∞ ÇOHHHH HOJJJ GELDİĞĞĞN KUJUMMMM∞
Defne ile film izliyorduk. Uyku tutmuyordu. Bir buçuk saat olmuştu onların gidişi üzerinden. Defne diğer izlemeye karar verdiğimiz filmi açmak için kalkar iken kapı çaldı. Birbirimize baktık. O esnada sesler duyuldu. " Kızlar biziz." bunlar sığırlardan başkası değildi. Defne ile kapıyı açtık hemencecik. O esnada Atakan içeri düştü uykulu biçimde. Sırık bize dönerek:
" Kızlar ya... Düştük ocağınıza. Rezervasyon yaptığımız pansiyonu başka birine vermişler. Olay falan çıkardık ama adam ahlaksız çıktı. Karış karış gezdik ama bulamadık ev falan. Şimdi bizi misafir olarak kabul eder misiniz?"
∞
Defne bana ben Defne'ye baktık bir süre. " Çok sağ olun ya, kırmayacağınızı biliyorduk." diyerek içeri girdi Çağrı. Ardından Sırık. Barış'ın Ege ve diğerlerinin zoruyla girdiğini görünce bizim Defne'ye döndüm. Tepkisizce onları seyrediyordu.
Defne hızla odaya gidip kapıyı kapattı. Alya bu sese uyanınca hemen sığırları fark etti. Hemen toparlanarak ayağa kalktı. Daha sonra bana baktı.
" Oda bulamamışlar Alya." diyerek kısa bir açıklama yaptım. Daha sonra Defne'nin yanına doğru gidiyordum ki aniden kapı açıldı zaten. Çağlayan üzerine başına çeki düzen vermiş bir şekilde Defne ile dışarı çıktı. Barış Defne'yi tekrardan görünce şaşırmış gibi oldu, sanki gelmeyeceğini düşünürmüş gibi. Ne olmuştu buralarda?
Atakan'ı ayağıyla dürten Çağrı uyandırmayı başarmıştı. Atakan gözlerini açıp kapı eşiğinden kalktı ve geçip Sırık ile Çağrı arasına oturdu.Biz de geçip yan yana dizildik dördümüz. Bir süre sessizlik hüküm sürdü. Bu sessizlik Atakan'ın şen sesi ile bozuldu.
" Oğlum ne oldu size ya? Kukumav kuşu gibi oturdunuz kaldınız. Şöyle salak gibi bakmayın bir canlı olun ya. Yeminle hayat enerjimi sömürdünüz. Yüklediniz negatifi valla karnıma ağrılar girdi ha! Alya sen de bir şey söyle kız!"
" Ş-Şey ben mi?"
" Tamam tatlım sen yorma kendini. Bir şey demedim." dedi Atakan. Hepimiz aynı anda bağırdık koro biçiminde.
" TATLIM?!" Atakan yutkundu Alya da gözlerini sımsıkı yumdu. Daha sonra bir anda Atakan gülmeye başlayınca şaşırdık. " Allah sizi ne yapmasın! Alya benim sevgilim mi de sanki, ben o tatlım kelimesine anlam yükleyeceğim? Sadece lafın gelişi. Kim söylese tatlım diyecektim. Barış bile dese yani. Baksanıza şunun suratına, bildiğiniz mahkeme duvarı! Aloooo Hakim Ağabey!" dedi Barış'a dönerek.
Kahkaha attıktan sonra Ege atıldı öne. " ŞAHANE BİR FİKRİM VAR!"
" Neymiş o?" dedim hemen kimseye fırsat vermeden.
" Şimdi kimse uyumuyor. Sanırım kimsenin uykusu da yok. O zaman bir oyun oynayacağız..."
" Neymiş o oyun?"
" Şimdi bu oyunu adı ' Cesaretin Var mı '. Oyun şu şekilde oynanıyor: Öncelikle herkes çok korktuğu bir yerin adını yazıyor bir kağıda. Daha sonra bu kağıdı katlayarak poşetin içine bırakıyor. Ardından herkes birer kağıt çekiyor. Ancak çekmeye gelen kişi kimseye göstermeden poşet başında açıyor ve kağıda baktıktan sonra tekrardan katlayıp poşet içine koyuyor. Sonra herkese ne çıktığını soracağım. Diyelim ki çoğunluğa falanca mekan çıktı. Hepimiz bir geceyi orada geçiriyoruz. Ancak ikişerli gruplar halinde. Ha bir de bir kız bir erkek olması gerekiyor. Oyunun kuralı bu."
" Oyunun son kuralı çok saçma." dedi Çağlayan haklı olarak. "Maalesef oyun bu." dedi Ege hafif gülerek.
" Ben varım!" dediler aynı anda Alya ve Atakan. " Aaa aynı anda söyledik kız..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grup Adı: 4×4
Humor- Toplasak bir adam etmezdik o yüzden biz de çarptık. Kemerlerinizi sıkı bağlayın, gülmekten yere düşebilirsiniz... - 4 uzaylı... Bu hikayede üzüntü de var elbet, ama üzüntüye karşı yapılan panzehire sahibiz... Tebessüm ve sıkıca bir dostluk... Her...