"Gamzene gömsünler beni zalımın oğlu!"

6.4K 683 264
                                    

Selamün aleyküm 😎😂

Onlara doğru kısa bir süreliğine baktık ancak karanlıktan dolayı yüzleri belli değildi. Daha sonra arabanın arkasından biri levyeyi getirince gözlerimiz ayrıldı. Diğeri de binanın kapısını tekmelemeye başladı. " İNİN ULAN AŞAĞI!" diye bağırmaya başladılar. Ardından sinemalı küfürler... " Alya lan bittik biz bittik!"

" Başak annemler uyanacak, bina ayağa kalkacak!" birbirimize sarılmaktan başka bir şey yapamamıştık o anda. Aşağıda koca bir gürültünün sahibi olan bu sürünün içinden biri bağırdı. " Polisi arayın lan polisi!"

"Aha da eğlencenin sonu!"

" Yaptık büyük lavabomuzu, sıvamayı da geçtik şimdi hangi aşamadayız bilemiyorum. Ama sonumuz hayır değil!"

-ÖZET-

Hapishanede idik! 

Olaylar şöyle gerçekleşti:

Ne yapacağız derken millet birer birer evinden çıkıp aşağıya indi. İşte bu hiç iyi değildi. Olay çok büyüyecekti. O esnada telefonum çaldı. Hızlı bir şekilde açarak kulağıma dayadım.

" Başak neredesiniz?!" arayan Çağlayan idi ve ilk cümlesi bu olmuştu. Oldukça telaşlı bir tona sahipti sesi.Evler aynı mahallede olunca gürültü muhtemelen duyulmuştu oradan. 

" Hiç sorma Çağlayan hiç sorma!"

" Ne oldu!?"

" Büyük lavaboyu yedik biz yedik! Bittik hatta!"

" Ne oluyor orada!?" o esnada pencereye gelen taş ile aniden geriye doğru atladık ve telefon elimden düştü. Karanlıktan göremedim nereye düşürdüğümü. Pencere açık olsaydı muhtemelen o taş pencereyi aşağı indirirdi. Şanslıydık ki pencere açıktı ve o taş odanın orta yerine düşmüştü.

" Bittik Başak bittik! Yeminle anneler bu defa ayağımızdan tavana asacaklar bizi. "

" Keşke tek tavana asmakla kalsalar! Çiğ çiğ yiyecek anam beni! Çiğ çiğ!" Alya'nın telefonu çalıyordu ancak telefon pencere kenarında olduğu için Alya telefonu alamıyordu. Edilen küfrün haddi hesabı yoktu. Kırk sülaleye yeterdi bu küfürler eminim. Gereksizine çatmıştık, bizi normali bulmazdı ki! Ya da biz normalini bulamıyorduk! Evimizin önünden bile doğru bir adam geçmiyordu, bu durum hayatın bize sunduğu şansızlıklar silsilesinin sadece bir bölümüydü. 

O esnada birinin bağırışlarını duyduk. Çağlayan... Pencereye koşturduk. Çağlayan sorgusuz sualsiz hala bize küfür etmekte olan adamlardan birine kafa attı bir ' batman' edasıyla. Ardından öteki, Çağlayan'ın üzerine doğru hücumladı. Bu defa Defne araya girdi ve nasibini aldı. Birden bire kapı kırılırcasına açıldı ve içeriye anneler girdiler. Bize ne olduğunu sorarlar iken yerdeki taşı fark ettiler. Biz de onların bir kaç saniyelik açığından yararlanarak odadan fırladık dışarıya. Anneler bağırıp çağırırlar iken bu şuan için pek de umurumuzda değildi. Merdivenleri üçer beşer indikten sonra aşağıda aldık soluğu ve girdik kavganın arasına. Beş dakika sonra siren sesleri duyuldu ve buradayız...

Bulunduğumuz yer dört duvarın çevrelediği, dayanılmaz bir küf kokusunun olduğu, soğuk ve kirli bir yerdi. Aynı zamanda dördümüzden başka üç dört kişi daha vardı. Çağlayan geçip bir duvarın köşesine sindi. Defne durmaksızın bir sağa bir sola doğru yürüyordu. Alya ve ben ise parmaklıklara yapışmış bir vaziyette bağırıyorduk.

Grup Adı: 4×4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin