SINIR KOYUYORUM.
100 vote, 100 yorum.
Saçma yorumları silerim, kabul etmem baştan söyleyeyim.Bölüm şarkısı;
Bilal Sonses- Öpesim var"İyiki çay var, yoksa çekilmezdi insanlar."
Okan'nın Dilinden ;
Hayat maraş dondurmacısı, bende müşteri.
"Sen lazım bana, senli anılar.
Hatıralar biriktirmeliyim sana dair.
Gülüşünü kaydetmeli.
Aşkı soran olursa izletmeli..Telafisi olmayan hatalar, omurgama saplanmış bir kurşun gibi. Aklıma geldikçe içim yangın yeri.
Hep maviye yazıldı şiirler, unutulmuş kahverengini umursamadı kimse.Nerde başladı bizim hikayemiz biliyor musun ? Sen hak etmediğin bir hakaretle karşı karşıya kalmıştın.
Öyle saftın ki hiç birşeyin olmayan insanlara kırıldın.Canın acıdı, iyi biri olduğunu kanıtlamaya çalıştın. Sinirlendin, içindeki öfkeli kıza güldüler. Hiç birşey yapamadın kanatların yoktu uçamadın.
Gözlerin tuhaf bakıyordu hayata, insanlara.
Söylemek istediğin çok şey var gibiydi. Hep susturmuşlardı sanki seni. Hep üzmüşler, incitmişler gibi. Kalp kırıkların gülüşüne gizlenmişti.
Suskunluğun bile bir şeyler anlatıyordu.
Sanki hep duvarlara konuşmuş gibiydin. Ama artık duvarlar bile dinlemiyor biliyor musun ?
Kendimi gördüm gözlerinde...Seni ilk gördüğümde deli bu kız dedim .
Bildiğin deli.
Bizim çocuklara atar yapıyordun . Sınıfın penceresinden izledim seni .
Sonra dedimki kendime 'Senin yaptığın atar, benim dünyama renk katar. '
O kadar yoruldumki, artık çılgın şeyler bünyeme tersti .Bulaşmak istemedim.
Uzun bir zaman görmedim seni, fakat bir sabah ansızın geldin ve çarptın bana.
Özür dilemiştin, fakat bende kendime gelmiştim.
Birazda bana bulaş güzelim dedim içimden .
Fakat sen bana çarptığın gün, kader inceden mesajı vermişti.Herşeyin ilkini yaşattın, acının bile.
Mutlu kelimesi benim için beş harf iki heceydi senden önce .
Şimdi herşey senden ibaret.
Nasıl oldu bilmiyorum. Frenlerim tutmadı, aşka çarptım.Kırgın, yorgun geldim kollarına.
Bir gülüşün sardı bütün yaralarımı.
Ben seninle bir bütün oldum.
Hayat seninle anlamlı.
Herşey seninle güzel deli kız.Kalbimin hükmü sende.
İster Azer Bülbül gibi titret.
İstersen Sezen Aksu gibi inceden nakşet."dedim kumsalda oturmuş, başını omuzuma yaslamış, kulübeden ödünç aldığımız battaniyeye sarılmış bir hâlde gün doğumunu izlerken."Korkuyorum, hikayemiz ya eksik kalırsa."diyerek fısıldadı.
Kollarını daha sıkı sardı bedenime.
En çok ben korkuyorum, bu hikaye benim hatalarımın yükünü daha fazla kaldıramazsa.Saçlarının kokusunu içime çektim.
Ufak bir öpücük kondurdum.
Omuzunu sıktım.
"Güven bana."
Hayatım boyunca bu kadar sahte iki kelime daha görmedim."Güveniyorum."dedi ve yüzünü boynuma gömdü.
Güveniyorum demişti fakat oda yalan söylemişti. Bir sonra ki hatana kadar demeyi ihmal etmemeliydi."Seni seviyorum."
İşte tek gerçek buydu.
Kalbimin en güzel sancısı."Bende seni seviyorum, koskocaman hemde. "
Bir yaprak daha yeşerdi gönlümün ilk bahar elçisinin dudaklarından saçılan güneş ile.Dalgalar vuruyordu kumsala. Güneş son hazırlıklarını yapıyordu. Bizim gibi bir kaç çılgın daha vardı çadırlarıyla burayı mekan edinen. Güneşin doğuşunu izlemek için erkenden uyanmışlardı. Hava soğuk, dağların eteklerinde ve ormanda kar var ama kimsenin umursadığı yoktu, dilek fenerini yakmaya çalışıyorlardı.
Bir iki tane yakıp uçurdular fakat biri çok yükselmeden denize düştü, diğeri kuş misali salına salına uzaklaştı gökyüzüne doğru.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Dolu
Teen Fiction"Okumadan evvel, karakterlerin liseli olduğunu ve yaşanacak tüm deliliklerin onlar için sıradan olduğunu unutmayın." Bir kız dert oldu ve bir çocuk pert oldu. Piç oldu, Yok oldu, hiç oldu... Bu hikâyede yaşanılan ve hissedilenlerin yüzde elli gerç...