KAVGA!..

13.4K 1K 289
                                    

Sırık ve medresi yan yana durup ellerini göğüs hizalarında birleştirmiştiler. Kas torbası olarak adlandırdığımız, mübarek gömleklere sığmayan o çocukta iki de bir yumruk yaptığı sağ elini sol avucuna vurup duruyordu. Yüzünde de ' aha da sonunuz geldi bücürler' ifadesi vardı. Diğer sığır ise 'yağlı karı' dediğimiz uzun ve yağlı saçlı çocuktu. O da diğerleri gibi bize acıyarak bakarken saçlarını ahenkle sağa sola savuruyordu.

Biz ise çantaları omuzunda ilkokul çağındaki çocuklar gibi ellerimizi önümüzde birleştirmiş birbirimize ' aha da büyük lavabomuzu yaptık' bakışları atıyorduk.

" Size bir şey diyeyim mi?" Alya'nın gözlerine baktık.

" Bunlar bizi önce hamur kıvamına gelinceye kadar yumruklar, ardından tütün sarar gibi incecik sarar ve son olarak da bir diş ipi gibi gururla dişlerini temizlemek için kullanırlar. "

" Lan ciddi bir durum var dalga geçmesene!" Diyerek Alya'nın koluna bir şaplak attı Defne.

" Durum vahim, bari şurada ki cami hocasına söyleseydik de şimdiden verse idi selamızı. En azından beklememiş direk ikindi namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından toprağa verilirdik." Diyen Çağlayan'a döndüm.

" Ayyy, Allah korusun! Ben daha çok gencim! "Defne patron edasıyla sanki gözünde siyah camlı gözlük varmış gibi gözlük düzeltti. Ardından havalı bir bakış atarak dudaklarını topladı.

" Ee ne demişler: Hızlı yaşa genç öl, cesedin yakışıklı olsun. Kaideiyi bozmamak gerek değil mi yavrum?" Gözlerimi irileştirerek Çaglayan' a döndüm. " Yeminle bu kız iyice ayarı kaçırdı! Baksana yavrum mavrum! Lan bu bana yürüyor ha!"

" Şşş kızlar yeter ama kendi aranızda konuştuğunuz. Biraz da bizimle ilgilenin."cümlesini duymamla hala konuşurken ki kullandığım yüz ifademi bozmadan soluma döndüm. Döner dönmez o sırığın yamuk yamuk sırıtan ağzıyla karşılaştım. Şimdi yakınlarımda gibi düşündünüz, hayır. Onlar hala aynı konumundaydı ama ben döner dönmez o ağzı fark etmiştim. Mübarek öyle sırıtış mı olur, üç harfli çarpmış gibi... İçim ürperdi aniden ve kendimi toparladım. Bir fısıltıyla bizimkilere doğru eğilip çaktırmadan " Kızlar, ne olursa olsun kuyruğu dik tutacaksınız. Kedi gibi çekilmek yok."

" Yok yok, ben kesin kanaat getirdim. Bu kız sabah yürek, dalak, ciğer, böbrek ne bulduysa yemiş!" dedi Alya gözlerini irileştirerek. Defne az önceki havalı tavrını sürdürdü. Ve " Dostum senin sorunun what?!" dedi beni gözleriyle süzerek.

" Lan az önce yavrun idim! Ne ara dostum sıfatına terfi ettim?"

" Kızım bir gevşemeyin don lastiği gibi! Vallahi çatlayacağım. Sığır sürüsü bizi sakız gibi çiğneyecek!" dedi Çağlayan. Bu söze sinirlenmiş olmalıyım ki aniden kamyon şoförü dayı damarım ağır bastı ve öne çıkıp bağırarak " Kim kimi çiğniyormuş ulan!?" dedim! Onlar da duydu! Dayı benim kedi kimliğime gömülürken gözlerimi sımsıkı kapattım. 

" Eh yeter be! Mevzuya gelelim, koca karı kıymetlisi gibi vır vır vır!.. Bir susmadınız!" Demişti o kas torbası. 

" Karı kıymetlisi?" diye sordu safça benim Çağlayan'ım. Kas torbası açıklamaya geçmişti ki yağlı karı öksürerek susturdu onu. Sarı kafa yani sırığın medresi öne atıldı bir kaç adım. Bu arada ne çirkin oldu isimleri, yağlı karı, sırık, kas torbası, sırığın medresi sarı kafa... Bir ara midem bulandı gibi hissettim. Neyse konuya dönelim. 

" Arkadaşımızı fena halde banktan uçurdunuz. Bir topla... Sizinle uğraşmak gibi bir niyetimiz yoktu ama bankta bize dayılanmanız ardından arkadaşımızın binlerce hücresinin ölümüne sebep olmanız... artık korkun bizden! Bundan böyle bizi karşınıza aldınız ve bedeli ağır olacak! sizi aptal kedi yavruları..." 

Grup Adı: 4×4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin