HOŞ GELDİN KUZUMMMMMM
" Bu büyütüp büyütmeme konusu tartışılabilir. Ancak sonuca bakıyoruz ve halk bu dört kişiyi oldukça merak ediyor. Şuan neredeyse her haberde onlardan bahsediliyor. Onların komik tavırları, görünüşleri ve başlarına gelen olay onları ünlü yaptı. Eğer ortaya çıkacak olurlarsa-" kadın durdu ve içeriye doğru baktı. Ancak bu bir anda göz kayması ve daha sonra gözünü alamama gibi bir durumdu. Hızla oturma odasına girerek elbiselerin yanına yaklaştı! Bu Dört Uzaylı'nın kıyafetiydi onlar!
" Lan ananızı avradınızı! Çıkarıp niye oraya koyuyorsunuz?" dedi Çağlayan dişlerini sıka sıka. Ne yapacaktık şimdi? " Kızlar anlaşılacak dört uzaylının kim olduğu!" hızla yanına koşturduk telaşla. Çağlayan hızla elinden elbiseleri aldı. Onu ittiriyordu ki kadın bağırdı. " BUNLAR DÖRT UZAYLI'NIN KIYAFETLERİ! BUNLARIN BURADA NE İŞİ VAR? BİR DAKİKA... SİZ DÖRT KİŞİSİNİZ, ARAŞTIRMALARIM BENİ BURAYA GETİRDİ... YOKSA SİZ!?"
" BİZ DÖRT UZAYLI DEĞİLİZ VE O KIYAFETLERİ GİYEREK EĞLENCESİNE SOKAKLARDA DOLAŞIP SAKARLIĞIMIZLA SOYGUNU ÖNLEMEDİK!" dedi Alya bağırarak. Aynı anda üçümüz sertçe kafasına geçirdik.
" ALLAH BELANI VERMESİN ALYAAAAAAAAĞĞĞĞĞĞĞ!"
***
Ne kadar konuştuysak bizim Dört Uzaylı olmadığımız konusunda bu kadını ikna edemedik. Sonunda pes ederek gerçeği söylemek mecburiyetinde kalmıştık. Kadın öyle bir sevinç çığlıkları atıyordu ki... Ne olacaktı şimdi? Dört Uzaylı'nın sırrı çözülmüş müydü? Bundan sonra başımıza ne gelecekti? Anneler ve babalar bu haber karşısında ne tepki verecekti? Bu durum sonucunda neler olacaktı? Binlerce cevap arayan soru beynimin içinde bir sağa bir sola koşuşturmaya başladı. Karmakarışık olan aklımı toplayıp da ne tepki vereceğimi kestiremedim. Şuan ne tepki vermem gerekiyordu?
" BUNU İLK DEFA BEN DUYUYORUM DEĞİL Mİ?!" dedi sevinç çığlıkları arasında. Bu kadın neden bu kadar bağırıyordu ya?
" Ablacığım bir susar mısın?!" dedi Çağlayan. Bu aslında 'mısın' ekine tezat bir şekilde soru cümlesi değil emir cümlesiydi. ' Ablacığım bir susar mısın?!' diye okunur ' Sesini kes!' diye anlaşılırdı. Kadın bunu anlayamazdı çünkü Çağlayan'ı tanımıyordu.
" Şey af edersiniz..." diyerek sustu ve üstüne başına kısa bir sürede çeki düzen verdi. " Lütfen şimdi gider misiniz? Sizi tanımıyoruz ve burada olmanız doğru değil." dedi Defne. Burada belki saygısız davranıyorduk. Eve gelen kimse kovulmazdı, susturulmazdı. Ancak bu kadın biraz, tamam baya değişik olduğu için yapmamız gereken şey tam olarak da buydu. "Ben size eşlik edeyim çıkışa kadar." diyerek yanına bir adım attım.
" Bir dakika... Bir dakika..." diyerek geri çekildi. " Şimdi siz bu şansı kovalıyor musunuz?"
" Şans da siz misiniz?" dedi Defne.
" Hayır tatlım. Siz gerçekten ünlü olmak istemiyor musunuz? Düşünsenize... Bir sürü insan, bir sürü kamera... Herkes Dört Uzaylı'nın kim olduğunu merak ediyor. Sizi ünlü yapabilirim..."
" Sizin samimiyetinize neden güvenelim? Hem böyle bir şeyi isteyen yok!"
...
Kadını zor zekat susturup postalamıştık bir güzel. Bir buçuk saat sürmüştü bu eylem. Bir insan bir buçuk saat boyunca susmayacak kadar ne günah işlemiş de Allah ceza olarak bunu vermişti ki ona? Allah kadının kocasına yardım etsin diye söylenmeden edemedim. Alya, Defne ve Çağlayan kadını postalamanın verdiği rahatlıkla kendilerini koltuğun üzerine atmışlardı. Annem ile konuştuktan sonra ben de onlar gibi kendimi koltuğun üzerine attım. Bu gece saat üç gibi annemler burada olacaklardı. Yedek anahtarları vardı ve benim uyanık kalmamı istemiyorlardı. Ne de olsa yarın okul vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grup Adı: 4×4
Humor- Toplasak bir adam etmezdik o yüzden biz de çarptık. Kemerlerinizi sıkı bağlayın, gülmekten yere düşebilirsiniz... - 4 uzaylı... Bu hikayede üzüntü de var elbet, ama üzüntüye karşı yapılan panzehire sahibiz... Tebessüm ve sıkıca bir dostluk... Her...