Biri geceye, biri gündüze aşık birbirinden habersiz iki genç. Kader onlarla nasıl oynayacak? Tanışmaları iyi yönden mi yoksa kötü yönden mi etkileyecek ikilimizi? Gelin kitapta soru işaretlerimizi bitirelim.
.
.
.
Ölene kadar benimle aynı yıldıza ba...
Hızlı bir başlangıç yapsan da yetişemeyeceğin kadar yukardayım. BTS- SUGA 😗
Şarkı önerisi; BTS- Boyz With Fun 💙
Erva Aselin Ağzından:
Yatağımda oturmuş ne giysem diye bakınıyordum. Her günüme böyle başlamak zorundaydım sanki. Kendi kendime sinirlendim. Sonrasında ise gözüme ilk kestirdiklerimi aldım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Beyaz, üzerinde siyah güneş baskısı olan boyundan bağlanan, göbeği açık bırakan tişört, ve yırtık boyfriend pantalon. Hava zaten sıcaktı. Siyah vanslarımı da alıp banyoya girdim. Üzerimi değiştirirken çamaşır sepetinin dolduğunu gördüm. 2 tane kirli sepeti vardı. Birinde benim, birinde Uzayın kirlileri vardı.
Üzerimi giyindikten sonra bugün kirlileri makineye götürme kararı aldım. Yatağıma tekrar otururken saçlarımı yapmaya başladım. İki tane yarım balık sırtı yapıp bitiş yerlerini topuz yaptım. Ve arkasını açık bıraktım. Eyeliner ve rimel sürdüm gözlerime. Çok belli olmayan, turuncu bir ruj sürdüm dudaklarıma. Aynadan Uzaya baktım.
Hala uyuyordu. Cüzdanımdaj bozuk para alıp cebime koydum. Telefonumu da alırken saate baktım. 9.45 di. Ferah ve Ateşin dersi vardı bugün. 10 da başlayacaktı. Telefonu ayağa kalkıp arka cebime koydum. Sonra banyoya gidip kirli sepetini aldım. Kapının yanına gidince kulübenin anahtarını cebime koydum.
Ve kapıyı açıp kulübeden çıktım. Çamaşırhaneye doğru ilerlemeye başladım. Çevre de pek kimse yoktu. Bazılarının dersleri vardı zaten. Geri kalanı da tahminimce uyuyordu. Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan sepetin elimden çekilip alınması oldu. Kimin aldığına bakınca yine Berke olduğunu gördüm.
"Günaydın. Çamaşırhaneye gidiyorsun sanırım?"
"Evet, sen ne arıyorsun bu saatte burada? Ayrıca her yerde her zaman karşıma çıkmayı nasıl başarıyorsun?"
"Tesadüf işte. Sabahları koşarım ben. Ondan ayaktaydım. Bu arada derslerin hangi gün?"
"Salı ve perşembe" Berkenin yüzünde ki gülümseme büyüdü.
"Sen ciddi misin? Benimki de aynı. Hangi dersleri tercih etmiştin peki?"
"Kimya, matematik ve edebiyat"
"Bende, aynı sınıftayız demek ki" Bende gülümseyip kafa salladım.
Sonra sepete attım elimi. Ama Berke geri çekti.
"Berke zaten koşmuşsun yorgunsundur. Sen kulübene git, bende şunları yıkayayım"
"Şöyle yapalım, ben sepetini oraya bırakayım. Sen de makinaya atmaya başla. Bende sepetimi alıp geleyim ve yıkayayım? Olur mu?"
"Tamam da-" Berke neden böyle olduğumu anlamıştı sanırım.
"Ha, şey, yani utanmana gerek yok. Arkamı dönerim ben sen makinaya atarsın" dedi elini ensesine atarken.
