Üçüncü Bölüm;

6.7K 479 1.7K
                                    

"Allah gönlüme göre versin ,sana da karakter canım."

Efes'in Dilinden Devam;

Beynimin içinde binlerce arabesk şarkılar dolanıyorken dik durmaya çalışmak kadar zor bir şey yok şu hayatta benim için.
Yine bir okul günüydü ve ben yine yorgundum.
Hiç bir şey yapmasam da yorgun oluyorum orası ayrı.

En yakın arkadaşlarımın beni salak sanıp benden gizli iş çevirdiklerini anlamayacağımı düşünmelerine de ayrı üzülüyordum.
Sus dediklerinde susuyor ,konuş dediklerinde konuşup onları güldürüyordum.
Önceliğim hep arkadaşlarımın sorunları ve morelleri olmuştu.
Yalnız başımayken sessiz sakinimdir, tamam çılgınca şeyler düşünüp sinirlerime hakim olamayınca deliye döndüğüm doğru ama arkadaşlarım yanımda olduğunda daha cesur daha öz güvenli hissediyordum kendimi, inkar edemem birlikte çılgınlık yapmak daha eğlenceli.
Tek başımayken kendimi mi güldüreyim?
Yakında onu da yaparım.
Çünkü ben değer verdikçe değersizleşenlerdenim.

Neyse bunlar derin sızılar, konuşacak çok şey anlayacak kimsem yok...

Bir ortamda birileriyle küs olduğum da huzursuz oluyordum.
Ya barışacağım yada ortamı değiştireceğim ama şimdi ikisi de mümkün değildi . Tatsız tuzsuz nalet bir insan oldum onlarla konuşmadığım için.

Bir yabancı sorsa benim hakkımda onlara bir kaç soru, şıp sevdi olmam ve çok çabuk sinirlenip kırılmam dışında beni anlatan bir tek cümle kuramazlar.
Geçmişimi, hayallerimi, dertlerimi bilmezler ama ben onların günde kaç defa sıçtıklarını bile bilirim.
İşte tamda bu noktada kazanan onlar kaybeden bendim.

Kimseyi istemiyordum özelikle sahte sevgiyle doldurulmuş çıkarlar üzerine kurulmuş dostlukları.
Ben sadece aşık olmak ve aşık olduğum adamın da bana aşık olması dışında şu üç günlük dünya da başka hiç bir şey istemiyordum.

Normal olmak da istemiyorum, yapabileceğim her şeyi yapmak yaşayabildiğim her şeyi dibine kadar yaşamak, görmek tatmak istiyordum.
Korkularımın bile heyecanı var, üzüntülerimin bile bir kıymeti.
Diğerlerinin arasından mutlu bir şekilde sıyrılmak zor olmamalı.
Herkesleşmek istemiyordum ve bu kötüyse evet ben kötü biri olmak istiyordum.

Hata yapmaktan korkmamalı insan, kim ne der ne düşünür diye yaşamamalı, imkânı olan delirmeli ve yaşamalı hayatı.
Yarınlara giderken ardında kahkaha bırakmalı.

Kızlarla konuşmadığım için ve Okan'la karşılaşmamak adına teneffüslere de çıkmıyordum.
Seray çıkarmaya çalışıyordu ama kimseyle uğraşacak halim yoktu.
Derslerde kitapların boş kalan yerlerini çizimlerle süslüyordum.
Ders dinleyecek, soru çözecek durumda değildim.
Bu aralar sınavlarım bile kötü geçiyordu ki Seray sağolsun, kendi kağıdı bitince adını soy adını yazmadan kağıdı bana veriyor benim kağıdımı alıyordu. Bunu sadece sayısal derslerin sınavlarında yapıyordu, ben sözelde iyiydim.
Sorun şu ki artık sözel derslerimde kötüydü.
Müdüre annemin numarası yerine uyduruk bir numara verdiğim için mutluydum.

Günler su gibi akıp gidiyordu ve hiç bir şey tat vermiyordu, dünyadaki amacımı sorgulamaya bile başlamıştım.

Uzun sürmez kendimle barışırım hayatla barışmam zaman alır.

•••

Yaren'le Özay kol kola girmiş konuşarak sınıfa giriyorlardı.
"Çok tatlı çocuk ya, fark ettin mi sürekli bizim sınıfta gözü."

"Kesin sana bakıyor."

"Tabi kızım başka kime bakacak."dedi Yaren ve saçlarını arkaya doğru savurdu. Havan batsın, logar kapağı!
Bakışlarımı başka yöne çevirdiğim sıra bizim sınıfın işsizi Alper gelip yanıma oturmuştu.

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin