YUSUF

126 20 15
                                    

Bahçede yürümeye başladık. Telefonum çaldı. Elimi cebime atıp çalan telefonumu açtım.

"Efendim?"

"Yusuf Çınar'la mı görüşüyorum?"

"Evet!"

"Yusuf Bey polikliniğimize bıraktığınız raporları doktorumuz Mustafa Bey inceledi. ..."

"Tamam peki. Hemen geliyorum."dedim.

Visal'e döndüm.
"Benim gitmem lazım."dedim.

Kafasını kabul eder şekilde salladı.

Kendime engel olamayıp sarıldım. Kulağına "seni seviyorum"diye fısıldadım. Onun bi şey demesine izin vermeden arkamı dönüp arabama doğru yol aldım.

Düğmeye basıp kilitleri açtım. Arabama binip emniyet kemerimi taktım. Motoru çalıştırdım.

Visal'in raporlarını tanıdığım daha iyi bir doktora vermiştim. Son bir umut iyi bir haber alırdım.

Allah'ım sen onun için hayırlı olanı nasip eyle.

Geldiğimde arabayı park edip indim. Hızla kliniğe girdim.

"Hoşgeldiniz."

"Mustafa Bey'le görüşecektim. Geleceğimden haberi olması lazımdı."

"Tamam bir dakika." deyip telefonu kulağına götürdü. O konuşurken onu duymuyordum. Kalbimin ritmi diğer bütün organlarımı iptal etmiş gibiydi.
"Yusuf Bey değil mi?"dedi.

"Ha?"dedim. Kendime gelip "Evet benim."dedim.

"Buyrun. Mustafa Bey sizi bekliyor."

Odaya girdim.
"Hoşgeldiniz Yusuf Bey."deyip elini  uzatan 55-60'lı yaşlarda kel adamın uzattığı eli sıktım.
"Buyrun."dedi. Gösterdiği masanın  önündeki koltuğa oturdum.

Derin nefes alıp "sizi dinliyorum."dedim.

Lütfen kötü bir şey deme doktor!
Lütfen kötü bir şey deme!

"Yusuf Bey getirdiğiniz raporlara baktım ve... kiss karaciğere kadar inmiş."

Omuzlarımı düşürdüm. Titreyen ellerimden birini başına götürdüm.

Ne diyordu bu doktor?
Ne saçmalıyordu?

Allah'ım lütfen sen hayırlısını ver!

"Yani bu dmek oluyor ki: Kurtulma ihitmali %10 bile değil. Belki %10'nun üstünde olsaydı elimden bir şey gelirdi. Allah'tan Umut kesilmez. 'Ölür.' dediğimiz yaşıyor. 'Yaşar.'dediğimiz ölüyor."

○○○

Bir elimi direksiyondan ayırmadan diğer elimle çalan telefonu açtım. Hoperlöre verdim sesi.

"Kardeşim N'aptın?"dedi Samet.

"Samet gelince anlatırım. Sen Aslan'la İkra'yı alıp benim evime geçer misin? Aslan'da anahtar var"

"Önemli bi şey mi var Yusuf?"

Sert bir şekilde frene basıp arabayı durdurdum. Sabahtan beri tuttuğum gözyaşlarımı yanaklarıma düşürdüm.

"Yusuf... Alo Yusuf... ses ver!"

Burnumu çektim.
"Samet! Samet, .... Visal..." Ağlamaya devam ettim.

"Yusuf n'oluyo? Visal'e bi şey mi oldu?"dedi endişeli sesle.

"Visal.... Visal...."

"Tamam. Sakin ol. Eve geç sen. Biz geliyoruz."dedi. Telefonu kapattı.

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin