"Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçecekmiş gibi gelecek. Kaç yaşında olursan ol, uyuyunca geçmeyecek."
Bölüm şarkısı;
Kıraç- Ayrılmam SendenKırık dökük bir şehir gibiyim .
Her bir zerrem parça pörçük oldu .
Dağıldım bilye gibi .Hava soğuk, rüzgâr keskin.
Acılar aynı, yaşatanlar farklı ..Okan'ın Dilinden ;
Göyüzünde özgürce dolaşan bir kuş misali, kanadım incildi.
Yere öyle sert çakıldımki bir diğer kanadım da kırılıverdi. Taş yığını bu şehir, bir avuç kalmış toprağına gömdüler herşeyimi. Benden alacak başka birşeyin kalmadı hayat varsa ben senden bir mezarlık yer istiyorum, çünkü yaşamak için hiç bir sebebim kalmadı. Kamuspotu olmalı bu şehir, dış görünüşün bir bok etmediğini anlatmalı. Binlerce insanın nasıl harcandığını herkes duymalı.Gidenler değil kalanlar ölür .
Bugün sadece ablamı kaybetmedim, herşeyimi kaybettim. Neyin vardı ki zaten diyenlere umudum vardı, yaşanacak güzel günlerimiz vardı demek istiyorum. Annemi kaybettiğim senelerde çok küçüktüm, hiç birşeyden habersiz saf bir çocuktum. Beni ayakta tutan annelik yapan ablamı kaybettim üstelik artık saf değilim...
Nasıl nefes alındığını unuttum saniyeler içinde. Kalan son sigaramı sevmediğim bir şerefsiz içmiş gibi sinirliyim. Bir çakmak yeter bu şehri yakmak için. Ama başkalarının hayallerinin katili olmak benlik değil. Şampiyonluğu bir golle kaybetmiş futbol takımı gibi bitmiş durumdayım. Nikah masasında terk edilmiş adam gibi şaşkınım . Tarifi yok bu acının,sonsuz bir boşluk gibi. Daha derine çekiyor, iliklerine kadar yakıyor. Geçer dedikçe çoğalıyor acılar, paylaştıkça eksilmiyor bilakis kanıyor.
Kendimi at gibi hissediyorum dört ayağım birden kırılmış gibi, bilirsiniz atların ayağı kırıldığı zaman bir daha iyileşemezler ve ölüm onlar için tek kurtuluş yolu hâline gelir.
Kaç paket sigara derman olur derdime, hangi şarkı teselli eder. Hangi söz bağlar beni hayata bilmiyorum! Keşke ben ölseydim dememek için bu çatıdaydım. Yüreğimde hayata, insanlara karşı bir sevği kırıntısı dahi kalmadı. Nefret doldu içime, ben huzur istedikçe. Kimseye faydam dokunmaz artık, ben hayata üzülmek, üzmek için gelmişim. Mutluluk nedense bana gelince error veriyor.
Benim için mutlu olmak bir hayal bile değil artık.
En şiddetli deprem benim yüreğime vurdu. Bir bok olmaz artık benden..
Bulutlu bir havada kuş gibi süzülmeye geldim. Ait değilim bu dünyaya, dünya değil ben dünyaya layık değilim. Yoruldum lan, savaşmaktan yoruldum.
Pes ediyorum artık şimdi benide koyun mezara atın üstüme toprağı.Ellerimin arasından kayıp giden düşlerime kırgınım.
Kırgınım, darma dağınık saçım başım gibi hayatım.
Ellerim titriyor, içim gibi. Rüzgar şiddetli esiyor, fırtına koparmak ister gibi. Öyle savunmasız öyle çaresizim ki küçük bir çocuk gibi! Yumruk yaptım ellerimi, göz yaşlarımı serbest bıraktım. Genzim acıyor, boğazım düğüm düğüm. Sol yanım sıkışıyor, burnumun direkleri sızlıyor. İnsanların çığlıklarını duyuyorum, sanki yüreğimin çığlıklarına tercüman.
Siren sesi karışıyor çığlıklara, korna sesleri eşlik ediyor. Duymak istemiyorum hiç bir şeyi sağır olmak istiyorum. Acılarımın içinde boğulmak yok olup gitmek istiyorum.
Kollarımı iki yana açtım ve gözlerimi kapattım. Yanaklarımdan aşağıya bir kaç damla sıcak göz yaşı süzüldü. "Yaşayacak heves bırakmadınız, siktiniz hayallerimi ! Aldınız bütün sevdiklerimi!"diyerek bağırdım. Ne söylersem söyleyeyim dindiremeyecektim kızgınlığımı avazım çıktığı kadar bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Dolu
Teen Fiction"Okumadan evvel, karakterlerin liseli olduğunu ve yaşanacak tüm deliliklerin onlar için sıradan olduğunu unutmayın." Bir kız dert oldu ve bir çocuk pert oldu. Piç oldu, Yok oldu, hiç oldu... Bu hikâyede yaşanılan ve hissedilenlerin yüzde elli gerç...