Kırkaltıncı Bölüm;

1.6K 95 84
                                    

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfen❤

Bölüm şarkısı;
Eda Baba- Her Şey Seninle Güzel

Alper Özcan- Sevme Birtanem

"Parmak uçlarına kadar seviyorum, bizi anlamlı kılmak senin işin."

Okan'ın Dilinden Devam;

Yüreğim hop oturup hop kalkıyordu, korku bedenimi ele geçirirken sinirden titremeye başlamıştım. Dakikalar geçmesine rağmen ses seda yoktu. Kapıya vurdum bir kaç kez daha, kulpunu zorladım kilitlemişti.

"Korkmaya başlıyorum !"diyerek seslendim.

"İyi misin?"

Sorularıma cevap gelmeyince kapıyı kırmaya karar verdim. Geri geri gittim ve hızla koşmaya başladım. Tam kapıya omuz atacaktım ki banyonun kapısı açıldı. Ee ben baya hızlıydım. Efes şaşırıp geri çekilince önce duvara ardından yere çakıldım.

Burnum zaten darbeliydi, bir darbe daha aldı. Kırılmış bile olabilir, Efes hemen yardım etmeye yelteneldi.
"Ya bağırıyorum kaç saattir, ne bok yiyordun içerde?"

"Tuvalette konuşulmaz bilmiyorsan öğren!"

"Hassiktir ya!"
Sinirle gözlerimi yumdum, Efes zorlansa da beni yerden kaldırdı. Bornoz giymişti üstüne. Çıplak olsa yardım etmeden kaçardı zalımın kızı!

"Gerçekten içerde ne yapıyordun?"diye inler vaziyette sordum.

"Tuvaletimi yapıyordum Okan, tuvalette ne yapılır başka ya !"diyerek bağırdı. Sesi öyle gür ve cırtlak çıkmıştı ki kulağımı tırmaladı. Yüzümü ekşitip "Tamam sus ya !"deyip işin içinden sıyrılmaya çalıştım.

Az önce şehvetli dakikalar geçiren çiftle alakamız yoktu. Kaç kişi yaptığı seksten sonra kavga eder ki?
Seksten önce kavga etmek varken. Uyku isteği falan kalmamıştı ikimizde de. Efes buz dolabının buzluk bölümünde bir çare bulduğu buzları getirip burnuma bastırdı.
Ağrım hafifleyince oturduğum koltuktan kalktım. Odama girip dolabı sertçe açıp içinden rahat edebileceğim bir eşofman alıp hızla giyindim. Ardından mutfağa yöneldim. Efes televizyonu açmıştı.

"Çay suyu koyuyorum, aç mısın ?"

Omzunun üstünden bakış atıp "Sen otur ben hazırlarım."deyip hızla ayağa kalktı.

"Oturmak istemiyorum ben hazırlarım!"diyerek itiraz ettim. Karşıma geçti ve ellerini bel boşluğuna koyup, "Yemek hazırlamak benim işim, geç otur !"diyerek gözlerini belerterek emir verdi .

"Başka zaman sen hazırlarsın, şuan ben birşeyler hazırlamak istiyorum !"dediğimde yanaklarını şişirdi . Uzanıp çenesinden kavradım ve yanaklarına baskı yaptım. Şişkinlik gidince hafifçe gülümsedi "Birlikte yapalım?"dedi soru soran gözlerle.

Buna itiraz edersem ciddi ciddi kavga edecektik, başımı olumlu yönde sallamakla yetindim.
"Üstüme birşeyler giyip geliyorum."dedi ve uzaklaştı yanımdan.

Elimi saçlarımın arasına koyup geriye doğru yatırdım, nefesimi bıkkınlıkla dışarı salıp buz dolabına yöneldim. Kapağını açtım, biraz eğilip içine göz gezdirmeye başladım.
En hızlı, en kolay ne olursa onu yapmak istiyordum. Dört beş tane domates çıkardım. Efes gelene kadar kabuğunu soydum ve ince ince doğradım.
Bu esnada çay suyu kaynıyordu . Orta büyüklükte tencere çıkarıp suyu ona boşalttım. Ocak olduğu anlaşılmayan ama son teknolojik zemine yapışık ocağımızı yakıp tencereyide üstüne koydum .

Efes'in seçimi diye düşünmeden edemedim. Böyle bir ocağa dünyanın parasını vermiştim. Ne vardı sanki beyaz dörtlü ocak alsa? Neyse bunu düşündüğümü dahi duysa kıyameti koparır 'Sen dedin, istediğini al dedin, şimdi söylediğin lafmı ? Atalım gitsin, ocak olmadan da yaşanır yani 'gibi bir ton cümleyle canımı sıkardı. Ben ne istersen al dedim, sağolsun beyaz eşya dışında herşeyin en ucuzundan aldık. Ama beyaz eşyalar sayesinde herşey pahalıya gelmiş oldu. Hem beyaz eşya demişken bu ocak siyah lan !

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin