" Hocam aslında ben ölüyüm."

7.6K 879 200
                                    

Hoşgeldin kuzu♥

- Küçük yıldızımıza dokunmayı unutmayınızzz♥-

Şuan eve dönüş yolunda idik. Dün gece o hıyarlarla küçük çaplı bir tartışma ve kovalamaca yaşadık. Finalde çok eğlendik ve onlardan bizim videoyu aldık, bizde ki video karşılığında. Unutamayacağım bir sürü anı biriktirmiştim daha okul başında iken. İleride hatırlayıp karnım ağrıyıncaya kadar güleceğim anılar...En sevdiğim kısım da sürekli bir arada oluşumuz idi. Gülmek eğlenmek güzeldi. Hep bir arada olmak daha güzeldi. Ancak birlikteyken gülüp eğlenmek paha biçilemezdi. Bu sebeple onlar yanımda olduğu her an iyi ki diyorum...

Sabaha karşı uyuduğumuzdan dolayı yorgun ve bitkin düşmüştük. Bir kaç saatlik uyku ile yola düştüğümüzden yol boyunca uyuya kalmıştık. Çağlayan hariç. O toplu taşıma araçlarında asla uyumazdı. Rahatsız olurdu hem de bu tavrı bizi korumak isteyişinden kaynaklanırdı. Biz uyurken gelebilecek herhangi bir kötülüğe karşı tetikte olmak için fedakar davranırdı. Canım Çağlayan'ım! Canım babam! Babalar da mesafelidir çocuklarına karşı ancak her an gözlerinin içine bakarlar. Çağlayan da tıpkı bir baba gibi...

Ben de uyuyamadım oldukça yorgun olmama rağmen. O da çok yorgun olduğu halde böyle bir fedakarlık yapıyordu ve ben uyumaya çok ihtiyacım olmasına rağmen uyuyamadım. Ancak kızmasın diye yol boyunca uyumuş numarası yaptım. Otobüs okula geldi ve oradan evlerimize dağılmıştık. Alya'nın annesi gelebilmişti sadece çünkü babası çalıştığı yerden izin alamamıştı.

Ancak diğerleri ve bizimkiler tam takım gelmişlerdi. Annem babam... Koşarak gelip boynuma sarıldı annem. Ana yüreği işte... Evlerimize dağıldık birer birer. Yarın okul vardı! Bu kötü bir haberdi tüm öğrenciler ve bizim için. Eve gider gitmez kısaca annemle babama kamp hikayemi anlattım. Daha sonra da ılık bir banyo ve yatak. Kendimi bir battaniye dürümü yaptıktan sonra hemencecik gözlerimi kapadım.

***

" Tak, tok, tik..." garip garip sesler duyuyordum. Uykum ağır ağır göz kapaklarımın üzerinden kalktı ve gözlerimi açtım. Battaniye dürümü olan ben, yerimde kıpırdayamıyordum. Şuan bu durumdan huzur duyabilirdim ancak garip seslerin kaynağını tahmin bile edememek beni ürkütüyordu. Devam eden garip sesler odadaki sessizlik içinde bir seri katil gibi dolaşarak beni bir korku filmi başrol oyuncusu gibi hissettiriyordu. Ne korku filmi ama dedim kendi kendime. Yok, sanırım bunu iç sesim söylemişti. Devam etti iç sesim. ' Odada dolaşan ve seslerin sahibi olan seri katil çok açmış. Seni de dürüm şeklinde görünce kafandan koca bir ısırık almış!'

" Lan iç ses manyak mısın?"

' Sanmıyorum cinim. Hem sen ne anlarsın hayal gücünden!'

" Lan sen bensin ha!"

' Of bu acı gerçeği hatırlatmasan olmaz mıydı küçük beyin?'

" Bir gün yolacağım seni, o olacak. Defol git kız!"

' Aman iyi be!' Ya bir insanın iç sesi bile mi normal olmaz arkadaş? O da aynı ben, dil pabuç. Bir ara isim bulmalı bu iç sese. İç ses falan deyince çok sıradan oluyor ancak bu çok acayip bir şey. İzin versem beni dövecek. Tabii o nasıl mümkün olabilecekse?

Ne saçmalıyorum ben yahu! Ancak zaman kaybı. Sesler vardı ya onlara ne oldu? Evet, hala duyuyordum. Bir şey yapmak gerekiyordu. Mesela önce şu battaniye dürümü durumundan çıksam fena olmazdı. Battaniyenin ucunu bulup zar zor kolumu dışarı çıkarttım. Battaniyenin ucunu çekiştire çekiştire yavaş yavaş çözülmeye başladım. Ancak tam o anda nasıl olduysa boşluk hissettim ve ardından annemin rengini pek beğendiği parkelerini... Düşecek zamandı şimdi! İyice Alya'ya benziyordum. Yoksa bulaşıcı bir şey miydi bu düşme olayı?

Grup Adı: 4×4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin