"Söyle hadi söyle!"dedim.
Sabahtan beri çatalla didiklediği yemekten ayrılıp düşünceli bir şekilde bana bakmaya başladı.
"Aslında bir şey söylemek istiyorum sana."dedi Furkan."Seni dinliyorum."
"Hani o gece yüzün gözün mor..."
"Eee"
"Onu sana Samet mi yaptı?"
Derin nefes alıp verdim. Acaba ne dememi bekliyordu?
Elinde tuttuğu çatalı sıkmaya başladı. Sinirleniyordu. Cevap vermeden bir süre yüzüne baktım. Neden merak ediyorsun? Neden benimle bu kadar ilgileniyorsun?
Düşüncelerimden sıyrılıp
"Hayır."dedim net bir şekilde.Saatime baktım. Öğle arası bitmek üzereydi.
"Peki sana bunu yapana neden engel olmadı?"dedi sıkıntılı bir sesle.
"Ben kalkıyım. Öğle arası bitmek üzere."deyip kalktım.
"Neden cevap vermiyosun?"dedi.
Ona döndüm.
"Çünkü bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.""Sana bunu yapanı bilmeye hakkım yok mu?"
Ne dedi bu şimdi? Hangi sıfatla soruyo bana bunu?
"Yok! Sadece şunu bil: Samet bana öyle bir şey asla yapmaz. Yapanında yanına bırakmadı."dedim.
Arkamı dönüp yemekhaneden çıktım.○○○
Koridorda ilerlerken bağırış sesleri geldi. Gelen sese doğru yol aldım. Odaya girdim.
13-14 yaşlarındaki bir çocuk eline ne geliyorsa karşısındaki duvara fırlatıyordu.
Şaşkınlığımı gizleyemeden kaşlarımı çattım. Neler olduğunu anlamaya çalıştım.
Yanındaki orta yaşlardaki kadın hem ağlıyor hem de ona engel olmaya çalışıyordu. Çocuk sadece bağırıyordu hiç bir şey demeden."Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?"dedim annesi olduğunu tahmin ettiğim kadına.
Başıyla onaylayıp dışarı çıktı.Karşı duvara doğru attığı vazoyu yakaladım. Duvarın önüne geçip bir şeyler atmasına engel oldum. Vazoyu sehpaya koyup yatağın kenarına oturdum. Ne o konuşuyordu ne de ben.
"N'oluyo?"dercesine tek gözümü kırptım.
Kenarda duran sehpadaki defter ve kalemi eline alıp bir şeyler yazdı daha sonra bana gösterdi.
"Konuşamıyorum."diye yazmış.
Defteri ve kalemi elime alıp
"Olabilir"diye yazdım."Duyamıyorum da."
"Olabilir."yazdım tekrar.
Eminim şu an benim sakinliğime şaşırıyordu. Hatta belki de beni dilsiz ve sağır zannediyor olabilir.
"Sen buna mı üzülüyordun?"diye yazdım.
Kafasını onaylar şekilde salladı.
"Üzülme!"yazdım.Elimdeki defter ve kalemi alıp "Üzülme mi? Sağır ve dilsiz olarak yaşamak ne kadar zor biliyo musun sen?"yazdı.
"Zor biliyorum ama bunun kolay bir yolu var."diye yazdım.
"Neymiş?"
"İşaret dili."
"İşaret dili mi? Ama ben işaret dili bilmiyorum ki"
"Öğrenebilirsin."
"Ama ya yapamazsam."
Ellerimi kaldırıp işaret dili ile "Yapabilirsin."dedim.
Evet bu dili bana Meryem öğretmişti. İyi ki de öğretmiş.Şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu.
"Ne dedin?"diye yazdı."Yapabilirsin"diye yazdım gülümseyerek.
Gülümsedi.
"Bu dili nasıl öğrenebilirim?""Bir çok kursları var."
"Çok teşekkür ederim."dedi. Sevinci yüzünden belli oluyordu.
Son olarak "Asla Pes Etme!"yazdım ve çıktım.
Yusuf
"Yusuf!"diye ses geldi. Eminim yibe şu Sıla denilen kızdır. Arkamı döndüm. Ama bu Sıla değildi. Bu-bu NilSu.
Offf. İnanmıyorum ya. Ne işi var bu kızın burda?
Koşar adımlarla yanına geldi."N'aber, nasılsın?"dedi.
Allah'ım sen beni affet.
Ben Sıla'ya bile razıydım ama bu çok fazla. Sen bana yardım et Allah'ım.Dikkatlice yüzüne baktım.
"Benim dersim var."deyip yanından ayrıldım. Ama peşimden geliyordu. Sinirle arkamı döndüm. Bir şey demek istemiyordum. Hızla sınıfa girip en öndeki sıraya oturdum. Gelip yanıma oturdu. Allah'ım sen sabır ver. La havla vela kuvvete."Bakıyorum artık yüzüme bile bakmıyosun!"dedi.
"Burada ne işin var?"dedim sert bir tonda.
"Yatay geçişle buraya geldim."dedi keyifle.
Derin nefes alıp verdim. Şimdi iki yıl boyunca bunu mu çekecektim ben? Hadi dönemin yarısı gitti. Kaldı bir buçuk dönem.
"Neden buraya geldin?"dedim.
"Çünkü sen burdasın"
"Benim burda olduğumu nerden biliyodun?"
"Baban sağolsun"
Ne yani babam mı söylemişti şimdi buna? Ama yok yok. Babam yapmaz öyle şey. Yani, inşaAllah yapmaz.
"Babam mı söyledi?""Baban facebook fenomeni oldu haberin yok mu?"dedi alayla gülerek.
Facebook mu? En son Bursa'ya taşınmadan önce kullanmıştım facebook hesabımı. Telefonumu çıkarıp facebook hesbıma girdim. Hemen babamın sayfasına girdim. Oha! Tatilde oraya gitmedim diye onlar buraya gelmişti. Gezip gördüğü her yeri çekip çekip atmış.
Ah! Baba ah!
Fotoğraflardan birine tıkladım.
"Artvin'de oğullarımla dirift yaparken ben!"diye açıklama eklemiş. Bi de üstüne hem beni hem Aslan'ı etiketlemiş.
Ne dirifti baba?!
Fotoğraflardan diğerine tıkladım. İkimizin üniversitenin önünde çekindiği fotoğrafı koymuş.
"Oğlumun okulunda bir gün geçirmek." yazmış. Of baba ya!
Vloger mısın sen?
Ne zaman bitecek senin bu ergenliğin?"Eeee"dedi.
Sinirle yüzüne baktım.
"Ne eee?"dedim."Nasıl gidiyo?"
Sana ne nasıl gidiyosa gidiyo!
"İyi Allah'a şükür."Dikkatli dikkatli baktı.
"Böyle dediğine göre hayatında biri yok!"Hayır anlamadım. Benim dediğim o laftan o cümleyi nasıl çıkardı bu kız?
"Hayatımda biri var."dedim rahatlıkla."Öyle mi? Adı ne peki?"
"Sana ne?"
Gözlerimi gözlerinden kaçırdım ama hâlâ dikkatli dikkatli bakıyordu. Hemen sonra güldü.
"Yoksa uyduruyomusun ha Yusuf!"dedi alayla."Hayır sadece bu kadarını bilsen yeter."
"İspatla o zaman."
Anladım kurtuluş yok. Telefonumu çıkarıp galeriye girdim. Geçen sene Visal'in doğum gününde habersizce Aslan'ın çektiği fotoğrafı açtım. Fotoğrafta ben Visal'e bakıyordum o ise yere. İkimizde gülüyorduk.
Telefonu uzatıp fotoğrafı gösterdim.Fotoprafa uzun süre baktı. Gözlerini gözlerime dikti. Şu an gözünden alev çıkacakmış gibi bakıyordu. Ama umrumda değildi.
Tuş kilidine basıp telefonu cebime attım.Ah be Visal! Keşke gerçekten hayatında olsamda bu kız bana fotoğraflarla değil de senin benim yanımdaki yerini görüp inansa!
Allah'ım sen Visal'in yokluğunda bana sabır ver!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VisYu [TAMAMLANDI]
General FictionBir kişinin dilinden HAYAT Bir kişinin dilinden SEVGİ Beş kişinin dilinden ÖLÜM ... İlk yayımlanma tarihi:16.02.2018 Son yayımlanma tarihi: 26.04.2018 ... Kitap kapağı @kumsalesmira ---- Telif hakkı yazara aittir!© (Ç)alıntı yapılamaz! ... Wattpadd...