33. Bölüm

1.5K 46 16
                                    

Maviyi düşünüp, siyah yaşıyoruz.

Şarkı önerisi;
BTS- Danger 💙

Erva Aselin Ağzından:

"Bu dosyaları da gönderdi. Yazılımları yapılacakmış" Oflarken sekretere baktım. O da dudak büzüp omuz silkti ve odadan çıktı. Saat daha 9 olmuştu. Ve ben geldiğimden beridir sürekli dosya yazılımı yapıyordum. Daha 3 dosyanın yazılımı bitmişti. Ve benim önümde daha bir sürü dosya vardı.

"Bitmeyecekler" deyip kafa salladım. Sonra laptoba bakıp yazılımın tamamlanmasına ne kadar kaldığına baktım. %63' dü daha.

"Bir kahve yapayım kendime. Anca tamamlanır" deyip telefonumla birlikte ayağa kalktım. Telefonumu kot ceketimin cebine koyarken önüme düşen perçemleri elimle geriye doğru attım. Şirketin her katında dinlenme odası vardı neyse ki. O odalarda istediğin gibi dinlenebiliyor ve istediğin gibi içecek içebiliyordun.

Kahve makinasının yanına gelirken istediğim kahveyi seçtim ve kapsülü yerine oturtup bardağı altına koydum. Sonra düğmesine basarak çalışmasını sağladım. Ellerimi tezgaha koyup kafamı önüme eğdim. Sürekli oturmak benlik değildi. Ama burada sürekli oturmam gerekiyordu. Belime bir çift el konarken direk arkama döndüm.

Dirseğimi, belimi tutan kişinin suratına geçirmek üzereydim ki yakaladı ve gülümseyerek suratıma baktı.

"Kendini savunmak için eğitim de aldın demek" Derin bir nefes bırakırken sinirle Uzaya baktım.

"Kafan mı güzel ya?! Nasıl korktum!" dedim elimi kalbimin üzerine koyarken. Bana bir adım daha yaklaşırken bende bir adım daha geriye gittim ama tezgaha sırtımın dayanmasıyla beraber gidecek yerimin olmadığını anladım. Kapıya doğru baktıktan sonra Uzaya döndüm. Uzay ellerini tezgaha, benim iki yanıma, koyup

"Korkmana gerek yok. Şirkette sana kimse zarar veremez. Hele ki benim şirketimde, benim bulunduğum ortamda, kimse kılına bile dokunamaz senin"

"Dediğin gibi şirketteyiz şimdi birisi falan girer, yanlış anlamasınlar" Dilini cıklatırken

"Anlasınlar. Anlasınlar ki bir daha sana yaklaşamasınlar" Gözleri dudaklarıma kayarken bilinçsizce benimki de onun dudaklarına kaydı. Yutkunurken bana doğru yaklaşmaya başladı. Ben ne itebiliyor, ne de ona doğru gidebiliyordum. Sadece olduğum yerde duruyordum. Dudaklarımız tam buluşmak üzereydi ki kahve makinası ötmeye başladı ve ben Uzayı itip bardağımla beraber hızlı hızlı dinlenme odasından çıkmaya başladım.

Uzayın kahkahası kulaklarımı doldururken utanarak kendime kızdım.

...

Elimi boynuma atarken kafamı çevirdim. Ve geriye doğru yaslanıp derin bir nefes bıraktım. Sonunda dosyalar bitmişti. Ama bende bitmiştim. Saat 16.00 olmuştu. 1 saat sonra çıkacaktım. Birde Güneş ve Ferah bana gelecekti bugün. Eve gidince yemek yapacaktım. Oflarken ayağa kalktım ve odanın içinde bir tur attım.

Odanın kapısı açılırken bakışlarım kapıya kaydı. Uzay suratında ki gülümsemeyle içeriye girdi. Ve ardından kapıyı kapattı.

"Bitirdin mi?" dedi ve misafir için olan krem rengi 3 lü koltuğa oturdu. Bende dönen sandalyeme oturduktan sonra ona doğru döndüm.

"Bitti ama bende bittim" Kafasını sallarken

"İşin bitti madem çıkalım hadi" Olumsuz anlamda kafa sallayıp

"Olmaz, daha 1 saat var mesainin bitmesine"

"Erva senin karşında şu an patronun var. Ve sana çıkalım diyor. Bilmem anlatabildim mi?"

Gecenin Yıldızı (ASKIDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin