" Teyze yat yere!"

4.9K 551 194
                                    

HOŞ GELDİN KUZUM♥

" Hem bizi kimse böyle tanımaz. Çok eğleneceğiz!" dedi Alya haklı olarak. " Yürüyün baş belaları." dedi Çağlayan. Buna şaşırarak kahkaha atmıştık ve kapıdan çıktık. Ben annemin ayakkabılarından birini giydim. Alya ise evden getirdiği bir topuklu ayakkabıyı giydi. Çağlayan ise ayağına terliklerini geçirdi. Bohçacı idi şuan ne de olsa. Defne'ye ise babamın kırk beş numaralı kunduralarından birini verdim. Tam takım kapıdan çıktık. Alya ile biraz geriden gidiyorduk. Kilo vardı ne de olsa. Çağlayan bohçasını sıkı sıkı tutarak Defne ise tespihini sallaya sallaya delikanlı yürüyüşünü yapmaya çalışıyordu. O ayakkabılarla zordu haliyle.

Az sonra bu merdivenler bitecekti ve dışarıda alacaktık soluğu... Bakalım neler gelecekti başımıza? Yalnız çok eğleneceğimiz kesindi.

***

Dışarıya çıkıp bizim mahallede biraz ilerledikten sonra Hayriye teyze, gelini Sevtap abla, Rukiye ve Hacer teyzenin kapının önünde oturmuş çekirdek çitliyor olduğunu gördük. Onların da bakışları bizi bulup aralarında konuşmaya başladıklarında bizimkilere bakarak kıkır kıkır güldüm. Alya beni çimdikleyerek susmam gerektiğini söyledi. 

" Ana gız, hele şunlara bak! Fasulye kadar bir herif çam yarması üç garıyı takmış peşine."

" He gız, aman... Hele şunların halına. Adama bak bir de avratlara bak."

" Bu üç garı bu adamı yer yeminle."

" Gız bunların suratlarına boya govası mı düşmüş ney?"

" Kele anam niye öyle diyon? Bunlar sosyetik avrat."

" Gız sosyetik olunca boya badana mı yapılıy yüzüne gözüne?"

Mahalleli bizi konuşuyordu. Defne aynı yürüyüşünü sürdürürken " Avratlar hele az daha hızlı olun." dedi kalınca bir ses ile. Bu sesi neresinden çıkardığını düşünmek istesem de dikkatimi çeken bir şey vardı. Alya... Her an yuvarlanabilecekmiş gibi yürümesi öylesine komikti ki... Dudaklarımı ısırdım gülmemek için.Bu arada giydiklerim acayip derecede kaşındırıyor ve yüzümdeki makyajla birlikte beni oldukça rahatsız ediyordu. 

Mahalleden çıktığımızda insanların garip bakışları devam ediyordu. Bakan herkese Defne elini kolunu sallayarak " Ne bakıyon oğlum?" diyordu aynı kalın ses ile. Millet kahkaha atıyor ve önüne dönüp yürümeye devam ediyordu. Bu arada Defne suratlarına doğru tespihi sallıyordu." Kanka bizi görüp besmele çekmişlerdir eminim." dedi Alya kulağıma eğilerek. Onun bu söylediğine gülerek ağır ağır ilerlemeye devam ettik. 

Sonunda ilk giyim mağazasını görünce birbirimize bakarak içeri girdik. Bizi gören müşteriler şok içinde bakmaya ve gözlerini kırpmadan izlemeye başladılar. Defne yani Murtaza " Selamün aleyküm!" diyerek mağazada görevli olan birinin elini sıktı sertçe. O esnada Murtaza'nın arkasından Çağlayan içeri girdi. Ardından ben de girecektim ki kapıda sıkıştım aniden. Çünkü Alya'da benle eş zamanlı olarak girmeye çalışmıştı. Biz kapıda sıkışmıştık ki mağazadaki genç görevli şok içinde bize baktı. 

" Oğlum ne duruyon öyle mal mal? Diğer kapıdan çıkıp arkadan ittirsene!" dedim ona. " T- tamam teyzeciğim." dedi ve hızlı adımlarla diğer kapıdan çıktı. " Gız Merdane az değilsin ha!" dedi Alya yani Dürdane. Çocukcağız bizi arkadan ittirmeye başladı. Sırtımda beni öne doğru iten bir kuvvet hissetmiştim ve ardından içeri doğru düşüp yuvarlandığımı... Dürdane yani Alya'da benim gibi yuvarlanıyordu ama altında genç bir kız kalmıştı. Kız bağırıyordu. "İmdat! Yardım edin lütfen! Kalkar mısınız?"

Grup Adı: 4×4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin