Kırkdokuzuncu Bölüm;

1.1K 74 54
                                    

Beğenip yorum yapmayı unutmayın❤

Bölüm şarkısı;
Zakkum- Gidiyorum Yolcu Et
Madrigal- Dip

Okan'ın Dilinden;

Bir hafta geçmişti. Hiç kimseye birşey söylemedim. Ondan bir haber dahi alamadım. Aziz telefonlarıma cevap vermiyordu.
Onunla birlikte vakit geçirdiğim her yere gittim. Bir tek kelime çıkmadı dudaklarımdan o günden bu yana. Kelimelere dahi küstüm.

Düşündüm sabahlara kadar. Bizi tekrar bir araya getirecek bir yol bulamadım. Ailesi beni istemiyordu, hiç bir zaman da istemeyeceklerdi. Geçmişim virüs gibi her yerden karşıma çıkıyordu.
Kimsenin umurunda değildi neler yaşadığım. Birilerinin umrunda olsaydı zaten Efes'in farkı olmazdı.

Evi dağıtmadım, herşey yerli yerindeydi. Onun yatağında oturup duvardaki resimlerimizi izledim. Vedalaştım ona dair herşeyle . Elbiselerini kokladım, kokusu zihnime mühür gibi yerleşti. Bana lazım olacak tek şey, ciğerimi cennet bahçesine çeviren kokusuydu. Adını unutsam kokusunu unutamazdım .

En güzel yanım hoşçakal.

Burnumun direkleri sızlıyordu. Kirpiklerim ağır geliyordu gözlerime. Bu gidişin dönüşü yoktu . Yeni bir hayat kurmak için değil, onu üzmeden ölmek için gidiyordum.

Bana lazım olacağını düşündüğüm bir kaç eşyayı sırt çantama tıkıştırıp sırtıma taktım. Onun odasının kapısını kilitledim. Yola bakan pencereye "Kiralık."Yazısını yapıştırıp merdivenlere yöneldim. Merdivenlerden ağır ağır inerken arkama bakmadan edemedim. Kısa sürede burada yaşadığım onca şey nefesimi kesti. Biraz daha bakarsam gidemeyecektim.
Derin bir iç çektim ve koşar adım indim merdivenleri.

Mutluluğu ararken sinir sitres sahibi olduk.

Evden çıkıp kapıyı kilitledim. Berber Sinan abiye anahtarı teslim edip vedalaştım.
"Böyle olmamalıydı. "Dediğinde gülümseyip geçtim. Otobüs durağına doğru hızla ilerledim. Bir kaç dakika sonra otobüs geldi . Son kez baktım huzurla tanıştığım eve . Üzerime oturmamıştı zaten mutluluk .

Bir masaldı sanki, annemin saçlarımı okşarken anlattığı.
Çok direndim uyumamak için ama sonunda gözlerim kapandı... Yarım kaldı masal. Asla tamamlanmamak üzere kapandı kitap. Tozlu raflara kaldırıldı. Bir daha yüzüne bile bakan olmadı..

Telefonumu ısrarla açmayan Aziz'e mesaj yazdım.
"Ablana söyle, gidiyorum."Yazmıştım. Otobüs otogarın bir kaç sokak ötesinde geçiyordu. En yakın durakta indim,otogara doğru yürürken telefonum çalmaya başladı.

Aziz arıyordu. Telefonu açtım ve sustum. Konuşacak bir şey yoktu .
"Okan gidiyorum demişsin, ablam hangi otobüsle nereye diye soruyor. "

"Ne yapacak nereye gittiğimi? Siktir et ! Hattı kıracağım bilgin olsun, ona iyi bakın."dediğimde kursağıma düğümlendi sözlerim. Devam edemedim konuşmaya. Kapattım telefonu .
Otogara geldim ve daha önceden aldığım bilete bakarak beni bekleyen Antalya otobüsüne bindim.

Kısa bir süre sonra otobüs hareket etti . Sonunda ailesinin istediği olmuş, vazgeçmiştim. Hayallerimden, yarınlarımdan .
Kuşlar eşlik ediyordu gidişime. Sevdiğim herşeyi, herkesi kaybettim. Sevmediğim ne varsa valizimde.

Kulaklığı taktım, Haluk Levent dinliyordum. "Ben bu gece ölmezsem ,"diyordu . Ölmüyor be abim . Ölünmüyor..

Sakarya taraflarına geldiğimizde otobüs durdu . Herkes ne olduğuna bakmak için başını kaldırıp öne bakarken bende merak edip ayağa kalkıp baktım.
Milli takımın otobüsü bizim otobüsün önünü kesmişti. Belki bir futbolcuyla tanışırız diyerek bütün yolcular aşağıya inerken bende sigara yakmak için orta kapıdan aşağıya indim.

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin