"Balıklar uçar, kuşlar yüzer, gökyüzü yemyeşil. Ben de seni düşünmeyi bıraktım."Deniz Tekin'in huzur veren sesi kulaklarını doldurduğunda kardeşinin yolladığı yazılara bakıyordu. Birbirlerine bulduklarını anlatmışlar ve buldukları ipuçları üzerinden araştırmalarına devam ediyorlardı ayrı ayrı. En kısa zamanda bir araya gelip ilerlemelerini birlikte sürdürmeye söz vermişlerdi.
Gülümsedi, Esila. İç karartan belirsizliğe sahip mantar panoya, bir şeyler ekleyebilirdi. Kızın yazdıklarına odaklandı. İki cümlenin onda yarattığı hislerle canı sıkıldı, gülümsemesi havada asılı kaldı.
"Ben Güneş, adına rağmen karanlıkta kalan..." diyordu kız. Adını öğrenmesine bile sevinemedi o an. Hüzünle önceki cümleyi de tekrar etti.
Bankaya doğru heyecan ve üzüntünün hakim olduğu bir kalple ilerlerken kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Ona dönen yüzler de deli olduğunu sanıp acıyan gözlerle bakmaları da umurunda değildi. Umarsızlığı insanlar ve anlaşılmaz yargıları söz konusu olduğunda kat be kat artıyordu.
"Bir insan sadece zorbalık gördüğü için intihar eder mi? Sanmıyorum. Ailevi sorunları da göz önüne alındığında intihar kaçınılmaz olabilir belki. Ama içimden bir ses yetersiz diyor. Peki ya Şinigami? Öğrencilerin intiharın üstünü kapatmasıyla alakası yokken onlardan neden intikam almak istesin ki? Zorbalığa dayandırıyorsa nedenini Gökçe kendi halinde bir kızmış. Ne zararı dokunmuş olabilir ki kıza?"
Gökçe ismi beyninde şimşekler çakmasına neden oldu. Duraksadı, şaşkındı çünkü galiba büyük bir ize ayak basmıştı.
"Mesaj. İlk mesajda özellikle siz ölümü tadacaksınız demişti tayfaya. Tayfa ya da içlerinden sadece biri kıza büyük bir intihar sebebi vermiş olmalıydı. Ama ne? Güneş zaten yeterince zorbalık görmüştü. Alışkın olmalıydı. Yani Şinigami'nin tayfayı baş düşmanları bellemesi için, Güneş'in onlardan zorbalık gördüğü gibi bir sebepten çok daha mühim bir sebep olmalıydı. İyi de neydi bu sebep?"
"Aslında bir soru daha var. Neden zorbalıklara katlanmayı seçti. Fizik hocasının tavsiyelerini dinleyip okul değişemez miydi? Arkadaşı olmayan, zorbalık gördüğü bir okulda kalma sebebi ne olabilirdi? Yani, onu burda tutan sebep neydi?"
Ve sana dair her anıda, bana acı veren bir şey var.
İçimde kayıp giden yıldızlar ve sana dair tuttuğum bir dilek, hiç sönmeyen bir ışık var.Şarkıda geçen cümlelerle eş zamanlı olarak bir kez daha tekrar ettiği cümleyle tekrar duraksadı.
"Söndürdüm, çünkü artık ışıklardan korkuyorum, karanlıktan değil."
"Aşk." diye acıyla fısıldadı ve acı acı gülümsedi. "Aşk ölmek için güzel bir nedendir. "
"Dedikoduları doğruluk payı olmalarına rağmen çok önemsememiştim ama doğruydular. Güneş, tayfadan birine aşık olmuştu. Ama o kişi onu değil bir başkasını seviyordu, belki reddetti belki de sadece onları gördü. İçindeki karanlığa rağmen aşık olmuştu. Bu onu okulda tutan sebepti. Karanlığı az da olsa aydınlanmıştı biri sayesinde. Ancak yine yüzüstü bırakılmıştı, yine karanlıkta kalmıştı. Sonunda sevilmemeyi yüreğine yediremeyip intihar etti. Olayın üstü kapatıldı."
"Bu da Şinigami'yi iyice delirtti. Filmi izleyip psikolojisi iyice bozuldu. Sonra öldürmeye başladı. İntikam almaya karar verdi, intiharda rol oynayan herkesten. Ama kim için yaptı bunları? Güneş'e aşık olabilir miydi? Belki de sevdiğini kaybetmesine neden olanlardan intikam alıyordu."
Omuzlarını silkti, olasıydı.
Ateş, Mert, Berk ve Özgür. Bu dört ismi sayısızca tekrar etti içinden. Sonra elemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şinigami : Ölüm Tanrısı
Mistério / Suspense' Herkes, herkese ihanet edebilir. ' Ölümün kucakladığı çocuklar büyüttüm avuç içlerimde. Hepsi kanımdı, hepsi bendi. Kızıldandı bedenleri, siyahın karasına bulanmışlardı. Ölü doğan çocuklardı onlar. İçime gömdüm fakat ben öldüm. Ölümüm gebe bırak...