Tazmanya Kılıklı Canavar!

6.9K 888 125
                                    

Medyada bulunan şarkı kitabımızın şarkısı oluyor. Keyifli okumalar...

Bir anda bulunduğumuz odanın kapısı açıldı. Hızla yanımda ki Alya ve Çağlayan'a sarılıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Bir kaç saniye içinde çığlıklar içinde geri gözlerimi açtım. Kimse yoktu. Ancak hepimiz çığlık çığlığa kapıya bakıyorduk. Hepimiz avazımızın çıktığı kadar bağırıyorduk. O an sadece bir kedi miyavlama sesi geldi. Hızla sustuk ve usul usul içeriye giren kediye doğru baktık. Yani bir kedi mi çıkarmıştı o sesleri? 

" Oha kediymiş!" dedi Atakan rahatlama ile derince bir nefes verirken. Alya hemen arkamıza saklandı. " Atın onu dışarı!" diye de bağırdı aniden. " Ya lütfen gelme buraya pisi pisi, bak çok fena olur uzak dur benden!" derken kedi Alya'nın üzerine doğru geliyordu. 

" BAŞAAAĞĞK! Ya bir şey de şuna!" diye yine bağırdı bizim ki.

" Bir şey." 

" Başak!"

" Ne?" 

" Bir şey de şuna da gelmesin!"

" Kediciğim lütfen Alya'dan uzaklaş. Oldu mu kız?"

" Dert tutmaya seni!"

"Amin." Kedi bir anda koşmaya başlayıp Alya'nın üzerine doğru gelmeye başlayınca çığlık atarak koşmaya başladı. Bunu gören kedi de onu kovalamaya başladı. " Ayyyy! Anneciğim!" diye koşuştururken bizim ki ışığın yetersizliğinden ve şuanda beyninin 'error' durumunda olması nedeniyle Sırık'ın ayağına bastığını göremedi. Sırık aniden bağırdı.

" AYAĞIM! AH, KÜÇÜK PARMAĞIM! HEPSİNİ EZDİN HEPSİNİ! DÜMDÜZ OLMUŞLAR YA LA?" derken ayağını inceliyordu sırık. Bizimki hala koşuyordu ortalıkta. Hepimiz gülmekten artık yerlere yığılacaktık. Kedi Alya'yı kovalıyor Alya ise çığlık atarak koşuşturuyordu. Yanımızdan geçerken Defne'ye çarpınca kızcağızın elindeki mum yere düştü ve aniden her bir taraf karanlığa gömüldü.  Gülmeye devam ederken 'güm' diye bir ses duyduk ve biri bağırdı.

" Kalk üstümden..." 

Hızla cebimdeki telefona uzandım ve fenerini açtım. Odanın diğer köşesine doğru tutunca az kalsın gülmekten telefonu düşürüyordum elimden. Atakan yüzüstü yerde yatıyordu. Alya ise üzerinde ayakta dururken kediye bağırıyordu. " Git buradan! Tüy torbası seni" Bu esnada kediyi uzaklaştırmak için ayağıyla tekme atacakmış gibi yapıyordu. Kedi yaklaşamıyor ama gözlerini Alya'dan ayırmıyordu. Havaya kaldırdığı tekme geri yerine yani Atakan'ın sırtına inerken o bunun farkında değildi. Çocuk yerde inim inim inliyordu. Gözlerinin feri gitmiş, dili de dışarıya çıkmıştı. Nefes bile alamıyordu. Ancak sürekli peltek peltek " Kalk üstümden!" demeye çalışıyordu. 

Hızla yanlarına koşuşturduk. Sırık kediyi kapıp dışarı bıraktı ve kapıyı kapattı. Çağlayan ve Defne de Alya'yı çocuğun üzerinden çekip aldılar. Çağrı ve Barış da yerden kaldırdı arkadaşlarını. Ben ise sadece feneri tutup gülmekle meşguldüm. 

Çocukcağız ve Alya ancak yarım saat sonra kendilerine gelebildiler. Ancak Atakan küplere binmişti. " Yeter ya yeter! Bıktım senden! Bunca yıl anamdan babamdan yemediğim dayağı yedim iki günde!"Barış ellerini çırparak " Oğlum sakince bir anlat, nasıl o hale geldiniz?" dedi. Hemen Atakan bağıra bağıra anlatmaya başladı. Buradan bile ne kadar sinirli olduğu belli oluyordu.

" Lan o mum düştü dedim ki ' Atakan aha boku yedin, tazmanya canavarı geliyor.' Önce burnuma kafa attı. Zaten darbeyi alınca sesimin soluğumun çıkacağı kalmadı. Ardından kedi ayağına mı değdi artık ne olduysa bilmiyorum arkamı dönmüştüm ve koşacaktım ki aniden sırtıma atladı. Tabii bende bunu asıl taşıyayım zaten burnuma gelen darbe ile kafa olmuş bir milyon. Aniden dengemi kaybedip yüzüstü yere düştüm. Bu tazmanya kılıklı canavar tepinmeye başladı sırtımda! Kafama bastı, belime bastı hatta ayak parmaklarından biri kulağıma bile girdi. Nefes alamadım ulan! Nefes alamadım!"

Grup Adı: 4×4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin