YUSUF

154 27 13
                                    

"Ya oğlum ne işin varsa senin ta Artvin'de?"dedi Aslan. Sesinden anlaşıldığı üzere gitmemi istemediği belliydi.

Bilgisayarın faresini elime alıp
"Gitmek istiyorum abicim buralardan. Anldın mı?"dedim Artvin'deki puanımın yettiği bütün bölümleri işaretledim.

"Niye ya niye?"

Yüzüne baktım.
"Çünkü Visal'in beni sevmediğini bile bile bu şehirde yaşamak istemiyorum."dedim.

Başını yere eğdi.
"Ben sensiz ne yapcam şimdi? Zaten tek arkadaşım sendin."

"Ben sadece ülkenin bi ucuna gidiyorum. Arkadaşlığımız devam ediyor olacak. Unutma! Benim de tek arkadaşım sensin."

Elimdeki fareyi alıp ağzına götürdü. Anlamıyordum. Ne yapıyordu bu?

"Yusuf'tan Visal'e;"
Ne yapıyo bu şimdi?

"Nikahına beni çağır sevgilim.
İstersen şahidin olurum senin."

"Bu adam kim diye soran olursa,
Eski bir tanıdık dersin sevgilim." Odamın kapısından kafasını uzatarak şarkıyı söyleyen babama baktım.
Yemin ediyorum size bu adam benden daha ergen.
Yanıma doğru ulaştı. Sandalyelerden birine oturdu.

"Yusuf! Oğlum ne işin var senin Artvin'de?"dedi bilgisayara bakarak.

"Gidiyorum baba senden kurtulmak için."dedim gülerek.

Ciddi bir şekilde
"Oğlum bi kız için yaşadığın yer terkedilir mi? Ailen var, Aslan var bak. Gitmesen."dedi.

"Bi kız için gitmiyorum ki baba. Sadece... baktığım gördüğüm her yer bana onu hatırlatıyo. Zaten iki yıllık bölümlere tercih yaptım bak."dedim tercih listesini göstererek.

"Olsun! İki yıllık da olsa Bursa'yı yazsaydın. Bak Aslan'a o burayı yazdı. Sen de yaz."

"Baba onun meselesini biliyoruz."dedim. Onun İkra'yla olan sevgisini de Aslan kendi ağzıyla anlatmıştı babama.

"Ha evet. O da ayrı bi salak zaten."dedi gülerek.

Eline fareyi aldı.
"Aslan'dan İkra'ya;"dedi.
Güldük.
"Toprak olur taş olurum.
Yolunda yoldaş olurum."
Babamın elindeki fareyi alıp
"İstersen gardaş olurum.
Merak etme sen.
Merak etme sen."diye şarkıyı devam ettirdim.
Mikrofon yaptığımız fareyi bu sefer Aslan Aldı.
"Her baharın hazan olsa
Kara bağrın alev olsa
Gyrbet bana ölüm olsa
Merak etme sen."diye hep birlikte şarkının devamını getirdik. Babam masada ritim tutuyordu. Biz de şarkıyı devam ettirdik.
"Toprak olur taş olurum.
Yolunda yoldaş olurum.
İstersen gardaş olurum.
Merak etme sen.
Merak etme sen."
Kapının ardından tuhaf tuhaf bakan anneme baktım. Babama bakarak
"Hadi şunlar daha gençte sana n'oluyo?"dedi.
Annemin yanına gitti. Yanağına öpücük kondurdu.
"Her baharın hazan olsa
Kara bağrın alev olsa
Gurbet bana ölüm olsa
Merak etme sen.
Merak etme sen."dedi gülerek.
Vay arkadaş yine annemi tavladı iki lafıyla.

○○○

2 Hafta Sonra

"Ben baktııım."diyerek çalan kapıya doğru yöneldim.
"Tercihler açıklanmış."dedi Aslan.
"Hoşgeldin. Geç içeri."dedim.

Bilgisayarın başında şifremi yazıp girdim.
"Sana neresi geldi?"dedim.
"Uludağ üniversitesi PDR"
"Vaaaay iyisin."
"Hadi aç aç."
Açtım yüzü düştü.
"Gidiyosun yani."
Yüzümü düşürdüm.
"Evet."
"Yolun açık olsun kardeşim."
Elini yumruk yaptı. Yumruk yaptığı elimi onun eline çaktım.
"Eyvallah kardeşim."
Gitmek istesemde üzgündüm. Bir yanım da burda kalmak istiyordu. Uzakta kalmak...
Allah yolumu açık etsin.

○○○

Kuaförün içine girdim.
"Visal'le görüşebilir miyim?"dedim gay olana.
"Tabi ki. Ama şu an bi müşterisi var. Biraz bekleyeceksin."dedi.
"Tamam. Dışardayım."deyip dışarı çıktım.

Biraz bekledikten sonra;
"Aaa Yusuf. Hoşgeldin."dedi. Gelen sese doğru arkamı döndüm. Gülümsüyordu. Tüm gülümsemelerinden daha farklı daha içten. Bu gülümsemesi bile benim burda kalmama yeterdi aslında. Ama sevmiyordu. Arkadaşı olarak görüyordu.
"N'aber?"dedi. Sorduğu soruyla kendime geldim.
"İyi misin?"dedi tekrar.
"İyiyim iyiyim."dedim.
"Sen nasılsın?"diye sordum bu defa.
"İyiyim de sen bi garipsin. Bi şey mi oldu?"dedi.
"Visal ben sana veda etmeye geldim." Pat diye söyledim.
Yüzü düştü. Nasıl yani, gitmeme üzülüyor muydu? Bu beni sevindirmişti, her ne kadar gitmeye karar verdiysem de.
"Artvin'de acil yardım kazandım."dedim.
"Senin adına sevindim."dedi zoraki gülümseyerek.
Gülümsedim.
"Yarın öğleden sonra üçte uçağım var. Gitmeden sana veda etmek istedim."
"Allah gönlündekini hayırlı eylesin. Umarım ilim yolundan dönmezsin."
Gitme demedi.
"Sağol."dedim.
Derince nefes aldım.
"Ben seni tutmayım. İşin vardır şimdi senin. Hoşça kal."dedim.
"Güle güle."
Lütfen Visal, gitme de. Sarıl bari en azından, o günkü sarıldığın kadar da olsa sarıl.
Arkamı döndüm. Sahilin yolunu tuttum. Gözşerimden tek bir damla yaşın dökülmesine izin verdim. Ağlıyormuydum ben? Çocukluktan sonra ilk kez,ilk kez ağlıyordum.

○○○

"Burdan sonrasına geçemiyosunuz."dedim.

Annemin elindeki tekerlekli bavulumu aldım. Hıçkırıklarıyla etraftan geçen insanlara aldırmadan ağlamaya devam ediyordu.

"Ağlama artık anne. Okumaya gidiyorum, ölüme değil."

"Tövbe de evladım tövbe. Dayanamıyorum işte."

Sarılıp saçlarını okşadım.
Babama sarıldım. Gözleri dolmaya başlamıştı. İlk kez onlardan ayrı kalıyordum. Daha önce tatile falan gitmiştim ama arkadaşlarım vardı. Tek değildim ve en fazla bir hafta kalıyorduk. Şimdi bu ayrılık kim bilir onları ne kadar üzüyordu.

"Gözlerin mi sulandı senin?"dedim.

"Yok beee! Toz kaçtı. Yoksa ne ağlıcam? Kurtuluyosun işte benden."dedi.

Gülümsedim. Son kez Aslan bileğimden sıktı. Ben de onunkini sıkıp sarıldım.
"Yolun açık olsun kardeşim."dedi. Sesi biraz buğulu çıkmıştı.

Onun bana ilk kez kardeşim deyişini hatırladım ne günler geçirmiştik.

Şimdi önümde bi yol vardı. Sonunun nereye çıkacağını bilmediğim bi yol.

"Eyvallah kardeşim. Allah senin de gönlündekini hayırlı eylesin."dedim.

Geçen anonsa kulak verdiğim de uçağa gitme vaktimin geldini anldım.
"Hoşça kalın. Allah'a emanet olun."dedim.

"Sen de"dediler.

Arkama son kez baktım. Visal hâlâ yoktu.

Oysa ona gelmesi için uçağın ne zaman kalkacağını bile söylemiştim. Son rotüşlardan geçtikten sonra uçağın yanına yanaştım. Arkama baktım.
Visal yoktu.
Gelmedi.
Gelmeyecek.

YAZAR'DAN
Selam canım.
Bölüm nasıldı?
Beğendiyseniz oylamayı unutmayın.😉
Beğenmediyseniz paylaşın, belki bir beğenen çıkar.😀😉

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin