Otuzuncu Bölüm ;

2.4K 184 142
                                    

Sınır 100 yorum 100 vote.
Yıldıza dokunmak bu kadar zor olmamalı.

Bölüm Şarkısı;
Hiraizerdüş- Bu can senin

"Verdiğin acılarda dahil bu sevdaya, sen herşeyinle bana kadarsın."

Efes'in Dilinden ;

Çok yorgunum, kirpiklerine uzansam. Saç tellerin dört duvar olsa gözlerime müebbet yazsan. Yaşlanırdım bir ömür kalbinin gecekondu malikanesinde.

Yüzümü astım ve sitem ederek söyledim.
"Senin yüzünden başımıza gelene bak."

Tezgaha kol dirseğini koydu, gülümseyerek baktı gözlerime.
Beynimin içinde ara sıra dönüp duran 'Neden o?'sorusuna cevaptı gülüşü.

"Masayı silip süpürürken böyle demiyordun."
Ellerimi köpüklü sıcak suyun içine hızla soktum. Sıcak su taneleri yüzüne sıçradı. Sinsi bir gülümseme sundum.

"Neyse canım dayak falan yemedik en azından."diyerek geçiştirdim.
Sesli bir şekilde güldü .
"Tabi ki bizim sayemizde bulaşıkçılar biraz dinleniyor."

"Onlar böyle bir şey istiyormuydu acaba ?"
Gülüşüne eşlik etmeye başlamıştım, köpüğü eline alıp burnumun üstüne koydu, hapşırdım aniden.

"Benimle yaşlan..."

Gözlerinin içine baktım, kolumla burnumu hızlıca silip gülümsedim.
Kolunu omuzuma atıp nazikçe kendine çekip alnıma öpücük kondurdu.
Hangi masaldan dahil oldun hayatıma? Gerçek olamayacak kadar güzelsin be adam.

Cebinden telefonunu çıkarıp kamera bölümünü açtı.
"Gülümse ."

Gülümsedim, bir sonra ki pozda yüzüne sabitledim bakışlarımı.
Bir sonraki pozda ellerimi köpüğün içine sokup çıkardım ve saçlarına köpük bulaştırdım .
Fotoğrafı çektikten sonra kafasını sağa sola sallayıp telefonunu cebine sokuşturdu.

Vücudumun en gerekli parçasıydı . Âdeta kalbim, gözlerim, kanım, şah damarım...

Gülümsedim, ilk kez bu kadar güzel güldüğümü hissettim. Gülümsedi, yüreğimden dünyaya bir ışık yayıldı. Karanlık günlere mezar kazıldı ve bir daha çıkmamak üzere üstüne toprak atıldı. Çocuklarıma saatlerce anlatacağım bir kare daha oluştu.
"Bir anı daha."dedi gülümseyerek.

"Oyalanmayın orada kardeşim, yıkayın bulaşıkları sonrada defolun gidin! Sizin aşkınızı izlemek zorunda değil kimse !"dedi Restorantın şefi. Kıskanmış olabilir miydi ? Kıskanılacak kadar güzelmiydik ?
Biz güzeldik de onun kıskandığı için bağırdığını sanmıyorum.
Yüz liralık hesabı ödeyemediğimiz için buradaydık, haliyle sinirliydi.
Kim sinirlenmez ki ?

Kaşları çatıldı,"Oyalanmıyoruz ." dedi Okan ciddileşerek. Şef bir söz daha söylese tabaklar havada uçuşacak gibiydi, hissetmiştim.
"İşimize bakalım."dedim omuzunu sıkarak.

Başını bana çevirdi "Sen iste yeterki ."dedi dudağının kenarında ufacık bir tebessüm oluştu.

"Böyle bakarsan işimize bakamayız."

"Niye ki ?"dedi ve göz kırptı. Kirpiklerine hayaller biçtim.

"Tebessüm eden dudaklarından öpmek istiyorum. Sürekli, öperek öldürürüm belki de seni ."dedim ve gülümsedim.

"Ölümlerin en güzeli olurdu dudaklarından gelen infaz..."dedi ve bulaşıkları işaret etti.
"Bu güzel günü burada piç edemem."
Köpüklediğim bulaşıkları durulamaya başladı. Bende dağ gibi yığılan tabakları temizlemeye.

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin