15. Bölüm: Ölüm Kokulu Mektup

62 14 0
                                    

Karakoldan çıkar çıkmaz taksi durağını aradılar ve iki taksi çağırdılar. Hastaneye vardıklarında danışmada ilk sordukları kişi Seren Çelen ismi olmuştu. Çünkü henüz hiçbiri Özgürle yüzleşmeye hazır değildi. Seren konusuna gelince de danışmada bulunanlara göre böyle biri hiç burada bulunmamıştı. Biz gittikten sonra düzelmiş olabilir diyerek Özgür'ün kaldığı odayı sordular. 423tü. Bu sayının şu an okulda bulunan öğrenci sayısı olması Esila'yı düşündürttü. Sayılara takılmak alışkanlığıydı. Sayının önemi olmayabilirdi. Tesadüf olabilirdi.

Tesadüf olmama ihtimali Özgür'ü yandaş, bu sayıyı da önemli kılmaz mıydı? Ancak olmama ihtimali de yüksekti. Eğer yandaşsa sevdiği kızın ölümüne göz yummazdı. Tabii Şinigami'yi, sevdiğinden daha çok seviyorsa orası ayrı. Ya da sevdiği kızı aslında sevmeme ihtimali de vardı.

Hangi ihtimalin daha olası olduğuna Özgürle tanışınca karar verecekti. Bu yüzden şimdilik düşüncelerini susturdu. Asansörler 6 kişilikti. Esila ve Ateş merdivenlerden çıkmaya karar verdiler. Çünkü asansör gelene kadar üçüncü katta bulunan odaya daha hızlı çıkabilirlerdi.

Haklı çıkmışlardı. Üçüncü katta koridorun sonundaki odaya diğerlerinden önce varmışlardı. Şimdiyse aralık kapıdan içeri bakıyorlardı.

Esila kapıyı itip içeri girecekken Esila'nın kapı kulpunu tutan elini tuttu Ateş. Henüz hazır değildi. Bu ani temastan, teması başlatan Ateş bile etkilenmişti. Fısıltıyla "Diğerlerini beklesek?" diye sordu. Esila elini kapı kulpundan çekti.

Kapı aralıktı ve koridorun sonundaki oda olduğu için de bulundukları noktadan içerisi gözüküyordu. İçerde onlara yaşıt kumral uzun saçlara sahip bir kız vardı. Yatağın ucuna oturmuştu ve Özgür'ün elini tutmuş parmaklarıyla okşuyordu. Şaşkınca birbirlerine baktılar.

İçeride ne döndüğünü anlamak için sessiz kalmaya karar verdiler. Kız duyulduğundan habersiz konuşmuştu.
"Hepsinden kurtulacağız birlikte." Kızın sesinin kime ait olduğunu anladıklarından mı yoksa kızın kurduğu cümlenin anlamsızlığından mıdır bilinmez şaşkınlıkları kat be kat artmıştı. Yine şaşkınca birbirlerine baktılar.

Sonra arkadan bir ses duyuldu. İçeridekiler de duymuş olabilirdi. Kız cümlesini "Bu olumsuz duygularından birlikte kurtulacağız. İyileşeceksin." diye tamamlamıştı. Ancak Esila ve Ateş de cümlenin kıvrak bir zekayla döndürüldüğünden ve başka bir yere çekildiğinden şüphelendiler. Ancak işin doğrusunu hiçbir zaman öğrenemeyebilirlerdi. Belki Eslem ses yapmasa öğrenmişlerdi çoktan. Esila Eslem'in sesi bilerek çıkardığından da şüphelenmişti. İçeridekilere haber vermek için. Bu düşünceyi onu rahatsız eden bir sineği eliyle savar gibi kafasından savdı. İyice paranoyak olmaya başlamıştı.

Hep birlikte içeri girdiler. Esila ve Ateş kıza şüpheyle bakarken diğerleri şaşkınca bakıyordu. Berk şaşkınlığını atıp sordu.
"Sen bayılmamış mıydın Seren?"

-------------------------🔆--------------------------

Esila, bugün yaşadıklarını düşünüyordu morgun önünde. Buraya nasıl geldiğini düşünüyordu. Karşısındaki kan çanağı gözlere bakarak bir günde yaşadıkları şeylerin altında diğerleri gibi ezilerek düşünüyordu. O buraya cinayetleri önlemek için gelmişti ancak cinayetleri önlemek bir yana katil yüzünden bir günde ölenlerin sayısında azalma bile olmuyordu.

Seren, polisler onları götürdükten sonra bayıldığını ve hastaneye kaldırıldığını söyledi. Ancak tutmayan bir şeyler vardı. Mesela hastaneye kaldırılması gibi. Mira, danışmada buraya öyle biri gelmediğini söylediklerini söyledi. Seren ise soğukkanlı bir şekilde bizim okula yakın olan hastaneye kaldırıldığını açıklamıştı. Ancak o hastanenin de tadilatta olduğunu içlerinden en az ikisi biliyordu. Bunu bilen kişilerin 'Hepsinden kurtulacağız' sözünü duyan Ateş ve Esila olması onların şanssızlığı olabilirdi.

Şinigami : Ölüm TanrısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin