışlarla.

"Birisi Gül Melek. Diğerisi de..."dedi gözleriyle karnımı işaret ederek.

Bunu neden yaptım bilmiyorum ama hızla elimi karnıma koydum. Sanırım utanmıştım. Hatta şu an kızarmaya başlamışımdır. Dudağımın kenarını ısırdım. Ayrıca onun çocuğumuzu kız istemesi de ayrı bi konu.

Gülümseyerek 
"Tamam tamam utanma!"dedi.
Yüzümü avuçlarının içine aldı. Yanağıma yaklaştı. Ben tam öpecek diye beklerken o durdu.
"Dudağının kenarını ısırırken çok tatlı oluyorsun. Bunu benim dışımda kimsenin yanında yapma!"dedi.

Evet!
Şu an eminim yanaklarım kirazla kalbim vantilatörün hızıyla yarışıyor.

Ellerimi ellerine getirerek yanaklarımdan indirmesini sağladım. Daha doğrusu sağlamaya çalıştım -ki bu pek mümkün olmadı.

Kendimi toparladım.
"Hani sen gidiyodun!?"dedim kaşlarımı çatarak.

Benim deminden beri uğraştığım ellerini indirip tekini hafifçe kafasına vurdu.
"İnsanda akıl bırakmıyosun ki..."dedi.
Alnımdan öptü.
"Gittim ben."dedi.

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin