38. Bölüm

1.1K 33 15
                                    

İki elin kanda da olsa gidersin. İşleri bitince gelmeseydin derler.

Şarkı önerisi;
BTS- Dimple 😘

Erva Aselin Ağzından:

Şirkete gelince derin bir nefes bıraktım. Çantamdan şirket kartını çıkardım ve Ateşle beraber şirketten içeri girdik. İçeri girmemle herkesin bakışları bana döndü. Hakkımda neler düşünüyorlardı kim bilir. Kafamı eğince omzumda bir kol hissettim.

"Kafanı ne olursa olsun eğme. Sen bir hata yapmadın." Ateşin fısıltısıyla beraber yutkundum ve gözlerimin dolmasına engel oldum. Gözlerimin dolduğunu görseydi eğer olay çıkartabilirdi. Ve bu benim istediğim en son şey bile değildi. Sonrasında ise kafamı kaldırdım. Kartı okuttum ve Ateşle beraber geçtik.

Sonra asansörü beklemeye başladık.

"Uzay Beye ne yaptı kim bilir. Yoksa adamın gözü kimseyi görmüyordu ki. Sevdiği birisi varmış diye duymuştum. Ne yaptıysa artık adama sevdiği kişiyi unutturmuş." Önümde ki 2 çalışan kadın hakkımda konuşuyorlardı. Omzum sıkılınca Ateşe döndüm.

Gülümseyip olumsuz anlamda kafasını salladı. Bende ona 'sorun yok' der gibi gülümsedim. Asansör gelince herkesle beraber bizde bindik. İnmemiz gereken, yani Uzayla odamın olduğu kata gelince indik. Sekreter beni görünce ayağa kalktı.

"Erva, oh be sonunda geldin. Uzay Bey çok sinirli geldi. Şirkette resmen terör estirdi. Herkesin yaptığı oyunları reddetti. Diğer şirketlerden gelen ceolarla bile konuşmadı gönderdi. Sonunda geldinde sakinleşir biraz olsun."

"Sakinleşmez daha fazla sinirlenir yapacağım şeyden sonra. Ama neyse."

"Ne-" Sekreterin konuşmasını bitirmesine izin vermeden Uzayın odasının kapısını çaldım ve içeri girdim.

"Kimse içeri girmeyecek demedim mi ben?!"

"Uzay Bey." Uzay sesimi duymasıyla beraber sandalyesini bana doğru çevirdi. Ve hemen ayağa kalktı.

"Erva, neden açmadın telefonlarımı, neden cevap vermedin bana? Ne kadar merak ettim haberin var mı? Sonunda geldin-" Bana sarılmak için bir adım atmıştı ki geriye doğru gittim. Uzayın suratında ki rahatlama yavaşça solarken suratıma baktı öylece.

Sonrasında çantamdan istifa dilekçemin olduğu zarfı çıkardım. Ve Uzaya uzattım. Uzay tereddütle suratıma baktı. Kaşları çatılırken elimde ki zarfı aldı.

"Bu ne?" Zarfın içinden dilekçeyi çıkardı. Burnum sızlarken içimden 'sakın ağlama' diye tekrar ettim. Ve

"İstifa dilekçem Uzay Bey." dedim. Uzay yutkunurken elinde ki dilekçeyi okudu. Sonra bana döndü.

"Ben istifa ediyorum. Sözleşmede ki yazan miktarı da en kısa zamanda öderim. Kendinize iyi bakın." Sonra arkamı döndüm. Gitmek için birkaç adım atmıştım ki kolumdan yakaladı.

"Erva, bu ne demek? Niye istifa ediyorsun?" Kolumda ki elini tutup kolumdan ayırdım.

"Ben istifa ediyorum Uzay Bey. Daha fazla katlanamayacağım."

"Peki ya biz? Neden veda edermiş gibi konuşuyorsun?" Gözlerim dolmaya başlarken derin bir nefes alıp verdim.

"Çünkü veda ediyorum. Bu ilişki de, bu şirket de beni çok yordu. Ve ben artık daha fazla devam edemeyecek bir raddeye geldim. Biz diye bişey kalmadı zaten. Dünki laflarınızdan sonra kalması beklenemezdi." Hızla elime sarılırken

"Erva, yemin ederim sinirle söyledim onları. Bilerek, isteyerek söylemediğimi biliyorsun. Seni bile isteye kırmam, üzmem."

"Söylendi mi? Söylendi. Bu laflar karşısında ben kırıldım mı? Fazlasıyla. O yüzden burada bitirelim. Birde bişey daha vereceğim size. Ama ben şirketten çıktıktan sonra masamın çekmecesinde olur o. Okuyun." Sonrasındaysa daha fazla bişey söylemesine izin vermeden öylece çıktım odasından.

Gecenin Yıldızı (ASKIDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin