Renksiz bir gökkuşağıydı içim,
Seni gördüğüm her gün renklendim.
Sen aydınlığıydın gecemin,
Ve karanlığıydın ayın,
Galaksimdeki küçük gezegenimdin.Gözlerini tek seferde açmasının nedeni aklına yürüttüğü cd'nin gelmesinden dolayıydı.
Ateş'in tam karşısındaki yatakta uyuyor olduğunu görünce saate bakma ihtiyacı hissetmişti. Bir buçuk saat boyunca olasılıkları düşünmüştü, Ateş ise bu süre zarfında sıkılmış ve uykusuzluğun verdiği yorgunlukla uyumak zorunda hissetmiş olabilirdi. Anlayışla karşılayarak lavaboya gitti.
Yanına gizli telefonunu almıştı.
Gönderilen Mert:
Mert yarın Şinigami'nin işlediği cinayetlerle ilgili toplayabildiğin kadar dosya bulup üsse geç. Sakın kimseye görünme. Altını çiziyorum sakın. Gizli geçitlerden birinden gir. Gelişmeler oldu. Ecrin'e de haber verebilir misin?
Elini yüzünü yıkadıktan sonra lavabodan çıkmış soluğu ortak salonda almıştı. Salonda uyuklayanları görünce içi rahatlamış kalanların da balkonda sızmış olduğunu fark ettiğinde eksik olmadığının verdiği rahatlamayla uyuyabileceğine karar vermişti. Odaya geri dönüp Ateş'i uyku setinin üstünde uyuyor görmek ona yaklaşma isteğiyle doldurdu içini.
Yaklaştı da. Uyandırmamaya gayret ederek üzerini ince sayılamayacak bir çarşafla örttü. Yatağın önünde yere çömelip Ateş'in neredeyse elmacık kemiklerine kadar uzanan kirpiklerine baktı. Hareleri ilk defa kapalı görmek onda bir boşluk hissi uyandırmıştı. Sonsuza dek kapalı dursaydı diye karamsar düşüncelere kapılması boşluk hissinin artmasına sebep oluyordu.
"Bahse girerim ki senin hakkında düşüncelerimi ya da varsa hislerimi merak ediyorsundur. Umarım uykun ağırdır çünkü bunları yüzüne söyleyebileceğimi sanmıyorum."
"Seni merak ediyorum. Bunu yüzüne söylesem ne şaşırırdın ama. " gülümsemişti, durduğunda bir daha durursa eğer devam edemeyeceğini hissetti ve derin bir nefes alıp devam etti.
"Sen... Sonu merak edilen bir romansın sanki. İçi gizem dolu ama kilitli açılmayan bir sandıksın sanki. Melodisi zihnimde çalıp duran ancak adını bir türlü hatırlayamadığım bir şarkısın sanki. Merak ediyorum seni.
Parçalarını bir türlü birleştiremediğim bulmaca gibisin. İç içe geçmiş çözemediğim ip yumağı gibisin. Kördüğümsün, ilmek ilmek gizemsin. Küçüklüğümden beri bulmacaları seven biri olmuşumdur, gizemleri çözmeyi severim. Çözemediğim şeyler ilgimi çekmiştir hep. Ben seni çözemiyorum Ateş Deniz. Sana dair tanımlayabildiğim tek duygu da merak duygusu.""Ben bir seni bu denli merak ettim bu ana kadar, bir de Lavinya'nın kim olduğunu. Mesela, ben tanıdığım herkesi kaybettim demiştin ya bir defasında. Adı Ateş olan birini bu denli soğuk yapacak kadar kimleri kaybetti diye merak ettim o gün. Sigaranın parmaklarının arasına nasıl o kadar çok yakışabilmesini merak ettim. Sonra kokunun akciğerlerimde mesken tutuşunun vereceği hissi... Gülerken gözlerinin yanında kırışıklar oluyor mu, bunu da merak ettim. Ben seninle birlikte birini özleyebilmeyi merak ettim; birine aşık olabilir miyim, bunu merak ettim. Kaybettiğim benliğimi sende bulabilir miyim, ve bunu da. "
"Şarkılar anlam kazanır mı seninle? Hüzünlerim son bulur mu? Eğer öpseydim o gün seni... Dudaklarının izi silebilir miydi, ruhumun yaralarının izini? Eğer seni sevseydim, sever miydin beni? Peki sen de bırakıp gider miydin? Hiç gitmeyeceğini söylediği halde beni vedasız bırakıp giden annem gibi. Ya da sana sarılmak. Tüm dünyayı kucaklamışım hissini verir mi? Elimi tuttuğunda tüm evsizler ev, çocuğu olmayan aileler evlat, öksüz ve yetimler kendine aile bulmuş gibi hisseder miyim? Yakar mısın canımı sen de?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şinigami : Ölüm Tanrısı
Misterio / Suspenso' Herkes, herkese ihanet edebilir. ' Ölümün kucakladığı çocuklar büyüttüm avuç içlerimde. Hepsi kanımdı, hepsi bendi. Kızıldandı bedenleri, siyahın karasına bulanmışlardı. Ölü doğan çocuklardı onlar. İçime gömdüm fakat ben öldüm. Ölümüm gebe bırak...