Beş Yıl Önce

917 83 190
                                    

YUSUF

"Nefret ediyorum. Okuldan da, derslerden de, hocalardan da. Okulun içindeki her ne kadar insan varsa hizmetlisinden memuruna hepsinden nefret ediyorum."

"Yusuf yeter!"diye bağırdı içerden annem.

Aslında çaktırmayın sayabileceğim nefretler bu kadardı.
Dolayısıyla annem "yeter" demese bile ben kesin susardım. 

Annem odama girip yatağın ucundan sallanan ayaklarıma baktı.
"Yusuf hazır değil misin? Hadi hazırlan! Bugün ilk günün diye baban götürecek seni okula. Hadi daha fazla bekletme!işe geç kalacak " .

Ha bu arada annemin o Yusuf dediği kişi benim.

Ben kimmiyim?
Ben Yusuf on sekiz yaşındayım ,lise sona gidiyorum. 1,72 boyum, 74 kilom,siyah saçlarım, beyaz tenim,  ela gözlerim var.

Okuldan nefret etmekle birlikte hiçte aramıyorum doğrusu. Zaten bir sene kaldım çift dikişim anlayacağınız.

Babam diş hekimi, annem hemşire. Babamın işi Bursa'ya çıkınca İstanbul'dan Bursaya taşınmak zorunda kaldık.
Öyle yani, şimdi de yeni bir okula başlıyorum. İnşaAllah adam gibi insanlar vardır da başımı yakmak zorunda kalmam.

Arabada şoför koltuğunun hemen yanındaki koltuğa oturdum.

Babam hiddetle "şükür kavuşturana!"dedi.

Ben de tebessüm edip
"şükür olsun o zaman."

...

"Ben eve nasıl geri döncem?"

"Efendim?"

"Diyorum ki; ben eve geri nasıl döncem?"

"Ha! Normalde dörtte çıkmanız gerekirken bu sene iki buçukta çıkacaksınız. Sen evin adresini biliyorsun. Taksiye bin! Şoföre söyle! O seni eve bırakır."

"Tamam."

Binanın önüne geldiğimizde
"Okul burası"dedi babam.

"Tamam." Tam inecekken babam kolumdan tuttu.

"Yusuf !"

"Efendim."

"Vukuat istemiyorum. Bunu unutma! Öğrenci gibi git! Öğrenci gibi gel!"

"Tamam baba. O bir kere olur. Sizde amma uzattınız."

"Sıkıntı istemiyorum. Nokta .

Bu arada babamın o vukuat dediği meseleye gelecek olursak. Hani demiştim ya çift dikişim diye. İşte ben son sınıftayken yani geçen sene bir kızla sevgiliydim. Kız doğrusunu söylemek gerekirse; sağlam ayak çıkmadı. Ben de kız başkasıyla yakalayınca kıza bir şey yapıyolar zannettim. Oğlanı ıssıza çekip dövdüm.(tamam belki darbeyi en çok yiyen ben olmuş olabilirim. Ama dövüştük mü, dövüştük.) Derken bir başkasıyla da gördüm. Tabi o  oğlan diğerinden daha dişli çıktı. Bıçak çekti falan derken polisler geldi, götürdü. Sonra okuldan sürgün yedim. Son üç ayımı başka bir okulda geçirdim. Dersler zaten berbattı. Sonra da buraya geldik. İşin açığı bu yani.

O değil de burası karışık bir okulmuş ya. Babam buranın böyle olduğunu söylememişti. Her neyse olsun artık. Yapacak bir sey yok. Ve aramızda kalsın ama burada fena kızlar var . :):)
Müdür yardımcısının odasına gidip sınıfımı öğrendim. Neyse ki bir süre sonra sınıfımı bulabildim.

Sınıfa girdiğimde herkes birbiriyle sohbet ediyordu. Sakince gittim boş bulduğum pencere kenarındaki en son sıraya oturdum.

Hemen ardımdan biri geldi tahminen 1.80 m boylarında heybetli kumral bir erkek.

"Kalk ordan! Oranın sahibi var."

"Ben,ben bilmiyordum."

Elini masaya vurup "öğrendin işte. Kalk!" 

Yavaşça çantamı alıp orta sıraya geçtim.
Haydaaa! çattık yine . Nerde bela varsa gelir beni bulur arkadaş.
Hızla yanıma biri gelip oturdu.
"Haydaaa! Burası da senin mi yoksa?"dedim .
Ve bunu bir anda sesli söylediğimi farkettim. Yavaşça çantamı alıp kalkarken yanımdaki çocuk,kolumdan tutup gitmeme izin vermedi.

"Anlaşılan sen birileriyle tanışmışın."dedi gülümseyerek.

Ben ona gülümsedim."tamda tahmin ettiğin gibi"dedim.
"Kim bu?"deyip az önceki çocuğu işaret ettim gözlerimle.

"O mu?"dedi devam etti "o bizim sınıfın ağasıdır. Her şey ondan sorulur. Sınıfın koruyucusu, bizim kızların tek abisidir. Tanısan seversin aslında. Çok iyi çocuktur. Bu arada tanışmadık. Ben Aslan."deyip elini uzattı.

"Ben de Yusuf."deyip uzattığı eli sıktım.

Sınıf dolmaya başlarken iyice süzüyordum etrafımı.
Vakit gelmişti aslında ama hoca hala yoktu.

"Ne zaman gelcek bu hoca?"dedim Aslan'a

O da gülümsedi,"önce Visal gelir sonra hoca."

Tam "Visal kim?"dedim kapı açıldı. Aslan "ahanda geldi."dedi.

VisYu [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin