"Kış güneşi ısıtmaz aldanmamak lazım."
Bölüm şarkısı ,normalde yapmam ama bu bölüme çok uyuyor.
Gülşen- Bu Aşk Adam olmaz.Efes'in Dilinden ;
Çok denedim ,hatta bir ara başardığımı sandım. Ne yazık ki bir faydasını göremedim ve özüme döndüm.
Kuralları çiğnemek ,yapma denilen şeyleri yapmak için var olmuşum.
Akıllı olmak gereksiz ,delirin.Okan'la bir çılgınlık yapıp otelin barına inmiştik. Meyve kokteyli istemişti ,başta istemedim ama tadı hoşuma gidince içten içe onunla yarışa girdim.
Sonrası bulanık ,en son bana bir şey söyleyecekken üstüne kustugumu ve beni zorla lavaboya sokup elimi yüzümü yıkadığını hatırlıyorum .Şimdi de otelin lobisinde oturuyorduk.
Köşede duran görevliye seslendi.
"Bize iki türk kahvesi,şekersiz .""Kahve içmem ben çaycıyım ."dedim ve gülmeye başladım. İsteyerek yaptığım bir şey değildi ama ben bende değildim.
Kaşlarını çatmış,biraz daha gülersem beni ikiye bölecekmiş gibi bakıyordu.
Gülüşümü bastırıp uslu uslu oturmayı denedim.Üstü hala benim eserimle kaplıydı,değiştirme gereği duymamıştı.
Kahvelerimiz geldi, Okan'a sabitlemiştim bakışlarımı. Kaşları ile kahveyi işaret etti .
Fincanı elime aldım ve köpüğünden hüpleterek bir yudum içtim.
Damağıma gelen acımsı tat ile yüzümü buruşturdum.
Bu ne ?
Kahve mi bu ?
Kim içiyor bunu ?
Ağzımın içinde püskürtmemek için zor tuttuğum kahveyi güçlükle yutabildim.Bir daha hayatım boyunca kahve içmeyeceğime oracıkta yemin ettim. Bol şekerli içerim belki bir ihtimal.
"Kahveyle bakışmayı kes,bitir de miden yatışsın!"
"İçemem çok acı tadı var."
"Şaka yapıyorsun?"
"Yok gerçekten ciddiyim,sen nasıl içiyorsun hayret?"
"Zorla içirmemi istemiyorsan iç o kahveyi ,defolup gidelim !"diyerek bağırdı.
Etraftaki insanların gözlerini üzerimde hissedince bir dikleyişte bitirdim .
Verdiği berbat tattan dolayı tiksinerek yüzümü buruşturdum ."Oldu mu?"
Gözlerini devirip oturduğu yerden kalktı.
"Hadi kalk !"dedi ve beni beklemeden asansöre yöneldi.
Koşup yetiştim ,asansör gelince bindik .Herşey iyi güzeldi ,üzerine kustugum için bu kadar tepki normal değildi.
Sonuçta isteyerek yapmadım. İnsanlık hali ,midem alışık olmadığı bir maddeyle buluşunca hemen dışarı savurdu .
Ne yapabilirim yani ? Rezil olan o değil bendim .
Çünkü rezil olmak konusunda üstüme kimseyi tanımam.
Rezilliğin zirvesi varsa ben oradan el sallıyorum .Kapalı alan fobim vardı, ondan cesaret alarak burada sakince durabiliyordum. Odalarımızın olduğu kata çıkarken asansör sallandı ,korktuğum için koluna yapıştım.
"Neden sallandı bu şimdi ?"dedim tedirginlikle .
Asansör ineceğimiz kata gelmiş ,kapısı açılmıştı .
Beni ittirip kolunu kurtardıktan sonra bir hışımla çıktı asansörden .
Yüzüme dahi bakmıyordu ,derdi neydi bunun ?Koridora çıkınca "Okan"diyerek seslendim.
Odasının kapısını açıp girdi, kapıyı öyle sert kapattı ki koridorda yankılandı sesi.İçtiğim o iğrenç kahvedenmidir bilmiyorum ,kendime gelmiştim. Uykum da kaçmıştı , ben şimdi ne yapacağım?
Ondan özür dilemem mi gerekiyor ?
Aslında en iyisi hiç bir şey yapmamak ,böylece birbirimizden uzak dururuz .
Ne kadar yakın olursak o kadar tehlike arz ediyoruz.
Ona her yaklaştığımda kalbimin ritmi değişiyor. Bu heyecana bir anlam veremiyorum,korkuyorum yanılmaktan.
Üstelik ona sürekli kızıyor ve kırılıyorum,yine de onunla olmak iyi geliyor.
Anlamadığım bir duygu karmaşası ile baş başayım ve içinden çıkamıyorum.
Ne kadar kızarsam kızayım ,bir süre sonra geçiyor.
Dillendirmiyor olsamda ondan hoşlandığım gerçeğini hiç bir şey değiştiremezdi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Dolu
Teen Fiction"Okumadan evvel, karakterlerin liseli olduğunu ve yaşanacak tüm deliliklerin onlar için sıradan olduğunu unutmayın." Bir kız dert oldu ve bir çocuk pert oldu. Piç oldu, Yok oldu, hiç oldu... Bu hikâyede yaşanılan ve hissedilenlerin yüzde elli gerç...