Ölüm...
Her şeyin sonu muydu?
Eğer öyleyse beni bulması için tam zamanıydı.
Nefesinin sonsuza dek eksildiği an mıydı ölüm diye adlandırdıkları olay? Yoksa yüzünden sonsuza dek eksildiğine emin olduğun o gülüşün arkasından da öldüm desen becillik yapmış olur muydun?
Bunca zaman ne derdimi anlatsam benden daha kötü durumda olanları örnek vererek bana destek olduklarını sanan sahte arkadaşlarım, şimdi neredeydi peki? Görmüyorlar mıydı bardaktan boşanırcasına yağan bu yağmurun altında, su damlalarına karışıp sessizce akan göz yaşlarım eşliğinde deli gibi koştuğumu?
Kesilen nefesim, durmak bilmeyen göz yaşlarım, ıslanan kıyafetlerim, arada bir boş olmasını fırsata çevirerek boğazımı acıtan bağırışlarımla doldurduğum sokak, peşimi bırakmayan pişmanlıklarım ve yanlışlarım...! Başımı döndüren o tutku, o ateşli ilk öpücük, inlemelerle kendimden geçtiğim saniyeler, şu an gözlerimden akan pişmanlık göz yaşları yerine zevkten akan göz yaşları, daha önce hiç görmediğim ama bakışlarıyla bile beni öldüren o yabancı... Bana gerçek tutkuyu yaşatan o yabancı!
"AMAN TANRIM NE YAPTIM BEN!" diye bir çığlık daha koptu dudaklarımdan. Pişmandım. Çok pişmandım ama elimden de bir şey gelmiyordu. Deli gibi ağlamaktan başka bir şey yapamıyordum. Kendi isteğimle yapmıştım bunu. Kendi isteğimle girmiştim altına. Hep sahte arkadaş ortamlarının kurbanıydım. En kötüsü ise benim aksime ruhen değil de bedenen ölmüş olan ailemin bir daha mezarına gidip özür dileyecek yüzümün bile kalmamasıydı.
"Sakin ol ve kendini kasma..."
Kulağımı yalayıp geçen o sıcak fısıltı tekrar zihnimde yankılanırken, vücudumu saran titremeyle daha fazla tutmayan bacaklarım kendini bırakmış, yolun ortasında dizlerimin üzerine düşmeme neden olmuştu. Her şeyi boş vererek yüzümü avuçlarıma gömdüm ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
"Harikasın bebeğim..."
"GİT BAŞIMDAN!" Boğazımdaki acıyı görmezden geldim ve bir kez daha haykırdım. "RAHAT BIRAK BENİ!" Delirmek eğer böyle bir şeyse, ben kesinlikle delirmiştim. Çıkmıyordu aklımdan. Şu an ölen ben değilmişim gibi yüzsüzce dudaklarıma karşı bıraktığı inlemelerinin, bana yaşattığı zevkin küçük sancısını hissediyordum midemde. Ama onun bir suçu yoktu ki. Bana elinden geldiğince nazik davranmış, daha önce deneyimlemediğim duyguları tattırmıştı. Tüm suç benimdi. Her şeyin suçlusu bendim...
Gözümü dolduran sarı far ışıklarıyla öylece kalakaldım birden. Kaçmak için herhangi bir atılım sergileyemiyordum. Zaten bedensel ölümünü bekleyen biri için çok trajikomik olurdu bu durum. Kulağımı yırtarcasına çalınan kornaya eşlik ederek başımı karanlık, yağmurlu gökyüzüne kaldırdım ve gözlerimi kapattım. Bulutların üzerini örttüğü, küçük parlak yıldızların bile görünmediği bu gecede öylece ölümüme şahit olacaktı sokak lambaları... O anda yeri resmen kazıyan fren sesi ve her tarafa sıçrayan göl birikintilerinden taşma sular bana hatırlamak istemediğim başka bir geçmişimi daha hatırlattı. Vücuduma yayılan adrenalin hormonu yavaşça belirginliğini yitirirken, hızla atan kalbime artık dayanamayan güçsüz bedenim bu gecenin bir dezavantajı daha olan yorgunluğumu da bahane etmişti ve benim son hatırladığım şey öylece yere yığılışım olmuştu.
"Sana yaşayabileceğinin en inanılmazını yaşatacağım güzelim..."
ஜ•ஜ
İlk defa girişeceğim böyle ciddi bir kurguya öhöm öhöm. Bir saniye.
Kitap mpreg olacak çünkü neden olmasın, değil mi? Aynı zamanda JiKook da olacak. Her ne kadar NamKook real olsa da JiKook da güzeldir. Hele Seme Jimin ise tadından yenmez...
Neden böyle nadir bulunan şeyleri yapmaya bu kadar meraklısın diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Çünkü hoşuma kaçıyor...
Doğaçlama girdim ve yazdıkça aklımda şekillenenle oturtacağım kurguyu. Umarım devamlılığı olur. Lütfen olsun, ben de çok merak ediyorum. Neyse ben gidem de kapak dilenem kitap için xkfksjocnspcldk

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Highly Regret≒JiKook [Completed]
Hayran KurguHer şey, hayatımı altüst eden o tek gecelik yabancıya aşık olmamla başlamıştı... °mpreg, Boy×Boy °JiKook (Bottom Jungkook) °To_@firstaroha °Publication date_04.03.18 - 25.07.19✔