Visal

150 31 16
                                    

10.05.2009
Okuldan çıktıktan sonra koşarak hastaneye gittim.

"Do-doğumhane ne tarafta?"dedim sesimin hıçkırıklara karışmasına aldırmadan.

Tarif edilen yöne doğru koşmaya başladım.
Babam doktorla konuşuyordu.

Hemen yanlarına gidip "N'oluyo ya, annem nasıl?"dedim ağlayarak.

Doktor başını yere eğdi.
"Annenizi de kardeşinizi de kaybettik. Başınız sağolsun."

Ne, ne diyodu bu adam?
Yani artık annem yok muydu?

Babam "oğlum öldü mü yani?"dedi. Yavaşça kendini beton zemine bıraktı.

Ağır adımlarla ortamdan uzaklaşmaya başladım.
Kendimi bahçede banklarda oturuyor olarak buldum. Kendimi ağlamaya koyuvermişken yanıma Gül Melek'in yaşlarında bi çocuk geldi. Omzuma dokundu.

"Neden ağlıyosun? Ağlama!"dedi.

"Annemle kardeşim öldü."dedim ağlayarak.

"İyiki annemi hiç görmemişim. Bu kadar acı mı veriyor ölmesi?"dedi küçük çocuk.

Ne yani o bi öksüzmüydü?
Onun için mi yoksa, annemi kaybettiğim için mi ağlamalıydım karar veremedim.

Elindeki torbadan bi tane mendil çıkarıp uzattı.
"Al!"dedi.

"Param yok ki yanımda."dedim.

Gülümsedi. "Para istemedim ki. Mendil uzattım, gözyaşlarını silmen için."

Gözyaşlarımı elimin tersiyle itip uzattığı mendili aldım.
"Teşekkür ederim."

"Önemli değil. Üzülme! Bu dünyaya ölmek için geldik. Elbet bi gün gidecekti. Kardeşin de eminim melek olarak cennette seni bekliyordur."

Söyledikleriyle kendime geldim. Nasıl olurda küçücük bi çocuk bunu söyleyebiliyordu? İşte o gün farkına her şeyin  vardım. Evet bu dünyaya ölmek için geldik.

●●●

10.05.2012

Ezan sesiyle gözlerimi açtım. Pencerenin yanına varıp huzurun sesiyle sessizliğim sohbet etti.
Koşar adımlarla abdestimi aldım.

Selam verip tesbihatımı yaptıktan sonra ellerimi sema ya açtım.

"Allah'ım sen  öncelikle  Hz.Muhammed (s.a.v)'in sonrasında da bütün peygamberlerimize komşu eyle annemi.
Şükürler olsun beni bugüne ibadet ederek başlattığın için.
Eğer bugün öleceksem hayırlı bi şekilde ölmemi nasip eyle. Allah'ım razı olduğun bir kulunda ben olayım.  Yaptığım bilerek veya bilmeyerek işlediğim tüm günahlar için affeyle. Amin." Ellerimi yüzüme sürdüm.

Gidip yatağıma oturdum. Seccademi topladıktan sonra çekmeceden kukla pinokyomu çıkardım.
Yusuf'un aldığı bu hediyeye elimde olmaksızın gülümsememe neden olmuştu. Ona sarıldığım aklıma geldi. Yaptığım farkına sarıldıktan sonra varmıştım ama nafile.

Affet Allah'ım helal olmayan birine yaklaştığım için.

Pinokyoyu yastığımın arasına sıkıştırıp yatağımı düzenledim.

○○○

"Hayırdır. Bir yere gidermiş gibi giyinmişsin. Bugün öğleden sonra değil mi senin işin?"dedi babam imalı imalı.

Çayımdan bir yudum aldım.
"Hıhı evet. Kahvaltıdan sonra ziyaret etmem gereken birisi var."

"Öyle mi? Benim neden haberim yok, ve neden izin almadın?"dedi kızarak, sorgularcasına.

"Annemi ziyaret etmem için. Senden izin mi almam gerekiyo baba?"dedim ve devam ettim. "Bugün annemin ölüm yıldönümü, unuttun mu? Kardeşimin de ölüm yıldönümü doğal olarak. Unutmazsın sanıyordum"deyip çatalımdaki peyniri ağzıma attım.

"İyi iyi neyse. Defol git, nereye gidiyosan."

"Teşekkür ederim." sen izin vermesen gitmeyecektim sanki.

○○○

Mezarın yanına doğru yaklaştım. Oturdum.

"Selamün aleyküm anne. Yine ben."dedim gülümseyerek.
Toprağını okşadım usulca. Ellerimi açıp üç İhlas bi Fatiha okudum.

"Biliyomusun anne?: tam iki yıl önce bugün; seni kaybettiğimi düşünmüşken beş yaşındaki bi çocuk aslında ölümün ne olduğunu öğretti. Belki de ilk kez küçücük bi çocuktan öğüt aldım. Kim bilir belki de yaşadıkları ona bunları öğretmiştir."
Derince nefes aldım.
"Seni çok özledim anne. Çok özledim. Sana kavuşacağım günü iple çekiyorum. Sen de beni bekle olur mu?"

Saatime baktım. 11:15'ti.
"Gitmem gerek anne. Yine gelicem. Hoşça kal."dedim ve kuaförün yolunu tuttum.

"Selam!"dedi. Sol tarafımdan gelen kişiye baktım. Furkan'mış

"Selam!"dedim. Anlamadım bu çocuk burda mı yatıp kalkıyordu.

"Ben de seni bekliyordum."

Beni mi bekliyordu? Yoksa takip mi etmişti? O geceden sonra her geldiğimde onu görüyordum.

"Beni mi bekliyordun?"dedim.

"Evet. Ya aslında sana söylemem gereken bi şey var."

Hayır olsun. Ne söyleyecekti şimdi?
"Seni dinliyorum."

"Bizim hastanede hasta kayıt için birisini arıyorlar. Ben seni önerdim gelir misin?"

Hasta kayıt için... beni?  Yok artık!
"Ama ben daha liseden bile mezun olmadım."

"O önemli değil. Başvurular bir hazirandan sonra başlayacak."

"Okul 8 haziran da bitiyo ama."

"Okul biter bitmez gelir başvurunu yaparsın. Hatta birlikte yaparız."

"Olur. Ama tecrübem yok. Alırlar mı?"

"Tabiki alırlar. Referansın var. Bu da seni bi üste taşır. Ama bir de bilgisayar kullanmayı öğrenmen gerekiyor."

"Ha onu biliyorum. Okulda seçmeli ders olarak almıştık."

"Tamamdır."

Ceketinin cebinden kağıt kalem çıkarıp bi şeyler yazdı.

"Numaram bu? Ne zaman istersen arayabilirsin."dedi.

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin